Önleyici Hukuk, hukuki sorunların henüz yaşanmadan çözüme bağlanmasını ve hukuki yapının sağlam bir şekilde kurulmasını sağlamaya yönelik hizmetler bütünüdür. Ekonomik ve ticari hayatın gelişmesine paralel olarak, gerçek ve tüzel kişilerin tabi olduğu hukuk kuralları çoğalmakta ve karmaşık bir hal almaktadır. Hukuk kuralları, Türkiye’de olduğu gibi diğer ülkelerde de, hayatın her alanında, anlaşılması daha zor hükümlerle düzenlenmeye devam etmektedir.

Teknoloji, haberleşme ve ulaşım hizmetlerinde hızın artması, rekabet koşullarının değişmesi ile sürekli değişen kanunlar, yönetmelikler ve sair mevzuatın takibinin zor olması nedeniyle, son derece basit bilgilendirmelerle önlenebilecek zararlar büyük mali ve hukuki sorumluluklar doğurmaktadır.

Önleyici hukuk, ekonomik ve sosyal hayatta ortaya çıkabilecek önemli hukuki risklerin, önceden analiz edilerek gerekli önlemlerin alınmasını ve bu şekilde sorunlar ortaya çıkmadan en baştan önlenmesini amaçlayan bir hukuk metodudur.

Özellikle ülkemizde yargılama sürçlerinin çok uzun olması ve genellikle tarafların uzlaşmaya açık olmaması nedeniyle, hukuki bir sorun ortaya çıktığında, çözümü hem çok fazla zaman almakta, hem de idari ve mali birtakım külfetleri beraberinde getirmektedir.

Günümüzde çeşitli ilişkiler sonucu oluşan hukuki uyuşmazlıkların çözümünde en çok dava yoluna başvurulmaktadır. Önleyici hukuk bilincinin toplumumuzda yerleşmemiş olması sonucunda uzun yıllar süren zor bir sürece girilmektedir. Mahkemelerin iş yoğunluğu, resmi ve özel kurumlardan gerekli belgelerin celbinin çok uzun sürmesi, hâkim değişiklikleri sonucunda davanın uzaması, duruşmaların arasında aylar geçmesi, istinaf ve temyiz mercilerinde dosyanın çok uzun süre beklemesi, davaların çok uzun sürmesine neden olmaktadır. Ayrıca, önleyici hukuk hizmeti, çıkacak ihtilafların yargısal yollarla çözülmeye çalışılmasından çok daha ekonomik bir yoldur.

Kurumsal şirketler ödedikleri tazminatlar, yargılama masrafları, avukatlık ücretleri, şirket yöneticilerinin aldıkları hapis cezaları ve kaybettikleri mal varlıkları nedeniyle önleyici hukukun önemini yakından bilmektedir. İş hayatında en doğru yaklaşım, uyuşmazlıklar ortaya çıkmadan evvel muhtemel dava ve sorunların önüne geçebilecek tedbirleri almaktır. Uyuşmazlıkların daha hızlı veya henüz doğmadan çözülebilmesi, genellikle tüm tarafların menfaatine olacak şekilde sonuçlanmaktadır. Taraflar böylece büyük masraflarla uğraşmadan ve uzun süreler beklemeden sonuca ulaşabilmektedir.

Ülkemizde bazı anonim şirketlere avukat bulundurma zorunluluğu getirilmesi, avukatlara uzlaştırma yetkisi verilmesi, ceza yargılamasına uzlaştırma kurumunun eklenmesi, arabuluculuk mesleği getirilerek iş davalarında zorunlu arabuluculuk getirilmesi yasa koyucunun önleyici hukuk çalışmaları kapsamında gerçekleştirdiği yasal değişikliklere örnektir. Hukukçuların iş süreçlerine başından itibaren dâhil olması ve sağladıkları hukuki danışmanlık hizmetleri ile kişilerin uygulamada hukuken daha güçlü konumda olmalarını sağlamakta ve hukuki ihtilaf sebebiyle harcanan zaman, para ve emek asgariye indirilmektedir.

Önleyici hukuk hizmetlerinin gerekliliği akdi olarak en çok iş hukuku ve ticaret hukukunun uygulandığı alanlarda meydana gelmektedir. Gelişmeler zaman içinde Avukatlığı yalnızca bir savunma işlevi olmaktan da çıkarmış, hukuki ilişkilerin daha başlangıcında hukuka uygun olarak düzenlenmesi, uyuşmazlıkların önceden önlenmesi gibi önemli ve çağdaş bir yaklaşımı öne almıştır. Ticaret ve hukuk sistemi gelişmiş bütün ülkelerin mevzuatlarında tapu işlemleri ve kira kontratları gibi bazı işlemlerin Avukat olmadan yapılması mümkün kılınmamıştır. Burada amaçlanan, adliyeleri en çok meşgul eden konularda, en az sayıda ihtilaf çıkmasını sağlamaktır.

Önleyici hukuk, gerçek ve tüzel kişiler üzerinde hukuki koruma şemsiyesi oluşturup ekonomi ve sosyal hayatın, sağlam temeller üzerinde gelişmesine yardımcı olmak ve ileride oluşacak muhtemel sorun ve dava ihtimallerini en aza indirgemek için, şimdiden almaları gereken bir güvenlik tedbiri olarak değerlendirilmelidir.