Karma eğitim, son yıllarda farklı zamanlarda, farklı şekillerde gündemimize getirilen bir konu. Milli Eğitim Bakanı Yusuf TEKİN’in 2014 yılında Müsteşarlık yaparken “kız okullarının açılabileceği” yönünde yaptığı konuşmasını tekrar etmesiyle konu yeniden tartışmaya açıldı.

KARMA EĞİTİM NEDİR?

Karma eğitim, kız ve erkeklerin bir arada eğitim gördükleri yaygın bir eğitim sistemidir. Karma eğitimin amacı cinsiyet ayrımı olmaksızın kız ve erkek öğrencilerin okuma, yazma, oynama, öğrenme ve yaşama unsurlarını eşit koşullarda gerçekleştirmektir.

Karma eğitim, sadece eğitimle sınırlı olmayan, eğitim kadar toplumsal ve kültürel açıdan çok yönlü özellikleri, katkıları olan bir uygulamadır.

Karma eğitim, dünyanın pek çok ülkesinde uzun mücadeleler sonucunda elde edilmiş bir hak ve akademik başarının önde gelen koşullarından birisi aynı zamanda da çağdaş ve eşitlikçi bir toplumun güvencesidir.

Karma eğitim, Cumhuriyetimizin öncü kadrolarının kısa zamanda yarattığı çağdaş uygarlık mücadelesinde, kadın erkek omuz omuza ulaştığımız noktanın en zor ama en temel basamağıdır.

KARMA EĞİTİM NEDEN GEREKLİDİR?

Karma eğitim çocuklara yaşadıkları toplumdaki farklılıkları anlatmanın en iyi yoludur. Farklılıkların bir arada yaşandığı okullar sağlıklı toplumların da anahtarlarıdır. Küçük yaşlardan itibaren karma eğitim gören çocuklar, farklılıkları anlayıp kabul etmeyi, saygı duymayı öğrenir.

Eğitim bilimciler, karşı cinsle iletişimi farklı baskılarla engellenen çocukların sosyal yönden daha güvensiz, içedönük ya da aşırı tepkili olduklarının gözlendiğini belirtiyorlar. Öte yandan karma eğitimli okullarda yetişen gençler karşı cinsle arkadaş olmak, işbirliği yapmak, paylaşmak, kendisini ifade etmek konusunda daha başarılı oluyorlar.

AKADEMİK BAŞARIYI ETKİLİYOR!..

Karma eğitim veren okullar, tek cinsiyet okullarına göre genelde daha yüksek başarıların elde edildiği, öğrencilerin daha iyi öğrendiği ve geliştiği okullardır.

Tek cinsiyet okullarını savunanlar, bu tip okullarda çocukların derslere daha iyi yoğunlaştıklarını ve derslerinde daha başarılı olduklarını ileri sürseler de çoğu zaman daha düşük akademik sonuçlarla karşı karşıya kalırlar.

Bu konudaki karşıtlık düşünceleri, kutsal değerleri de alet ederek ön yargılı takıntılarının üzerini ustaca örtmeye çalışmaktan öteye geçmez.

EŞİTLİK VE SAYGI…

Karma eğitim cinsiyet eşitliğini sağlamanın en iyi yollarından birisidir. 

Cinsiyet eşitliğini öğretmenin en iyi yolu çocukların sınıflarda yan yana oturarak, birlikte öğrenerek, paylaşarak, yaşayarak büyümelerine izin vermektir.

Küçük yaşlardan itibaren karma eğitim gören çocuklar farklılıkları anlayıp kabul etmeyi öğrenir.

Karma okullar cinsiyetçi tavırların önüne geçer. Farklı cinsiyetlerin birbirini tanıma süreci, günlük yaşamın olağan akışının doğal bir sonucudur.

Karma okul gerçek bir yaşam modelidir. Karşı cinsi  fazla tanımayan bu nedenle de onlarla ilgili şartlandırılmış ön yargılı fikirleri olan gençler yerine karşı cinse saygı ve sevgiyle yaklaşan sağlıklı kuşakların yetişmesine katkı sağlar.

Karma eğitim kültürü ile yetişenler, kadınları toplumdan soyutlanan, kapalı kapılar ardında eğitilmesi gereken, toplumsal görevleri kısıtlı bir grup olarak değil; yaşamın merkezinde yer alan kendileriyle eşit haklara sahip bireyler olarak değerlendirirler.

ÇOCUKLARIN DA HAKLARI VAR!..

Cinsiyet eşitliğinin yaşama geçirilmediği, kadınların her alanda geri plana itildiği, kadın cinayetleri ve şiddetin sürekli gündemde olduğu ülkelerde karma eğitim karşıtlığı tek cinsiyet egemenliğine dayalı bir toplum oluşturma hedefinden ayrı değildir. Eğitimde karma eğitim karşıtı uygulamalar, hangi gerekçeyle yapılırsa yapılsın, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde yer alan “çocuğun üstün yararı” ilkesine temelden aykırıdır.

OKULLAŞMA  ENGELLERİ ÇOK FARKLI!...

Kız çocuklarının okullaşma oranının artırılması elbette gereklidir. Ancak bunu gerçekleştirirken karma eğitimi engel olarak göstermek doğru bir yaklaşım değildir.
Karma eğitim, bir eğitim sorunu değil; çağın koşullarına, bilime, sanata ve insanlığın toplumsal gelişmesine en uygun yöntemdir.
Kız ve erkek çocukları arasına aşılmaz setler çekmek, farklı cinsten çocukları potansiyel suçlu gibi görmek/göstermek, toplumda cinsiyetler arasında sağlıksız, hastalıklı gelişmelere yol açacak bir yaklaşımdır.
Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesi ve eğitim sistemimizin öncelikli görevi, bilimsel, çağdaş ve laik eğitim anlayışı ile tüm çocuklarımıza eşit koşullarda birlikte yaşadıkları bir dünyanın iki yarısı ve tamamlayıcısı olduklarını kavratmak, iyi birer insan olmaları için yetiştirmeye çalışmaktır.