Osmanlı İmparatorluğunun (1912-1913) Balkan savaşı sonrası topraklarını kaybetmesi sonucunda Rumeli’de yaşayan 1,5 milyondan fazla Müslüman Türk Anadolu’ya göç etmek zorunda kalmıştır. Osmanlı İmparatorluğu topraklarını kaybedince,19.yüzyılın sonlarından 1930’lara kadar Balkanlar’dan mübadele ile göç hareketleri süregelmiştir. 1970’lerin sonlarında Bulgaristan’da yaşayan Müslüman Türkler, o dönemin baskıcı yönetimi tarafından sistematik zulümlere maruz kalınca muhacir olarak tanımlanan soydaşlarımız kitleler halinde Anayurt’ a göç etmek zorunda kalmışlardır. Bu Rumeli ve Balkan göçmenlerinin önemli bir bölümü Eskişehir’e yerleşerek şehir nüfusunda önemli bir çoğunluk sağlamışlar ve kendi geleneklerini ve kültürlerini de bugüne kadar sürdürmüşlerdir. Eskişehir bir bakıma göçmen ağırlıklı şehirdir.
Eskişehir’e göçle gelen Rumeli ve Balkan muhacirleri kendilerine özgü yemek kültürü ile şehrin mutfağına da önemli bir zenginlik kazandırmışlar.

Örnek verecek olursak...

Börekleri ve kuru etleri ile meşhur Boşnaklar... Turşuların, böreklerin köftelerin, tatlıların alasını yapan Makedon göçmenler... Ciğeri, tava yemekleri, hamur işleri ve sütlü tatlıları ile ünlü Arnavutları sayabiliriz.
Ayrıca Türk Mutfağına değer katan Rumeli mutfağının şu yemeklerini de sayabiliriz.
“Ciğer sarma, Rumeli köftesi, Elbasan tava, Peynirli Üsküp dolması, Muhacir mantısı, Tavuklu kapama, Arnavut ciğeri, Boşnak böreği, Pırasalı kol böreği, Dızlama, Rumeli usulü sakatat paça ve işkembe çorbası, Etli büryan pilav.”


Tatlıları ise:
“Trileçe, Kaymaniça, Revani, Tulumba tatlısı, Selanik tatlısı, Samsa gibi...”
Eskişehir’de cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarında Köprübaşı mevkiinde çarşı içinde ufak, ufak çorbacı dükkanları, köfteciler, esnaf lokantaları ,daha sonra helvacı ,tatlıcı ve bozacılar yer almış.


Bu iş yerlerinin Eskişehir’de yer almasını sağlayan işletmecilerin bir çoğunun Rumeli-Balkan kökenli göçmenler olduğunu öğreniyoruz. Rumeli tatlılarını Anadolu’da ilk defa Eskişehir’e tanıtan Mazlumlar Muhallebicisi Makedonyalı göçmen bir aile tarafından 1927 yılında bu şehirde hizmete girmiştir.


Bu şehirde Cumhuriyetin ilk yıllarında Rumeli göçmenlerinin girişimiyle açılan bu yeme-içme dükkanları, halkın zamanla dışarıda yemek yeme alışkanlığını kazanmasında önemli bir rolü olmuştur. Balkan Rumeli göçmenlerin Eskişehir’in sanayi ve ticaret hayatından yemek kültürüne kadar bu şehre çok önemli katkıları olduğu da bir gerçek aslında...
Toplumun yemek kültürünü incelediğimizde belirleyici etkenler arasında etnik özelliklerin çok önemli olmasının yanı sıra asıl olan coğrafyadır. Göçler sırasında toplulukların yanlarında taşıdıkları kültür ve inançların yerleşe geldikleri coğrafya ile örtüşmesi o yörenin yemek kültürünün belirlenmesinde önemli bir etken olmuştur. Coğrafyanın yanı sıra insanların bin yıllara dayanan genetik kodlarında yer alan damak tatlarının ve yemeklerin tarihsel bağlarının da o toplumun yemek kültürüne önemli etkisi olduğunu söyleyebiliriz.