Özveriyle ilmek ilmek örülmüş bir ortak aklın, uzun zamana yayılan emeğin sonrasında CHP Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçimi için “Millet İttifakı”nın ortak adayı olarak ilan edilmesinin ardından, CHP Genel Merkezimizin önü tarihi günlerinden birini yaşadı.

Benim de o gece aralarında olmaktan biz kez daha onur duyduğum Anadolu’nun dört bir yanından gelen partililerimiz ile Sayın Genel Başkanımızın burada yapacağı konuşmayı bekledik.

Olur mu olmaz mı?

Tüm sorular geride kalarak artık CHP Genel Merkezimizin önünde umutlu bir başlangıç havası vardı. En çok duyduğum söz şuydu:

- Bu sefer tamam...

Açıkça söylüyorum, Sayın Kılıçdaroğlu bunu sonuna kadar hak etmişti. Yolu açık olsun. Ülkemize hayırlı olsun.

Cumhurbaşkanı adaylığının ardından masanın öteki 5 liderinin de cumhurbaşkanı yardımcısı olması, sürecin bir kadro hareketi olarak devam edeceğini gösteriyor. Belki de kadroya yeni katılımlar olur. Çünkü gerek genel merkez önündeki gece konuşması gerekse grup konuşmasında da tehditle, hakaretle, öfkeli sloganlarla değil umut verici söz ve politikaları ile ifade ettiği gibi   Sayın Kılıçdaroğlu, başta 6 parti olmak üzere geniş bir yelpazenin adayıdır. 6’lı masa dışında başka 6’lı masalar da oluşturabilecek bir birleştiricilik gücüne ulaşmıştır. İşte tam bu noktada siyasi tarihimizdeki “bir bilen”, “bir bölen” gibi söylemlerden yola çıkarak benzetmek gerekirse şu tanım kendisine çok yakışıyor:

Bir birleştiren!

Özellikle son yaşanan süreç Sayın Kılıçdaroğlu’nu bu unvanın ortasına oturttu.

Tabi Sayın Kılıçdaroğlu taşınması zorlu ve onurlu bir misyonuda üstüne aldı:

Yoksulluğun pençesinde kıvranan emeklilerimize, işçilerimize…

Bu ülkede bir geleceği olup olmayacağı endişesi taşıyan gençlerimize…

Haksızlık ve hukuksuzlukların pençesinde kıvranan mağdurlara…

Ağız tadıyla bir yaşam sürmek isteyen ve bu nedenle gözüne uyku girmeyen vatandaşlarımıza, kadınlarımıza…

Umut oldu...

Umut bu topraklarda çok çabuk yeşeren bir çiçektir! Umut sık tüketilir ama hiç bitmez bu topraklarda.

Umut gençlik çiçeğidir bu topraklarda; terk edip gidenler olsa bile yüreğini bu ülkede bırakır...

Umut kadın çiçeğidir bu topraklarda; kimse teslim alamaz onları...

Sayın Kılıçdaroğlu’nun aldığı bu umut yükünü hukuksal zeminde ve toplumsal meşruiyetle güce çevirmesi, değişim bayrağını zafere taşıması için, artık oy verirler vermezler diye bakmadan herkes omuz vermeli. Bu umudu yaşatmak, sürdürmek ve yarattığımız bu duyguyu tüm sorunlarımızın çözümünde anahtar haline getirmek bizim elimizde. İnanıyorum ki, farklılıklarını zenginlik olarak gören bir anlayışla birlikte var olma yolunu tercih ederek, ülkesi için yediden yetmişe herkesin seferber olduğu bir toplumu kimse yıkamaz. Bu yüzden şimdi herkesin herkese destek verip, herkesin herkesi hatasıyla, sevabıyla ‘yoldaş’ bilip, yola koyulma zamanı.

Sözlerime son vermeden önce,  sakın unutmayın yaşamlarımızı müteahhitler ve toplumu ayrıştırmaktan keyif alan muhteris siyaset esnafı değil, biz inşa edeceğiz, sonunda da birlikte, insan gibi yaşayacağız. Hep birlikte kazanacağız ve bu zaferin kaybedeni olmayacak. Bu memleket bizim.