Trafik ülkemizin en önemli problemlerinden biri, o kadar ki yılda ortalama 6 binden fazla insanımızı trafik kazalarında kaybediyoruz.

PKK terörünün en yoğun zamanlarında bile bu sayıya ulaşan bir ölüm miktarına ulaşılamamıştır. “Trafik en büyük terördür” sözü gerçektir.

Son yıllarda İçişleri Bakanlığı konuyla ilgili çalışmalar yaptığı, konuyla ilgili yaptığı duyuru ve analizlerden belli idi. Kurban Bayramımızdan birkaç gün önde bir televizyon kanalında sayın İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya açıklamalarda bulunuyordu. Gördük ki, hazırlanan sunumlarda, rakamlar, grafikler, artanlar, azalanlar vb. onlarca analiz verilmekte idi. Çözüm, Aselsan yapay zekâ ile çalışan süper radar üretti, koyarız her 30 km. de bir ne trafik kazası kalır. Ne de ölüm.

Hem Aselsan para kazanır hem hız sınırını aşanları yakalarız, hazine para kazanır. Kazaları da önleriz, ölümleri de. Bir taş üç kuş. Tam da masa başında hazırlanmış harika “Ankara bürokratı” çözümü.

Sonuç, kazalar aynen devam. Bir azalma var gibi görünüyor ancak bayram süresi kısa, eğer diğer bayramlar gibi 9 günlük bir tatil olsa sonuç 30 km. aralıklı radar olmayan bayramlarla aynı. Tek bir fark var. Pusu kurulan yerlerde binlerce kişiye milyonlarca lira ceza, ücretli otoyollarımız haricindeki ücretsiz duble yollar da ücretli olmuştur. Halkımıza hayırlı olsun. Yalnız duble yollarımızdaki yol ücretleri toto usulüdür. Size tutarsa 200 kişinin yol geçiş ücretini siz ödersiniz. Yeni çıkarılan trafik ceza ücretleriyle hesapladığınız da duble yollar ücretli otoyollardan daha pahalı hale gelmiştir. İstatistik olarak binde 5 kişi yakalanıp ceza yazılabiliyormuş. Peki diğer 995 kişi hız kurallarına uyuyor mu? Hayır, sadece şanslı günlerindeydi.

Kimsenin uymadığı bir keşmekeşin içinde otomobil kullanan ve kuralsızlığın kural olduğu bir trafiğe alışan bir sürücü kitlesini radar koyarak kurallara uyduracağınızı sanmak, tam da masa başı bürokrat çözümdür. Sokağa indiğinizde göreceğiniz trafik; tüm park edilmez tabelalarının altında park etmiş araçlar vardır. Hiçbir dolmuş durağında durmaz, vatandaşta dolmuş durağını bilmez. Belediye toplu taşıma araçları duraklara yanaşmaz yolun ortasında durur. Taksiciyi bir müşteri çağırdı ise veya yolcu aldı ise artık onun için trafik kuralları ortadan kalkmıştır. Beş dakika işi olan vatandaş, dörtlülerini yakmak şartıyla istediği yere arabasını durdurabilir. Dükkanının önü kapanmasın isteyen esnaf araba park yerine duba koyabilir. Tüm bisiklet ve motosikletlerin kaldırımlardan gitme hatta korna çalarak yaya vatandaşlara kenara çekil deme hakları vardır.

Belediyelerin ve Devletin araçları için trafik kuralları geçerli değildir. Onlar istedikleri hızlarda gitme ve istedikleri yerde durma haklarına sahiptir.

Aynı kuralalar vekillerimiz, valilerimiz, belediye başkanlarımız, devletin aracına binen tüm bürokratlarımız ve memurlarımız için de geçerlidir. Bunlara ceza yazılamaz ve trafik kurallarına uymaları istenemez. Bunların kaza yapma kazalarda vatandaşı öldürme hakları vardır. Önemli olan devletin işlerinin aksamamasıdır.

Trafik tabelası adı altında koyulan uyarı levhaları kazalardan sonra bilirkişinin devleti korumak, adaleti yerine getirelim diye suçu kaza yapan vatandaşlardan birine yıkmak için konulmuştur. Normalde trafikle bir alakası yoktur. Radar koyup vatandaşa ceza yazmak için de bir sebebe ihtiyaç vardır. Aselsan radar üretti ve yapay zekâ yükledi ise bir işe yaramalıdır. Bilindiği gibi devlet kurallarla yönetilir.

Ankara’dan masa başında trafik kazalarını önlemeye çalışan bürokratlarımıza tavsiye bu şartlarla değil 30 km. de bir yapay zekalı Aselsan radarı koymak, her metreye bir radar koysanız trafik kazalarını azaltamazsınız. Devlet trafik kazasını azaltmak istiyorsa, trafik kurallarına kendi bürokrat ve personelinden başlamalıdır. Cezalar da dahil. Kendiniz uymadığınız kurallara vatandaşı zorlamayın. Unutmayın vatandaşında radarı var. Para cezası kesemez ancak ÇARPAR. Girmenizi tavsiye etmeyiz.

Saygılarımla