Türkiye’nin göz bebeği şehrimizin Alpu ilçemizdeki, ülkemizin en verimli ovalarından Alpu Ovamıza Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve Anadolu Üniversitesi işbirliği ile yapımına başlanan “Ulusal Raylı Sistemler Test ve Araştırma Merkezi" URAYSİM projesi ne yazık ki uzun süredir gündemimizde.

URAYSİM projesi, demir raylar üzerinde giden lokomotif, metro, tramvay gibi araçların güvenlik testinin yapılacağı, birkaç kilometre uzunluğunda döşenmiş tren raylarından ve testi yapacak kuruluşun içinde çalışacağı binalardan oluşmakta. Hal böyleyken, URAYSİM gibi bir ismi duyanlar, genellikle bunun, Türkiye’nin hızlı tren, tramvay, metro ve bu tip ileri teknolojili araçlar üreten bir sanayi kuruluşu yatırımı olduğunu düşünmektedirler. Ancak ne yazık ki durum öyle değil.

Türkiye halen, Bursa ve Ankara’da yalnızca şehir içi cadde tramvayı üretme girişiminde bulunan iki özel şirket dışında, böyle bir dev endüstri kurmaya girişmemiştir. Şimdi soralım? Henüz Türkiye’de dünya piyasalarında satılabilen, raylı taşıma araçlarının üretimi yapılamazken, böyle bir sistem için üzerine birkaç kilometre ray döşenecek olan kilometrekarelerce verimli tarım arazilerini, milyonlarca lira istimlâk parası ödenerek heba etmeye gerek var mı? Zaten bu araçları yapan ülkeler de travers üstüne döşenen demir raylı özel deneme pistlerine ihtiyaç duymuyor. Raylı araç üreticileri bu tür denemelerini mevcut demiryolları şebekesi üzerinde de yapabilmektedirler. Önemli olan Türkiye’nin bu raylı araç gereçleri yapıyor duruma gelmesi. Ancak yapıyor duruma gelmek bir yana  TÜLOMSAŞ gibi Osmanlıdan beri iki asıra yaklaşan yaşı ile bir anıt fabrikanın kapatılarak, yeni bir şirkete bağlanması, Cumhuriyet dönemi edinimlerinin elden çıkarılacak son halkalarından biri olması, içimizi acıtmaya devam etmektedir.

Ayrıca Alpu Ovamız Bakanlar Kurulu kararı ile "Büyük Ova" ilan edilmiştir ve tarım dışında başka bir amaçla kullanılması yasaya uygun değildir. Bu yasaya rağmen URAYSİM projesinin test yollarının inşaası için Alpu-Bozan, Karahüyük, Gündüzler, Margı, Sepetçi ve Yakakayı mahallelerimiz arasında bulunan 6 milyon metrekare alana yönelik kamulaştırma alanı belirlenmiştir. Eskişehir Büyükşehir Belediyemizin bu kamulaştırmanın ‘kamu yararına aykırı’ olduğu gerekçesiyle İdare Mahkemesi’ne açtığı davada, mahkeme tarafından oluşturulan Üniversitelerden 5 akademisyen ile bir jeoloji mühendisi ve bir harita kadastro mühendisinden oluşan 7 kişilik uzman Bilirkişi Heyetinin hazırladığı 77 sayfalık raporda özetle şu tespitler yer aldı:

  • Kamulaştırılmak istenen 6 milyon mektrekarelik alan verimli tarım arazilerinin yanı sıra, mera alanına, DSİ sulama alanı sınırına, doğalgaz boru hattına, sanayi alanına, mevcut yerleşim bölgesine ve Porsuk taşkın alan sınırına ve sit alanına isabet etmekte.
  • Proje alanının büyük çoğunluğu Bakanlar Kurulu Kararı ile ‘Büyük Ova’ ilan edilmiş Alpu Ovası’ndaki aktif tarım üretimi yapılan birinci sınıf tarım arazileridir.
  • Orada arazi toplulaştırılması yapılarak üreticilere teslim edilmiş, sulama altyapı projeleri de tamamlanmıştır. Proje ile bölgenin en verimli tarım arazilerinin bütünlüğü bozulacak.
  • Tarım arazisinin vasfı değiştirilerek başka amaçlarla kullanımı geri döndürülemez zararlara yol açacaktır. Tarım dışında başka bir amaçla kullanılması yasaya uygun değildir.
  • Bölgede hayvansal üretim de önemli yere sahip ve 28.000 büyükbaş ve 82.544 küçükbaş hayvan beslenmekte.

DEPREM RAPORU BİLE ALINMAMIŞ

  • Proje sahasının yakınında aktif faylar var ve ileride zemin ve afet yönünden karşılaşılması olası riskler göz ardı edilmiş.
  • Proje çerçevesinde vatandaşın tarlalarından elips şeklinde geçecek raylar nedeniyle diğer taraflara nasıl geçileceği planlanmamış. İki altgeçit dışında kadastral yollar tamamen kesintiye uğratılmakta.
  • Test raylarının döşeneceği araziler planlama disiplini ve hiyerarşisi içerisinde değerlendirilmemiş. Mekansal etkileri belirlenmemiş. Büyük Ova Koruma Alanı olarak belirlenen alandaki koruma ve kullanma dengesi dikkate alınmamış. Bu nedenle 3194 sayılı İmar Kanunu ve Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğine aykırıdır.  

KAMU YARARINA DEĞİL

Bilirkişi heyeti “URAYSİM Projesinin kamu yararına uygun olmadığı kanaatine varılmıştır” sonucuna vardı. İdare Mahkemesi de bu bilirkişi heyeti raporu doğrultusunda hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden, yürütmenin durdurulmasına oy birliği ile karar verdi.

Bu kararın sonucunda URAYSİM Projesinin "Kamu yararına olmadığı’ belgelenmiştir. Peki, Anadolu Üniversitemizin Açıköğretim sisteminden elde ettiği, öğrencilere ve bilime aktarması gereken gelirlerinin yanı sıra, Alpu Ovası gibi en verimli arazilerimizin yok edilmesinin vebalini kim üstlenecek?

Önemle belirtmek isterim ki, demiryolu şehri Eskişehir’de hiç kimse URAYSİM ve benzeri projelere karşı değil. Bilim insanlarımız projenin verimli tarım arazilerinin üzerine yapılması kamu yararına değil diyor. Alpu’da tarımsal üretim yapan çiftçilerimizde  'verimli topraklarımıza kıymayın' diyorlar. Proje uygulama ve kamulaştırma sahası olarak Alpu Ovası’nın kuzeyine uzanan kıraç arazilerin tercih edilmesini istiyorlar. Ülkemizin ve güzel şehrimizin en verimli tarım arazilerinin üzerine ray döşemek kimseye fayda sağlamaz. Proje hemşerilerimizin de istediği gibi tarım ve hayvancılık arazileri yerine daha kıraç alanlara kaydırılmalıdır.