Öğretmenlik mesleğini kariyer basamaklarına ayıran Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) 14 Şubat 2022'de yürürlüğe girmişti. MEB,12 Mayıs 2022 tarihinde de Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yönetmeliği’ni yayımlayarak kariyer basamakları ile ilgili süreci başlattı.

Öğretmenler, 19 Kasım 2022’de yapılacak sınava girebilmek için almak zorunda oldukları 180 saatlik uzman öğretmenlik, 240 saatlik başöğretmenlik eğitimlerini  “tartışmaların eşliğinde”  tamamladılar. Uzman ve başöğretmenlik eğitimlerinin genel bitirilme oranlarına bakıldığında toplam katılım 610 bin 420 kişi oldu ve yüzde 98,04 bitirme oranıyla 598 bin 460 öğretmen kariyer eğitimlerini tamamladı.

YÖNETMELİK MAHKEMELİK !..

Öğretmenlik Meslek Kanunu “iptal istemi ile” Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Ayrıca, eğitim iş kolunun üç büyük sendikası Eğitim-Sen, Eğitim-İş ve Türk Eğitim Sen ilgili yönetmeliğin iptali için yargıya başvurdu.  Anayasa Mahkemesi, 25 Nisan 2022 tarihinde davanın esastan incelenmesine karar verdi. Buna rağmen MEB, Anayasa Mahkemesi kararını beklemeden sınav takvimini açıklayarak işlemleri başlattı.

NEDEN BU YÖNETMELİĞE KARŞILAR?

Eğitim emekçilerinin ve eğitim iş kolundaki sendikaların, ÖMK ile Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yönetmeliği’nde karşı oldukları ortak konular oldukça fazla;

-1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nun 43. Maddesinde  “Öğretmenlik Mesleği” çok açık olarak tanımlamasına rağmen, ilgili yönetmelik, öğretmenlerin üniversite diplomalarını ve aldıkları eğitimi adeta yok saymaktadır.

 -Öğretmenlerin özlük haklarına dair tüm yetkinin Milli Eğitim Bakanlığı’nın çıkaracağı yönetmelikler düzeyine indirileceği iddiası bu yönetmelik ile somutluk kazanmış görünüyor.

-Öğretmenler arasında halen var olan, kadrolu, sözleşmeli, ücretli öğretmen ayrımlarına “uzman öğretmen” ve “başöğretmen” gibi yeni statülerin eklenmesi, eğitim sisteminin rekabetçi ve eleyici yapısının öğretmenleri de içerecek şekilde pekiştirilmesi anlamına gelmektedir.
-Aynı işi yapan öğretmenler arasında, farklı kariyer basamaklarında yer almalarından dolayı hiyerarşi ve statü ayrımları yaratılarak “eşit işe eşit ücret” ilkesi yok sayılmaktadır.
- Adaylık sınavının kaldırılması ve sınavın işlevinin bir değerlendirme komisyonuna devredilmesi, öğretmenlerin adaylığının kaldırılmasında çok konuşulan mülakat uygulamasının benzerinin gündeme gelmesi, bu konuda ayrımcı uygulamaların yaşanmasının önünü açacaktır.

 - Adaylığın kaldırılması, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik gibi kariyer basamaklarını “kademe ilerleme ve aylıktan kesme cezası almamış olmak” koşuluna bağlamak, eğitim emekçilerini sendikal örgütlenmeden uzak tutmaya, yanlış uygulama ve tutumlara itiraz etmemeye yönelik tehlikeli bir adımdır. ÖĞRETMENLİK UZMANLIK MESLEĞİDİR !..

Bazı mesleklerde genel bir sınavın ardından hem teorik hem de pratik uzun bir eğitimden geçtikten sonra uzmanlık kazanılır. Öğretmenlikte ise uzmanlığın karşılığı branş veya alandır.

1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nun 43. Maddesi “Öğretmenlik; devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir.” tanımlamasıyla öğretmenlik mesleğinin zaten bir “uzmanlık” mesleği olduğunu yasal olarak belirlemiştir. Aynı “öğretmenlik tanımı” yeni Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun 3.maddesinde de benzer şekilde yer almıştır.

Üniversitelerde branş ya da alanlarına göre lisans eğitimi alanlar ayrıca  Eğitime Giriş, Eğitim ilke ve Yöntemleri, Sınıf Yönetimi, Özel Öğretim Yöntemleri, Öğretmenlik Uygulaması, Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme, Eğitim Psikolojisi, Öğretim Teknolojileri…” gibi dersleri kapsayan pedagojik formasyon dersleri alırlar. Bu derslerden geçemeyenler “öğretmen” diploması alamazlar. Branşlaşma lisans eğitiminin sonunda tamamlanır ve mezuniyetle birlikte uzmanlık (ihtisas) belgesi verilir.

ÖĞRETMENLER ODASI BÖLÜNÜR!..

Öğretmenlerin kariyer basamaklarında yükselmelerinin sınav koşuluna bağlanması ile öğretmenlerin; lisans eğitimleri, kıdemleri, mesleki deneyimleri yok sayılmıştır. Beden eğitimi öğretmeni ile kimya öğretmeni, edebiyat öğretmeni ile sınıf öğretmeni, müzik öğretmeni ile matematik öğretmeni, “branş/alan bilgisini kapsamayan” bir sınav sonucuna bakılarak uzman yapılamaz.  

Öğretmenlerin kişisel gelişimine ve eğitimin niteliğinin artmasına hiçbir katkısı olmayacak yeni mesleki hiyerarşi, bırakın sorunları çözmeyi eğitimdeki sorunları daha da derinleştirecektir. Üstelik, yasal süreç devam ettiği halde sınav işlemlerinin inatla sürdürülmesinin eğitim dünyasını yine uzun yıllar sürecek bir karmaşa ortamına sürükleyeceği ve eğitim emekçilerinin yine mağdur edileceği şimdiden bellidir.

Öğretmenlik mesleği, kanunda da belirtildiği gibi uzmanlık mesleği olup uzman/başöğretmen unvanları oluşturmak yerine tüm öğretmenlere kıdemine göre ek ödemelerin koşulsuz ödeneceği bir düzenlemenin yapılması şarttır. Öğretmenlik mesleğinin öğretmenlikten öteye başka bir unvana ihtiyacı yoktur…