NİHAVENT

Çok insan anlamaz eski mûsikîmizden,

Ve ondan anlamayan, bir şey anlamaz bizden…

Üstat Yahya Kemâl, bu beyit içerisine, ilk okunduğunda anlaşılır gibi gelen fakat derinlemesine düşünüldüğünde anlaşılması pek güç bir anlam gizlemiş.

Kıymetli şairimizin “eski mûsikîmiz” diye tabir ettiği şey aslında koskoca bir medeniyetin sesler ve notalar dünyasındaki yansımasıdır. Yani Üstat burada mimarisiyle, edebiyatıyla, diliyle ve daha saymakla bitiremeyeceğimiz birçok özellikle, belki de yeryüzünün bir daha göremeyeceği kadar büyümüş, yücelmiş olan Türk Medeniyetinin mûsikîsini kastediyor.

Peki Mûsikî nedir?

Musiki kısaca bir hayali veya bir duyguyu anlatabilmek için ahenkli seslerin belli bir akış şeması içerisinde ritimli ya da ritimsiz olarak bir araya getirilme sanatıdır.

Türk musikisi formları genel hatları yanında daha çok icra bakımından saz musikisi yani enstrümantal müzik ve sözlü musiki yani vokal müzik olarak ikiye ayrılır.

Sözlü musiki de kendi içinde dini musiki ve din dışı (ladini, profan) musiki ana başlıklarıyla iki ayrı bölümde incelenir.

Mûsikîmiz yüzyıllar boyunca kendini yenilemiş ve gelişmiştir. Kendi kültürümüz içinde yetişen bestekârların her biri kendi döneminde klasik ya da neoklasik eserler bestelemişlerdir. Bestekarlar yeni makamlar terkip ederek mûsikîmizin daha da gelişmesine vesile olmuşlardır.

Hazır yeri gelmişken makam ne demektir birazda bundan bahsedelim.

Makam, sesler arasındaki ilişkiyi belirleyen kurallara göre melodinin biçimlenmesine denir. Daha da açacak olursak, bir durakla bir güçlünün etrafında onlara bağlı olarak kümelenen ve belli bir seyir gösteren seslerin genel durumudur. Türk musikisinde, kullanılan ses dizilerinin (gam) belli kurallar çerçevesinde kullanılmasıdır. Makamların dizileri, aralıkları eşit olmayan toplamı 53 koma olan 8 sesten oluşur. Dizileri aynı olan makamlar birbirlerinden seyirlerine göre ayrılır. Bu yüzden makamda seyir çok önemlidir. Makamların karar sesleri, güçlüsü, yedeni ve asma kararları olur.

Durak, ilk dörtlü veya beşlinin ilk perdesidir.

Güçlü, genellikle ikinci dörtlü veya beşlinin ilk perdesidir ve parçanın ortalarında geçici karar perdesi olarak kullanılır.

Yeden, genellikle parçanın bitişinde karar perdesinden önce kullanılan makamına göre yarım veya tam ses olabilen bitiş duygusunu güçlendirici sestir.

Geleneksel Türk Müziğinde Makamlar,

Basit Makamlar

Bileşik Makamlar

Göçürülmüş Makamlar olarak 3’e ayrılır.

Çeşitli kaynaklara göre mûsikîmizde 600 civarında makam olduğu tespit edilmiştir. Bu makamların hepsi günümüzde elbette ki kullanılmıyor. Yüzyıllar boyunca dönemin şartlarına göre çoğu makam kullanılma yetisini kaybetmiş ve unutulmaya başlamıştır. Günümüzde 40 kadar makam aktif olarak kullanılsa da güncel bestelere bakarsak yaklaşık 10 makam etrafında toplanmış melodik döngüler tespit etmekteyiz. Ülkemizde farklı makam ve usullerde beste çalışmaları olan değerli bestekârlarımız hala var. Fakat ne kadar değer görüyorlar tartışılır. Maalesef ki hızlı tüketimi müziğimizde de görüyoruz. Adeta anlık açlık ihtiyacını karşılayan ‘’fast food’’ dedikleri beslenme tarzı benzerliği müziğimize de bulaştı. Saman alevi gibi birdenbire alevlenen ve kalıcılığı olmayan yüzlerce günlük besteler var. Bunlar bizim kültürümüzü asla yansıtmayan melodilerdir.

Bence bir an önce kullanılmayan makamlarda beste yarışması yapılsın. Hem o eski makamları yeniden hatırlayalım hem de yeni eserler çıksın ortaya. Böylece Mûsikîmiz hak ettiği eski değerine kavuşmuş olur.

Saygılarımla,