Merkez Bankası Başkanı son beş yılda dört kere değişti. Yabancı yatırımcı son değişikliğe ciddi tepki göstererek özellikle borsada ellerinde tuttukları hisseleri satarak ülkemizden çıkıyorlar. Dünyanın demokratik hiçbir ülkesinde Merkez Bankası Başkanı görev süresi dolmadan görevden alınamaz. Merkez Bankası Özerkliğini bu güvenceden alır. Faizlerimiz %19 gibi rekor seviyede olmasına karşın yabancı yatırımcının bu faizlerden yararlanmak için dahi gelmemesi hatta olan yatırımcının elindeki hisseyi ya da hazine bonosu satarak dövizini alıp gitmesi döviz fiyatlarını yükseltiyor.

Dövizin yükselmesi ve yüksek kalması enflasyonun da yükselmesine sebep oluyor. Dünyanın birçok ülkesinde enflasyon 1-2 civarında bu ülkelerde faiz de aynı rakamlarda. Buna rağmen bizim ülkemizde enflasyon ve faizin son derece yüksek olması kötü yönetimin sonucudur. Pandemi sebebiyle işini kaybeden insanların yüksek enflasyonla mücadele etmesi üstüne esnafın kredi kullanırken inanılmaz yüksek faizle karşılaşması zorda olan insanların durumunun daha da kötüleşmesine sebep oluyor. Kısa çalışma ödeneğinin kesilmesi de çalışanlar ve esnaf için iyi olmadı. İktidar, pandemiden olumsuz etkilenenlere yeteri kadar doğrudan destek vermedi. Düşük faizli krediler işyerleri kapanan esnaf ve işsiz kalan işçiler için ilk etapta iyi gözükse de pandeminin uzamasıyla birlikte ödemeler sorun oldu. Artık hata yapma lüksü kalmadı, kapanan iş yerleri intihar eden insanlar uyarı niteliğindedir. İmkanlar dahilinde işyeri kapanan esnafa yeterli destek verilmelidir.

/////////////////////////////////

Neden Yeteri Kadar Aşı Alınmadı?

Pandemi ile mücadelemiz bir yılı geçti. Aşı bulunmuş olmasına karşın Ülkemizdeki hasta sayısı rekor seviyelere ulaştı. Uzmanlara göre tam kapanma olmadan ve aşılanan insan sayısı belli bir sayıyı bulmadan salgını durdurmak çok kolay değil. İktidar pandemi ile mücadelede kendini çok başarılı görse de hasta sayısı nüfusumuza göre son derece yüksek seyrediyor. Adalet ve Kalkınma Partisi tüm tepkilere rağmen lebalep dolu salonlarda kongreleri yapınca hastalığın yayılmasına sebep oldu diyenler var. Bu kongrelere sadece kongrenin yapıldığı il değil civar illerden da partililer gelir. Bu sebeple eleştirilere haksız demek çok doğru değil. Bu konuda yazdığım yazılarda salgınla doğru mücadele edip başarı elde eden ülkelerin ekonomik olarak da büyük bir avantaj sağlayacağını detaylı şekilde anlatmıştım. Özellikle ABD bu konuda önemli yol kat etti ve günde 4 milyon kişiyi aşılar hale geldiler. Biz en azından ilk bulunduğunda Avrupa ve Amerika'da bulunan aşılara göre daha az güvenilir olan Çin aşısını kullanmamıza rağmen yeteri aşılanma seviyesinde ulaşamadık. İlk aşılamadan bu yana geçen süre düşünüldüğünde neden yeteri kadar aşı alınarak yurdumuza getirilmediği tartışma konusudur. Avrupa aşılarını tercih etsek hem talep sebebiyle hem de saklama koşullarının zorluğu sebebiyle şimdiki durum kabul edilebilir ama Çin aşısını yeteri kadar almamış olmamız ciddi eleştirilmesi gereken bir konudur. Umarım pandemi hayatımıza daha fazla zarar vermeden aşılama ve alınacak tedbirler yoluyla durdurulabilir.

/////////////////////////////////

Erken Seçim Olur mu?

AKP iktidarı, en zor zamanlarını yaşıyor. Bir yandan ekonomik sorunlar bir yandan pandemi adeta köşeye sıkışmış vaziyetteler. Hal böyle olunca kamuoyu araştırmalarında oy oranları geçmişi mumla aratıyor. Oy oranları düşükken erken seçim kararı almaları çok da mantıklı olmaz. Bununla birlikte işler böyle gitmeye devam ederse oy oranlarının daha da düşme ihtimali olduğu gerçeği de göz ardı edilemez. Erken seçim iktidar için iyi mi olur kötü mü sorusunun cevabını ekonomideki gelişmeler verecektir. İşler düzelmezse iktidarın içindeki huzursuzluklar artacaktır. Uzun zamandır yapılacağı söylenen Bakanlar Kurulu değişikliği ertelendikçe ertelendi. Bakanlar değişince sorunların çözüleceğine ilişkin bir garantide yok. Hatta yeni gelen Bakanların işleyişe hakim olması ve kendi kadrolarını oturması uzunca bir zaman alabilir. Oysa tarımda, eğitimde, ticarette ve hemen hemen her konuda dağ gibi biriken sorunlar konusunda halkın ne kadar daha sabredebileceği beli değil. Özellikle halkın dar gelirli kesimini yakından ilgilendiren gıda enflasyonu ve işsizlik son derece yüksek bir seyir izliyor. Acil olarak çözülmezse sıkıntı büyüyebilir. Bu durumda seçimin sonucunu tarihi değil oy veren seçmenin elinde işi cebinde parasının olup olmaması belirler.

/////////////////////////////////

Memlekete Al Bağla Geç Karşısına Ağ

İşsizlik bitmedi. Borçlar düşmedi. Cari açık kapanmadı. Merkez Bankası net rezervleri eksiye geçti. Avrupa Birliği hayaldi yalan oldu. Kentsel dönüşümde başarı sağlanamadı. Tarımda işler iyiye gitmedi. Hayvancılık can çekişiyor. Şehirler güzelleşmedi, şekilsiz şemalsiz beton yığınları her yerde. İstanbul ihanete uğradı. Eğitimin ne halde olduğu belli değil. Ülkemizde misafir olarak gelen ama sayıları 5 milyonu geçen Suriyeli sorunu ne olacak belli değil. Kısaca memlekete al bağla geç karşısına ağla.  Ülkeyi 19 yıldır yönetenler harcadıkları onca kaynağa, topladıkları milyarlarca lira vergiye, özelleştirmeden elde edilen altmış milyar dolara rağmen ortada ne var. Kimse köprü, yol var,  hastaneler var demesin. Bunların sahiplerine daha yıllarca para ödeyeceğiz. Sonuç olarak balonu patlamış, cilası dökülmüş bir iktidar var ortada. Bunca başarısızlığa rağmen önümüzdeki seçim iktidar olabilir mi bilinmez ama bilinen son derece başarısız bir iktidar olduğudur. Bunca yıldır çözemediği ve üstüne yenilerini eklediği sorunları bu iktidar çözer mi? Çözebilir mi? Seçime kadar kalan sürede göreceğiz. Bu konuda umudu olan var mı bilmiyorum ama umutlu olmak için çok bir sebep olmadığı acı bir gerçek…