Yargıda yeni düzenlemeleri içeren 7445 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 05 Nisan 2023 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile yapılan değişikliklerden bazıları şu şekildedir.  

1) 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na  ‘konutta haciz’ başlıklı madde eklenmiştir.  Buna göre, konutlarda yapılacak hacizler bakımından; icra müdürünün verdiği haciz kararının ancak “hâkim onayından geçtikten sonra” yerine getirilebilmesi sağlanmaktadır.

·                Borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireylerine ait ibadete özgü veya kişisel eşyalar ile ailenin ortak kullanımına hizmet eden tüm ev eşyaları, haczi caiz olmayan mallar arasına alınmaktadır. Buna göre evde ailenin ortak kullanımındaki buzdolabı, çamaşır makinesi, televizyon ve yatak gibi eşyalar haczedilemeyecektir.

·                İcra takibine konu alacağa yetecek miktarı aşacak şekilde haciz yapılamayacaktır. İcra takibine konu alacağa yetecek miktarı aşacak şekilde haciz yapılması açıkça yasaklanmaktadır.

·                İcra ve İflas Kanunu’na, ‘muhafazasına gerek kalmayan malların tasfiyesi’ başlıklı madde eklenmiştir. Bu kapsamda muhafaza işleminin dayanağı olan haciz kalkmış olup da yedieminde bulunan malların tasfiyesine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.  

2) Uyuşturucu ile mücadeleye ilişkin düzenlemeler kapsamında bağımlılık yapma özelliği fazla olan sentetik katinon ve türevleri, sentetik opioid ve türevleri ile amfetamin ve türevleri uyuşturucu madde olarak kabul edilerek bunlar da ceza kapsamına alınmaktadır. Böylelikle anılan maddelerin imal ve ticareti suçunun cezasının alt sınırı, 10 yıldan 15 yıl hapse çıkarılmaktadır.

·                Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu için görevlendirilen gizli soruşturmacının hâkim tarafından kamuya açık yerlerde ve işyerlerinde ses veya görüntü kaydı yapabilmesine imkân sağlanmaktadır.

·                El konulan maddenin uyuşturucu madde olduğuna dair kesin rapor alındıktan sonra soruşturma aşamasında sulh ceza hâkimliğince bu maddenin müsaderesine ve imhasına karar verilmesi zorunlu hale getirilmektedir.

·                Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanununa eklenen 12/A maddesiyle, uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılarına özgü iyileştirme tedbirleri geliştirilmekte ve yükümlülüklerin takibi bakımından Cumhuriyet savcıları ile denetimli serbestlik uygulaması kapsamında görev alan personelin sorumlulukları ayrıntılı bir şekilde düzenlenmektedir.

·                Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçundan hükümlü olanların ceza infaz kurumunda tedavi ve rehabilitasyon programlarına katılması zorunlu hale getirilmektedir.

·                Tedavi ve rehabilitasyon merkezlerinin bir an önce hayata geçirilmesi ve yürütülecek hizmetlerin aksamaması için ilgili Bakanlıkların bütçesine ödenek konulması ve bu hususta personel görevlendirilmesi yönünde düzenleme yapılmaktadır.

3) Hukuki uyuşmazlıklarda uygulanan arabuluculuğun kapsamı genişletilmiştir. Kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar (ilamsız icra yoluyla tahliye hariç), ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar, kat mülkiyetinden kaynaklanan uyuşmazlıklar ve komşu hakkıyla ilgili uyuşmazlıklarda, 1 Eylül 2023 tarihinden itibaren zorunlu olarak arabulucuya başvurma yükümlülüğü getirilmiştir. Ancak kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler, dava şartı olarak arabuluculuk usulüne tabi olmayacaktır. Bu kapsamda, icra mahkemesine yapılacak itirazın kaldırılması talepleri ile tahliye talepleri dava şartı olarak arabuluculuğa tabi olmayacaktır. Ancak anılan usulde sulh hukuk mahkemesinde dava açılması gerektiğinde dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanacaktır.

·                Ticari davalar ve iş sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar bakımından, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davaları zorunlu arabuluculuk kapsamındadır.  

·                Uyuşmazlığın asıl tarafının arabuluculuk süreci ile arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen son tutanak hakkında bilgilendirilmesi konusunda, arabulucuya yükümlülük getirilmektedir.

·                Müracaatlar, adliyelerdeki arabuluculuk bürolarına ücretsiz yapılacak. Başvurularda, yargı gideri, harç, tanık, bilirkişi ücreti gibi bir ödeme yapma zorunluluğu bulunmayacak ve Arabuluculuk görüşmeleri üç hafta içerisinde tamamlanacaktır.

·                Arabuluculuk süreci sonunda tarafların anlaşması halinde anlaşma belgesi, taşınmazla ilgili olarak kanunlarda yer alan sınırlamalar ile usul ve esaslar gözetilmek suretiyle düzenlenecektir. Anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerhin alınması zorunlu olacaktır.

·                Düzenlemenin dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay’da görülen davalar hakkında uygulanmayacaktır. Düzenlemeyle işçi veya işveren alacağı ve tazminat talepleriyle ilgili olarak açılacak itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında 1 Eylül 2023 tarihi itibariyle arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olmaktadır.

4) Göçmen kaçakçılığı suçuyla daha etkin mücadele edilebilmesi ve caydırıcılığın sağlanması amacıyla suçun cezasının alt sınırı 3 yıldan 5 yıla çıkarılmaktadır.

5) 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanununda yapılan değişiklik ile Asliye ticaret mahkemelerinde tek hâkimle görülen, konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda, dava değeri 500 bin liradan 1 milyon liraya çıkartılmıştır.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında basit yargılama usulünün uygulandığı ticari davalardaki miktar veya değer 500 bin liradan 1 milyon liraya çıkartılmış ve bu parasal sınırın her yıl yeniden değerleme oranında artırılması hükme bağlanmıştır.

6) 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanuna eklenen maddeye göre, çocuğunun hastalığı nedeniyle kadın hükümlünün cezasının infazı 1 yıla kadar ertelenebilecek; erteleme süresi her defasında 6 ayı geçmemek üzere en çok 4 kez uzatılabilecektir.

7) 5271 sayılı Kanunun 231 inci maddesinin onikinci fıkrasındaki değişikliğe göre,  Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilecektir. İtiraz mercii, kararda usul ve esasa ilişkin hukuka aykırılık tespit ettiği takdirde, gerekçesini göstererek karar ve hükmü kaldırarak ve gereğinin yapılması için dosyayı mahkemesine gönderecektir.