İnsanlığın, dünya ile olan ilişkisi sömürüye dayalı olmuştur. Ortak aklı kullanarak doğaya uyumlu kolektif bir yaşam biçimine dönmemiz gerekmektedir.

Sürdürülebilir bir gezegene sahip olmak ve yaşam standartlarımızı iyi hale getirmek, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya ve eko sistem bırakmak istiyorsak. Yeni Dünya Düzenin(YDD) oluşumlarının içinde var olma çabalarımızı artırmalıyız.Bu nokta da dünya toplumları olarak birlikte yaşam ilişkisini amaçlamalıyız.

Yapay zeka ve dijital teknolojiler, yeni çalışma şekilleri ve yeni lider oluşumları, anlayışları oluşturmuştur. Bilgi teknolojileri liderleri (CIO’lar), Teknoloji liderleri (CTO’lar), Veri liderleri (CDO’lar), ayrıca diğer birimlerin liderleri gibi, yenidünya düzenine uyumlu liderlerdir.

İnsanoğlu yüzyıllar boyunca değişimler ve dönüşümler yaşamış, rahat bir yaşamın özlemini çekmiştir. Geleceği hep hayal etmiştir.

Dijital Devrim toplumu, 1950'den beri yaşamakta olduğumuz bir olgudur.

Dünya da dijital dönüşüm hızla ivme kazanarak büyük bir evrim sürecine girmiştir…

Yapay zeka hayvanlar ve insanlar tarafından gösterilen doğal zekanın aksine, bir bilgisayar yazılımı ile makineler ve robotik yapılar tarafından gösterilen zekadır.

2000’li yıllar da insanlar, dijital devrimlerle karşı karşıya kalmıştır.

Dijital Devrimin icatları

-İnternet

-Cep telefonu

-Kişisel bilgisayar

-Televizyon

-Endüstriyel robotlardır

İnsan, bu inanılmaz gelişmeler karşısında dijital dünyanın neresinde olduğunu ve gezegende ki yaşamının nereye evrileceğini, merak etmiştir.

Yenidünya düzeni yani küresel yapılanmanın başrol oyuncusu mu? Yoksa figüranlardan birisi mi olduğunu sorgulamaya başlamıştır.

Dijital dünya, zaman, mekân ve insan ilişkilerini değiştirmiş, dönüştürmüştür. Bu durumda insanoğlunu nasıl bir gelecek bekliyor? Sosyal yaşam biçimi? Kültürel farklılıklar? Dijital dünya yeni bir güç, bu güç belki de artık güçlerin en hızlı ve değişken olanıdır.

Gücü ellerinde bulunduranlar gezegenimizde yüzyıllar boyunca değişimi ve dönüşümü sağlamıştır. Sosyal, siyasal ve kültürel hayatları dönüştürmüşlerdir.

Dijital yaşam ve yapay zeka bir güç kaynağı ise insanlar bu gücün neresinde olmalıdır? Dijital devrimin sosyal sonuçları olacaktır. Gerçekten özgür iletişimin getireceği sonuçlar yaşam merkezlerimizi değiştirecek. Dijital göçebe topluluklar oluşturacaktır.İnsanların dış çevresinde, ülkesinde, kentinde ve sokağında büyük değişiklikler olacaktır. Gelecek, hiçbir zaman içinde bu kadar çok soru ve bu kadar ciddi sonuçları olan yanıtlar barındırmamıştır.

İklim değişikliği, küresel nüfus artışı, kentleşme, sanayileşme, karşısında, toplumun çabaları dikkate alınarak,önümüzdeki 40 yıl içinde, üzerinde yaşadığımız bu gezegenin her gün sunabildiği ve yenileyebildiği kaynakların sınırlı olmasından dolayı yeterli gıda, temiz su, sağlık hizmetleri, barınak, mobilite ve eğitime dayalı bir refah içinde yaşamaya çalışan yaklaşık dokuz milyar insanın yaşadığı bir dünya olacaktır.

Dünyanın, bu yaşam standartlarını, mevcut doğal kaynakları ile sağlayabilmesi için; biyoçeşitliliğe iklime ve diğer ekosistemlere insanların daha fazla zarar vermemeleri gerektiğini anlamalıdır.

Hükümetler, insanların gündelik yaşamlarında fark yaratmak ve sürdürülebilirlik yolunda ilerlemelerini sağlayabilecek teşvikleri sunmak zorundadırlar.

Bundan 40 yıl sonra, dünyamızda bugünkünden yüzde 30 daha fazla insanın yaşayacağı yer olacaktır.

İş dünyası açısından olumlu yanı, bu büyümenin konut, otomobil ve telefon gibi cihazlara ihtiyaç duyacak olan milyarlarca yeni tüketicinin olmasıdır.

Olumsuz yanı ise, azalan kaynakların ve değişen iklimin dokuz milyar insan için bolluk, zenginlik içinde tüketim odaklı yaşam tarzına  yetmeyecek olmasıdır. Su, gıda, enerji gibi konuların insanla olan bağlantısı kavranmalı ve bütünsel bir şekilde ele alınmalıdır.

Bugünün davranışlarıyla devam etmemiz durumunda, harcayacağımız 2,3 gezegene denk gelen ekolojik kaynağı bulamayabiliriz. Ancak kaynak ve malzeme kullanımında bir iyileştirme gerçekleştirirse; böylece bir gezegenlik kaynağın yeterli olması sağlanabilir.

Bu konuda, bilimsel bilgi altyapısına, gelişen ve kendini kanıtlamış teknolojilere, finansal varlıklarına ve anında iletişim araçları gibi donanımlara sahibiz. Ancak, bugün hala sürdürülebilir olma yolunda tehlikeli bir şekilde ilerlemekteyiz.

Bu aslında, nüfus ve tüketimdeki hızlı artışla ve artışı yönetmeyen yetersiz yönetim ve politik etkilerle açıklanabilir.

Bedelini ise yine bizler ödemekteyiz.

Farklı insanların, kültürlerin ve yaş gruplarının farkındalığı ile sosyal uyumluluğun artmasını teşvik ederek karşılıklı bağımlılığımızı artırarak, eylemlerimizle, gelecek kuşaklara karşı sorumluluğumuzun yerine getirmeliyiz.

Dönüşüm için, sürdürülebilir bir yaşam akımı ve küresel eğitim insanları birbirine bağlamakta, ekosistem değerlerini yaygınlaştırmaktadır.

Küresel dijital ağ, insanları birbirlerine ve gezegene bağlamaktadır.İnsanlar okullarda ekosistemlerini ve toplumlarını öğrenmelerinin yanı sıra küresel vatandaşlık ve yerel vatandaşlık hakkında daha çok bilgi öğrenmelidirler.

İnsanlara esnekliği ve geleceği düşünmeleri, sistemlerin karmaşıklığını görmeleri ve risk analizi yapmaları, sağlıklı insanlar, sağlıklı toplumlar, sağlıklı iş dünyası, sağlık ve gıda teknolojilerinde köklü inovasyonlar, insanların daha sağlıklı yaşamlar ve yaşam tarzları sürmesine olanak tanıyacaktır.

Amaç insanların sınırlarının ötesine geçerek birbirleriyle ve gezegenle bağlantı kurmasını sağlamaktır.