NİHAVENT

Merhabalar değerli sanat dostlarım,

Dün yayınlanan ilk yazıma ve gazetemize gösterdiğiniz ilgi için sonsuz teşekkürler ediyorum. Sizlerden aldığım enerjiyle çok daha güzel yazılar yazacağıma eminim. Bu köşemizden sanat camiasının sesi olmaya çalışacağım.

Bugün sanata bir başka açıdan bakmak istedim. Başlıktan da anlaşılacağı üzere konumuz yaşatma sanatı.

Hepimizin bildiği gibi dünyayı kasıp kavuran Covid 19 virüsü nedeniyle yaşam felç olmuş durumda. Kısıtlı zaman ve imkanların hepimizin hayat kalitesini ve de motivasyonunu düşürdüğü apaçık ortadadır. Ama bu dönemde hepimizin dertlerine derman olan bizleri yaşatmaya çalışan ve moral veren sağlık çalışanlarımıza bu köşemizden teşekkür etmek istiyorum. O’nlar ‘’Yaşatma Sanatı’’nın en başarılı sanatçılarıdır. Tüm sağlık çalışanları uzun ve meşakkatli eğitimleri sonunda dünyanın en güzel sanat eseri olan insanı anlayabilen, ihtiyaç durumunda da bu sanat eserini tamir eden ustalarıdır. Sizleri ayakta alkışlıyorum.

Pandemi döneminde dikkat çekmek istediğim diğer konuda bu dönemde işini kaybetmiş sanatçılarımızdır. Eskişehir’de günlük yevmiye ile çalışan yüzlerce sanatçımız var. Her branşta çok değerli ses ve saz sanatçısı dostlarımız zor durumdalar. Maalesef ki evinin kirasını ödeyemeyenlerden tutun evde kaynayacak bir tencere çorbaya kadar ihtiyacı olan sanatçı dostlarım var. İşte yaşatma sanatının diğer yönüde burada devreye giriyor. Sanatçıyı yaşat ki sanat yaşasın. Bence bir ülkenin her konuda tam bağımsız olabilmesinin en temel koşullarından biri sanata verdiği değerdir. Sanatçı aydın kesimdir. Yazandır, çizendir, uyaran ve yol gösterendir. Besteleyen, güfteleyen dikkat çekendir.

Şimdi yaşatma sanatının çevresinde buluşma vaktidir. Bu köşemizde başta güzel Eskişehir’imizin kıymetli yöneticileri değerli yardım vakıflarının başkanları işletme sahipleri olmak üzere herkese seslenmek istiyorum. Eskişehir sanatçısına sahip çıkacaktır, çıkmalıdır da. Çünkü bu kaos günleri bitip gidecek ve tekrar eski günlerde hayranlıkla dinlediğimiz sanatçılarımızı izleme ve dinleme fırsatı bulacağız. Bu dönemde geçim kaygısı olan hiçbir sanatçı kendisini yeni döneme hazırlayamaz. Sıkıntılı günler O’nlar için bir gerileme dönemi değil yenilenme dönemi olmalıdır.

Bu dönemde bir sanatçı kriz masası kurulsun. Şehrimizde yaşayan, geçimini müzik ve sahne sanatları ile sağlayanlar tespit edilip yardım yapılabilir. Bunun için belediyelerin kültür ve sanat müdürlükleri daha planlı daha hızlı bir şekilde çalışma yapabilirler. Birlikte el ele sanat için sanatçılarımız için güç oluşturabiliriz.

Siz değerli okurlarımıza Atamızın sözleri ile size veda etmek istiyorum.

‘’Yüksek bir insan toplumu olan Türk Milletinin tarihi bir özelliği de güzel sanatları sevmek ve onunla yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, doğuştan gelen zekasını, ilme bağlılığını, güzel sanatlar sevgisini ve milli birlik duygusunu devamlı olarak ve her türlü vasıta ve önlemlerle bağlayarak geliştirmek milli idelimizdir.”

Saygılarımla