Bir fidan hayal et... Henüz çok küçük, dalları zayıf, kökleri hassas ve kısa. Mevsimler geçer ve her mevsime dayanarak fidan büyümeye çalışır. Gövdesinin güçlenmesiyle beraber dalları da uzar, yaprakları artar ve daha güçlü hale gelir. Kökleri uzar ve toprağa daha sağlam tutunmaya başlar. Kökleri sağlam olan ağaç daha rahat beslenir ve gövdesi de daha sağlıklı olur. Tüm mevsimlere, koşullara ve hayata daha dayanıklı hale gelir.

Sahip olduğumuz öz kaynaklarımızı da köklerden başlayan ve gövdeye uzanan, yaprakları yeşerten besleyici taraflar olarak düşünebiliriz. Bu kökler ne kadar sağlan olursa biz de o kadar büyüyüp dallanıp budaklanma şansı elde edebiliriz. Çevresel koşullara daha fazla tahammül edebilir, daha sağlam bir şekilde ayakta kalabiliriz. Bu durum olumsuz koşulları zorlamak değil, koşullara uyum sağlamak, değişime ihtiyaç duyan alanlarımızı ve yanlarımızı değiştirmek için adım atmamızı sağlayacak gücü kendimizde bulmak anlamına gelir.

Bu fidanı tekrar hayal et. Fırtınalı bir hava olduğunda, bu havanın geçmesini beklemekten başka çaresi yoktur. Ancak kendine sağladığı kaynaklar, bu süreci daha rahat geçirmesine yardımcı olabilir. Kendi içinde hayata daha sağlam tutunmaya çalışırken, çevreden gelenlerle de kendini besleyecek, koruyacak ve dönüştürebilecektir.  Bu da demek oluyor ki kaynaklarımızı fark etmek ve geliştirmek bizi güçlendirir.

Bize iyi gelen yanlarımızı keşfetmek zamanla davranışsal değişikliklere de olanak sağlar. Psikolojik ve fiziksel iyi oluşumuz, kaynaklarımızla her zaman yakından ilişki içerisindedir. Bu kaynaklarımız bazen farkında olduğumuz bazen de farkında olmadığımız bizi güçlendiren hazinelerimizdir. Bizlere katkısının ve öneminin farkında olduğumuz oranda, onları keşfetmek için gösterdiğimiz çaba da artar. Onları çoğaltmak, korumak ve güçlendirmek için harekete geçeriz. Bizi besleyen ve destekleyen bu kaynaklarımız, içsel kaynaklar olabileceği gibi dışarıdan aldığımız besleyiciler de olabilir. Tıpkı bir fidanın zorlu hava şartlarında ihtiyacı olan elementleri bizlerin yardımıyla dışardan alması gibi...

Peki nedir bu içsel ve dışsal kaynaklarımız?

Bize kendimizi huzurlu hissettiren ve güç veren kişisel özelliklerimiz, deneyimlerimiz, değerlerimiz ve inançlarımızdır. Örnek verecek olursak; cesaret, nezaket, mizah, merak ve sabır gibi özellikler içsel kaynaklarımızı oluştururken; bize keyif veren sevdiğimiz insanlar, arkadaşlarımız, ailemiz, mekanlar, ait olmaktan keyif aldığımız gruplar ise dışsal kaynaklarımızı oluşturur.

Kaynaklarımız bizi sadece kendimizi iyi hissetmediğimiz dönemlerde değil, iyi hissettiğimiz dönemlerde de bizleri koruma, besleme ve geliştirme özelliklerini sürdürürler. Zorlayıcı dönemlere girdiğimizde, değişim ihtiyacı hissettiğimiz dönemlerde bu süreçte de bize destek olurlar.

Değişim, bazen bizlerin isteği ve ihtiyaçlarımıza bağlı olarak ortaya çıkarken, bazen de bizden bağımsız olarak dışarıdaki koşulların gerekliliği ile ortaya çıkan, dinamik bir süreçtir. Değişim insanı geliştiren, dönüştüren, insanı güçlendiren bir gerçektir. Hayatımızda vakti dolan, artık bize iyi gelmeyen her şey kendiliğinden ya da bizim adamlarımızla değişime muhtaçtır...

