‘’Sanatçı ancak kendisini anlayabilecek dereceye gelmiş bir toplum üzerinde etkili olabilir.’’

Merhabalar dostlar,

Pandeminin etkisinin azalması ve yasakların kalkmasıyla beraber uzun zamandır yapılamayan konser, sergi ve söyleşilerin yoğunlaştığını hepimiz görüyoruz. Ben de fırsat buldukça bir müzik insanı olarak konserleri izlemeye gidiyorum.

Amatör toplulukların koro konserleri her zaman özeldir benim için. Uzun uğraş ve emeklerin sonucunda dinleyicilerle paylaşılır çalışmalar. Görsel ve işitsel estetikliğin yansımasıdır konserler. Amatör ruhla profesyonel icra yapılır. Saz sanatçılarından koristlerine kadar disiplinli ve özverili çalışma gerektirir.

Fakat aynı disiplini izleyicilerde görmek çok mümkün olmuyor konser salonlarında. Konser izlemekte en az konser hazırlığı kadar önemli ve disiplin gerektiren bir şeydir. Eser icrası sırasında sesli konuşmak çok büyük bir ayıptır mesela. Islık çalmak, alkış ile ritim tutmak keza cabası.

Kıyafet seçimi verilen değerin göstergesidir. Günlük kıyafetle gelinmez konsere. Siz hiç günlük kıyafetle sahneye çıkan koro ya da solist gördünüz mü?

Konser başlamadan 15 dk önce yerinizi almalısınız salonda. Konser başladıktan sonra salona girmek hem sanatçılar hem de diğer konuklar için dikkat dağıtıcı bir durum olur.

Bir de cep telefonları var tabi. Artık sadece konuşmak için değil her türlü sosyal iletişimin de en güçlü etken erişim aracı telefonlar. Eser icrası sırasında sosyal medya da gezinmek o anın keyfini kaçırmaya değer mi?

Korolar kendi izleyici kitlesini oluşturmalılar. Böylece toplumun sanat yönünü geliştirirler. Amatör korolara ve koro şeflerine düşen görev budur. Uygarlığın ilerlemesi ve çağdaş bir dünya görüşüne sahip gerektiğinde sorgulayıp eleştirebilen, dengeli, yaratıcı, sanatı yaşantısına katan, görgü kurallarını bilen, estetik duyarlılığa sahip izleyici sanatın gelişmesinde de büyük bir rol oynar. 

Saygılarımla;