Eğitimin birçok işlevi bulunmaktadır. Bunların en önemlilerinden biri bireysel gelişimin anahtarı ve ülke kalkınmasında stratejik bir öneme sahip olmasıdır.

Eğitimin temel hareket noktalarından biri de her insanın kendine özgü kişiliğinin, yeteneklerinin ve ilgi alanlarının farklı olmasıdır. Bu nedenle eğitim, bireylerin farklı ihtiyaçları olduğu savını işlerken bireylerin ilgi alanlarını karşılayacak, yeteneklerini ortaya çıkaracak çağdaş programları okullarda devreye sokmak durumundadır.

NEDEN SEÇMELİ DERSLER VAR?
Sosyal ve kültürel hayatta yaşanan hızlı değişim okullardan beklenen işlevlerin niteliğini değiştirmekte ve zorlaştırmaktadır. 
Bu değişime yönelik olarak okullarda ders programları zorunlu ve seçmeli dersler olarak ikiye ayrılmıştır. 
Zorunlu dersler öğrencilerin okullarını bitirebilmek için almaları gereken temel derslerdir. Zorunlu dersler dışında öğrenciye alacağı dersleri seçme olanağı vermek günümüz demokratik anlayışına uygun bir yaklaşımdır. 
Öğrencilerin, hızla değişen dünyaya ayak uydurabilmelerini sağlayarak yaşam becerilerini geliştiren seçmeli ders uygulaması, çocukların ilgi ve yeteneklerini ortaya çıkarmada da etkili bir eğitim yöntemidir.
TÜRKİYE’DE DURUM…
2012-2013 eğitim yılı itibariyle 12 yıllık zorunlu eğitim uygulamasını başlatan MEB, bu süreçte, öğrencilerin bilişsel (bilgi, beceri), duyuşsal (ilgi, tutum) ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamasını amaçlayarak seçmeli ders saatlerini ve çeşitlerini belirledi. Ancak, MEB’in aradan geçen 12 yıllık seçmeli ders uygulamalarına ve özellikle en son yaptığı değişikliklere bakarak, seçmeli derslerden gerekli verimliliğin sağlanabildiğini ve arzulanan sonuçların alındığını söylemek pek mümkün olmadı. 
NASIL UYGULANIYOR?
Okullarımızda okutulan seçmeli dersler büyük oranda okul yönetimleri tarafından, okulun fiziksel yeterliliği ve okuldaki öğretmen durumu dikkate alınarak belirleniyor.
Bu koşullarda seçmeli derslerin belirlenmesi aşamasında ne bireysel, toplumsal gereksinimler ne de çocuğun ilgi ve isteğinin gereği kadar dikkate alındığını göremiyoruz. Bu işi gereği gibi uygulayan okullar olmakla birlikte genel olarak okul idareleri tarafından öğrencilerden alınan tercih dilekçeleri göstermelik boyutta kalıyor.
Bu biçimde belirlemenin sonucunda da seçmeli dersler öğrenciler tarafından boş ders, gereksiz ders olarak algılanırken öğretmen tarafından da ana dersin takviye edildiği dersler olarak kullanılıyor. Üstelik çoğu dersin kazanımları, konuları ve ders kitabı bile olmadığı için, seçmeli dersler beklenen hedef ve amaçlarından giderek uzaklaşıyor.
MEB VE DİYANET NE İSTİYOR?
Türk Millî Eğitim sisteminde seçmeli derslerle ilgili düzenlemeler MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı kararları çerçevesinde yürütülmektedir. Ancak, son yıllarda bazı Milli Eğitim Müdürlüklerinin seçmeli derslerin belirlenmesi konusunda müdahil tavırlar içinde olması dikkat çekiyor. Derslerin seçilme sürecinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Cuma hutbesinde bile okullarda verilecek seçmeli dersler arasında din derslerinin seçilmesini istemesi ise sıradan hale geldi.
Bu yaklaşımlardan seçmeli derslerin, yönetmeliklerde belirtildiği gibi, veli, öğrenci ve danışman/rehber öğretmen üçlüsünün katılımı ile belirlenmesi koşuluna uyulmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. 
“ZORUNLU SEÇMELİ” NE DEMEK?
MEB Talim Terbiye Kurulu, geçtiğimiz günlerde ilköğretim (ilkokul-ortaokul) ve ortaöğretim(Lise) haftalık ders çizelgelerinde yeni bir düzenleme yaptı. 
Bu düzenlemeye göre ilköğretim kurumlarında “Seçmeli Dersler” başlığının altında; (İnsan-Toplum ve Bilim, Din-Ahlak ve Değer, Kültür-Sanat ve Spor) alt başlıklı üç grup belirlendi. Öğrencilerin seçmeli derslerini belirlerken bu üç grubun  “her birinden en az bir ders seçme zorunluluğu” getirildi.
Liselerde de ortaokullardakine benzer bir değişiklik yapıldı. 
Liselerde (İnsan-Toplum ve Bilim, Din-Ahlak ve Değer, Kültür-Sanat ve Spor) alt başlıklarına, Akademik Çalışmalar seçmeli ders grubu eklendi. 9. ve 10.sınıflarda 3 grubun her birinden en az bir ders, 11 ve 12.sınıflarda üç grubun en az ikisinden birer ders seçme zorunluluğu getirildi.
Bilindiği gibi, ortaokul ve liselerin tüm sınıflarında haftada iki saat Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi zorunlu ortak ders olarak okutulmaktadır. MEB’in yaptığı son değişiklikler sonrasında “zorunlu seçmeli ders” uygulaması ile ortaokul ve liselerdeki Din dersi fiilen dört saate çıkarılmış oldu.
BİRAZ ÖZGÜRLÜK!..
Bir yandan siyasallaşmış dini baskıların altında kaldığı öte yandan ticarileştiği ve piyasacı bir hale gelmeye başladığı iddia edilen eğitim sisteminin bir parçası olan ders seçimlerini siyasi hedeflerin gizlendiği yeni bir kılıf haline getirmeyelim. Unutmayalım ki; Bugün birkaç dersi bile istek ve yeteneklerine göre gerçek anlamda seçme hakkı vermediğimiz çocuklarımız, yarın ülke yönetimini belirleyecekler. Bu nedenle çocuklarımızı rahat bırakalım, en azından ders seçim özgürlüklerini kısıtlamayalım.