Ruslar, Sovyetler Birliğini kurarken tüm birlik ülkelerini hem birbirlerine düşman ettiler hem de ülkeleri öyle bir böldüler ki kimse ile birleşemesin bütünleşemesin. Bu bölünmenin en belirgin örneklerinden biri Azerbaycan ile Nahçıvan arasında yapılmıştır.

Azerbaycan toprakları arasına Ermeniler sokularak Azerbaycan toprağı ikiye bölünmüş, daha önemlisi en büyük Türk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin, Orta Asya Türk Devletleriyle bağı fiziki olarak kesilmiştir. Böylelikle doğrudan denizlere ve kardeş devletlere ulaşımı kesilen ve küçük küçük cumhuriyetler haline getirilen Türkler, Rusya tarafından sömürgeleştirilmişlerdir.

Ermeniler tarafından işgal edilmiş olan Dağlık Karabağ 2020 yılında özgürlüğüne kavuşmuş, savaşın durdurulması için yapılan görüşmelerde Karabağ’da kalan Ermenilerin, Ermenistan ile bağlarını sağlayacak Laçin Koridoru karşılığında, Nahçıvan ile Azerbaycan arasında Zengezur Koridoru açılması kararı alınmıştır. Yaklaşık 43 km uzunluğundaki bu koridorda bir karayolu ve bir demiryolu inşa edilecek ve Azerbaycan ile Nahçıvan fiziki olarak birleştirilecektir.

Görünürde Azerbaycan topraklarını birleştiren bir yol olarak görünen bu koridor gerçekte Orta Asya’daki Ata toprakları ile Anadolu’nun birleşmesidir. Bir başka ifade ile yıllarca zulüm altında kalmış ve Rusya’dan başka dünyaya bağlanacağı çıkış kapısı arayan soydaşlarımıza çıkış kapısı olmuştur. Bu kapı Orta Asya Türk Devletlerini hem Avrupa’ya hem denizlere bağlayan güvenilir bir yol olduğu gibi kendilerini en büyük Türk Devletine üstelik kardeşlerine bağlamaktadır. Bir sıkıntılarında onlara uzanacak bir el olduğu gibi artık onlara ulaşacak bir yol da mevcuttur.

 Zengezur Koridoru “Türkiye Yüzyılı’nın” doğu kapısı, soydaş kapısı, kardeş kapısıdır. Orta Asya Türk Devletleri’nin nefes almasını sağlayacak, ellerindeki doğal zenginlikleri zorunluluktan Rusya ile paylaşmaktan kurtulacaklardır.

Türkiye Yüzyılının batı kapısı da açılmak üzeredir. Komando birliğimiz Sultan Fatihin Torunlarını korumak üzere Kosova’ya uğurlandılar. Yerleştikleri yer Sultan Murat Hüdavendigar’ın kışlasıdır. Osmanlının yeşerip büyüdüğü topraklarda uyuyan şehitlerimiz bundan sonra “al sancak” gölgesinde uyuyacaklardır.

Sayın Devlet Bahçeli’nin ifadesiyle “Tarih coğrafyaya dar geldiğinde” Misak-ı Milli uyanacaktır.

Saygılarımla.