Her ne kadar değişmek, dönüşmek, hayatın özü olsa da değişime bilerek isteyerek adım atmak hepimiz için zor. Varlığımız, biyolojimiz, hücrelerimiz istikrarı seviyor. Beyin bizi daima hayatta ve güvende tutmak için programlanmış. Kendi işleyiş şekliyle beyin bilmediği her şeyi tehdit olarak algılıyor. Öngöremediği her şeyi tehlike olarak kabul ediyor ve buna yönelik duyguların ortaya çıkmasını sağlıyor. Beyin bildiği tanıdığı daha önceden deneyimlediği şeyler için de rahat olduğu için beraberinde getirdiği belirsizlik duygusu ise değişime karşı kaygı ve korku hissetmemize sebep oluyor. Değişim dediğimiz şey çaba gerektirir ve zorlayıcı olabilir. Tam da bu noktada, böylesi bir zorlamayı kendimizdeki bir eksikliği adres etmek konusunda aceleci davranmadan, kaynaklarımızın bize yardımcı olacak en temel destek mekanizmalarımız olduğunu hatırlamak bize güç verecektir.

Şimdi biraz içinize dönüp, size sorduğum birkaç soruya cevap verebilirsiniz;

İçsel ve dışsal kaynakların neler?

Değişim sende nasıl bir çağrışım yaratıyor?

Değişim acaba senin için nasıl bir şey?

İçinden geçtiğin değişim süreci neyle ilgili?

Yaş, doğum, kayıp, ekonomi, dünya gündemi gibi senin dışındaki süreçlerin gerekli hale getirdiği bir değişim mi; yoksa senin içsel ihtiyaçların doğrultusunda mı şekillenir?

Değişim süreci, neyi daha farklı yapmanı gerektiriyor?

Bu farklılıkları gerçekleştirmek veya değişim sürecinde ortaya çıkması muhtemel zorlukları aşmak için sahip olduğun hangi güçlü kaynaklardan destek alabilirsin?

Bu kaynaklar sana nasıl yardımcı olabilir?...

Şimdi değişimle beraber gelen ve bizde kaygı, korku yaratan belirsizlik ilgili birkaç soruya bakalım;

Belirsizlik senin için ne demek?

Yaşamak istediğin bir değişim karşısında, belirsiz olarak gördüğün şey nedir?

Bunu belirgin hale getirebilseydin nasıl olmasını isterdin?

Burada senin kontrolün altında olan ve olmayan şeyler neler?

Kontrolün altında olan şeyler için neler yapabilirsin, hangi kaynaklarından destek alabilirsin?...

Örneğin, belirsizliğin yarattığı zorluk için kendi merkezine dönüp, daha sabırlı ve belirsizliğe toleranslı olduğun anları hatırlayabilir; kaygılarını arkadaşlarınla ve yakınlarına paylaşabilirsin. Paylaştığın kişiler, senin bu süreçte gözden kaçırdığın noktaları fark etmeni sağlayabilir veya sadece paylaşmış olmanın yarattığı birliktelik duygusu ile kendini rahatlamış hissetmene yardımcı olabilir.

Senin deneyimine benzer deneyimlere sahip topluluklarla bir araya gelebilir, böylelikle tecrübe sahibi bireylerin sağladığı bilgileri, kendi yaşam bilgilerini ekleyerek kullanabilirsin.

Kitap, film, müzik gibi kaynakları gerek deneyimine kılavuzluk etmesi için gerek sana fazla gelen duygulara biraz mesafelenebilmek için kullanabilirsin. Aynı zamanda bu gibi kaynaklar aracılığıyla deneyiminin duygusal ve bilişsel boyutta anlamlandırılmasını destekleyebilirsiniz.

Bedeninin, deneyimini belirlemedeki gücünü hatırlayabilir ve onun en temel kaynağın haline getirebilirsin.

Değişim süreci bedenimde ne gibi etkilere sahip?

Hangi noktalar rahatsızlık uyandırıyor?

Hangi noktalar kendini daha güçlü ve güvende hissetmene yardımcı oluyor? Beden duyumlarınıza zaman ayırmak, onun kendini rahatlamış ve güvende hissetmesine, değişimin dinamik sürecinde köklerinin zemini daha sağlam tutmasına yardımcı olabilir...

Kaynaklarından destek alarak, değişime muhtaç duyduğun alanları düşünerek dönüştürmeyi öğrenebilir, sana daha iyi gelecek seçimler yapabilirsin.

Heraklitos der ki;

“Her şey değişir. Değişmeyen tek şey değişimdir.”

 Değişimle yenileneceğiniz, güçlü kaynaklarınızla daha da güçleneceğiniz mutlu ve aydınlık yarınlar diliyorum...

Mutlu kalın...