Birçok insan, güne kahvaltı yaparak başladığında kendini mutlu ve zinde hissettiğini ifade eder. Günün en önemli öğünü kahvaltıyı bazen ihmal etsek de ayrı bir keyiftir bana göre…

Evinizde aileniz veya dostlarınız ile cümbür cemaat hoş sohbet eşliğinde yapacağınız kahvaltı bir anlamda şölen havası yaratır.Bu konuda İngilizlerin güzel bir sözü var… “sabah kahvaltısı altın, öğle yemeği gümüş, akşam yemeği ise bakır…” derler.
Ünlü şairimiz Cemal Süreyya’da dizelerinden birinde “yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem ana kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı” der…
Vücudumuz akşam yemeğinden sonra yaklaşık 10-12 saat kadar aç kalıyor ve kan şekeri düşüyor. Mevcut enerjiyi toplayabilmek için zinde kalabilmek için kahvaltı öğününü atlamamak gerekiyor.
Ayrıca beslenme uzmanları hem sağlık hem de psikolojik açısından da besleyici bir kahvaltının önemli olduğunu vurguluyorlar…
Ancak bu konuda karşı görüşte olan uzman geçinen doktorlarda var.
Amerika’daki ünlü doktorumuz  geçtiğimiz aylarda “kahvaltı yasaklanmalı” diye bir açıklama yaptı.
Mehmet Öz bu söyleminde; kahvaltıya ihtiyacımız olmadığı konunun sağlığımız için gerçek bilgilere dayanmadığını ve bunun bir reklam aracı olduğunu söylüyor. Aynı zaman Dr. Öz, “sistem 20”  adını verdiği yeni diyet programının reklamını yapıyor… Kendi sisteminin tanıtımını yaparken kendince de gündemde kalmaya çabalıyor sanki…
Bence kahvaltı konusunda ya da başka konuda da beslenme önerisi verilirken bunu tüm topluma mal etmek çok yanlış olur.
Mesela çocuklara ya da hamilelere “kahvaltı yapma, ilk öğünü öğlen ye” diyebilir miyiz? Doktor unvanını kullanarak tüm topluma toptancı yaklaşımla “kahvaltı yalan, yasaklansın” demesi bence garip…
Bana göre diyet sektörünün önemli parçası olan Doktor Öz; halk sağlığını önemsemeden kendi diyetinin reklamını rahatça çarpıtarak yapmış.
Peki… Bilimsel çalışmalar ne diyor bu konuda ona da bakalım…
2016 yılında ‘Eating Weing Disorders Dergisi’nde yayınlanan ve üniversite öğrencilerinde kahvaltı ve meyve ve sebze tüketiminde ve bunların  mutlulukla ilişkisini inceleyen çalışmada kahvaltı yapan ve meyve sebze tüketen öğrencilerin en yüksek mutluluk puanına sahip oldukları kanıtlanmış.
2016 yılında ‘Journal of Medical Sciens Dergisi’nde yayınlanan ve kahvaltı ile  kalp-damar hastalıkları kaynaklı ölme oranları ile ilgili yapılan araştırmada, kahvaltıyı  atlamanın sağlıksız yaşam tarzı alışkanlıklarıyla ilgili olduğu ve kahvaltıyı atlamanın  dolaşım hastalıklarından kaynaklanan ölüm riskinin arttığı  bulunmuştur.
Ayrıca kahvaltıyı atlayan çocuk ve ergenlerde  obezite riski, düzenli olarak kahvaltı yapanlara göre yüzde 43 daha fazla olduğu da başka bir bilimsel araştırmada belirtilmiş.
Sonuç olarak kahvaltının hem sağlıkla hem de mutlulukla ilişkisi olduğu bilimsel araştırmalarla ortaya konulmuş.

Beslenme ile ilgili  kişisel öneriler almak istiyorsanız lütfen  bu işin okulunu okumuş  yani Beslenme ve Diyabet Bölümü Mezunu uzmanlara diyetisyenlere başvurun… Çünkü her insanın genetik yapısı değişik olduğu için metabolizması da farklı çalışıyor.  
Bu konu hakkında konuşan bazı doktorlar beslenme konusuna da el atmış ve bu sektörü rant kapısı olarak görmüşler.
Sağlık okuryazarlığı ve bilinci kazanmak için bu tür haberleri de analiz edip sorgulamakta çok önemli…
Son yıllarda takip ettiğimiz kadar ile her gün bir yerde duyduğumuz veya her sağlık programında izlediğimiz başka türlü ve farklı beslenme önerileri arka arkaya çıkıyor.
Tıp otoriterin beslenme konusunda farklı ve çelişkili açıklamaları da kafaları karıştırıyor açıkçası…
Önceleri beslenmede yumurta, tereyağ, yağlı peyniri ve yağlı eti kolestrolu yükselttiği için sakıncalı ilan etmişlerdi. Hatta bazılarını tüketilmesini de tamamen yasaklamıştı. ‘Fındık, fıstık ve ceviz de yemeyin oda hem yağlı hem de kolestrolu arttırır’ deniliyordu.
Tıp uzmanlarının yeni son açıklamalarında ise; bu görüşe katılmadıklarını ve mutlaka bünyenin ihtiyacı olan protein, antioksidan minarelerin  ve beslenmede çok yararlı olan omega 3 gibi vitaminlerin alınması için rahatlıkla bu besinlerin tüketebileceklerini ifade ettiler.
Üstelik Dr. Mehmet Öz, yeni bir reklam ve pazarlama çabasıyla gündemde kalmak için “kahvaltı yasaklanmalı” diye söylemde bulunsa da bizim toplumunuza bu görüşü kabul ettiremez.
Kahvaltının Türk toplumunun ritüelleri arasında önemli bir yeri vardır. Kahvaltı bizim toplumumuzda bütünleyicidir. Eşi, dostu aileyi bir araya getirir. Kahvaltı bizim için sosyal bir eylemdir.
Taptaze kokan domates, salatalık, biber ve nane yanında mis gibi omlet ayrıca çeşit çeşit peynir donatılmış masada içilen çayın hazzında kim vazgeçebilir ki…
Ayrıca sabahları uyanmak için ve güne zinde başlamak için en güzel sebeptir kahvaltı.

Kanımca kahvaltının kesinlikle mutlulukla bir ilgisi olmalı…