Haberes Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ayhan Aydıner, Yaptığı etkili muhalefetle takdir toplayan, Türk Siyasetinin son yıllarda yükselen bir değeri olan Demokrat Parti Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt ile Ankara’da Demokrat Parti Genel Merkezi’nde keyifli bir röportaj gerçekleştirdi. Enginyurt; “Eskişehir benim öğrenciliğim döneminde ‘yazın tozundan kışın çamurundan’ diye atasözüyle anlatılan şehirdi. Eskişehir bugün hakikaten yaşanabilecek çok güzel bir şehir haline gelmiş. Bunda Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in büyük bir katkısı olduğunu biliyorum. Benimde üniversitede hocamdır kendisi. Saygı ve sevgilerimi iletiyorum. Eskişehir Türkiye’de tüm belediyelerin örnek alabileceği bir şehirdir. Şehirleşme, modernleşme, yapılaşma bakımından Eskişehir Türkiye’ye yakışır bir il olmuştur” dedi.

Demokrat Parti’nin Türkiye’de şu anki durumunu nasıl görüyor sunuz?

Demokrat Parti, Yargıtay kayıtlarıyla bugün 410 bin üyesiyle Türkiye’nin 4’ncü partisidir. 10 yıldır üzerinden tanklar geçmesine rağmen; yalnızlığına çakalların güldüğü günleri yaşayan, terk edilmişlik içerisinde olan, bu parti sayesinde bakan, milletvekili olmuş olanların gemiyi terk etmesine rağmen 410 bin üye ile mensubiyet şuurunu yitirmemiş bir siyasi hareket. 75 yıllık bir geleneği, 75 yıllık merkez sağ seçmenin kendinde bulduğu bir partidir. 17 Aralık 2020 tarihinde Gültekin Uysal liderliğindeki Demokrat Parti’ye katıldım. Ayrıştırmayan, ötekileştirmeyen, birleştiren bütünleştiren bir siyasi harekettir. Ve her birimizin geçmişinde bir Adalet Partili bir Doğruyol Partili bir Demokrat Partili babanın, annenin, dayının, amcanın  olduğu şuuruyla hiçbir şekilde irite olmadan herkesin gönül rızasıyla kendini ifade ettiği bu partiye katılarak bir yılı aşkın süredir Genel Başkanımız Gültekin Uysal ile birlikte Anadolu’yu karış karış  gezdik. Televizyon, gazete, sosyal medyada Demokrat Parti’yi,  Demokrat Partili olma şuurunu insanlara aktararak, onlarla buluştuk. Bir yıl sonra geldiğimiz noktada Demokrat Parti de artık ili ilçesi kapalı olmayan bir siyasi hareket haline geldi. Kongreleri büyük bir coşkuyla gerçekleşen siyasi bir harekete dönüştü. İlleri gezdiğimizde gördümüz tablo  insanlar  iki elini kaldırarak Kır’at  otobüsünü gördüğünde Kır’atın Süvarisine büyük bir coşkuyla  sarıldı ve kucaklaştı. Ülkenin doğusundan, batısına, güneyinden, kuzeyine her yerinde milyonlarca insanla buluştuk. Merkez sağda Kır’atın mevcudiyetini gören o  partiye kayıtlı 410 bin demokrat ayağa kalktı. Dev uyanışa geçti. Bir yıl içerisinde geldiğiniz nokta Demokrat Parti genel merkezinden başlayarak, içten artık dışa çıkan ve dışarıda varlığını gösteren partidir. “Demokrat Parti diye parti mi  vardı?” “Kır’atta neymiş?” ‘Bunun Genel Başkanı kimmiş?’ soruları bir yıl önce soruluyordu.  Artık Kır’atın Süvarisi Gültekin Uysal’ı bütün ülke tanıyor. Kır’atı bütün Türkiye, özellikle gençler ve kadınlarımız, emeklilerimiz, yaşlılarımız, o Demirel’in başlattığı siyasi misyonun bugün Demokrat Parti’de büyük coşkuyla, heyecanla devam ettiğini gördükçe Demokrat Parti şuuru daha da gelişiyor ve kısa bir zamanda anketlerde bile herkesin hayal kırıklığı yaşadığı ortamda Demokrat Parti yüzde 4’lük orana ulaşmıştır. Demokrat Parti Türkiye demektir. Demokrat Parti merkez sağ demektir. Demokrat Parti Alevinin, Milliyetçinin, Kürdün bakan olabildiği, Yahudi’nin, Ermeni’nin milletvekili olabildiği, dinli dinsiz ayrımı yapılmadan laik-anti laik kavgasının olmadığı, etnik ve dinsel bir çatışmanın yaşanmadığı Türkiye’de tek siyasi partidir. Dolayısıyla Demokrat Parti Türkiye’nin partisi olarak yoluna devam ediyor. İlk seçimlerde görülecek ki Demokrat Parti Türkiye’de iktidarın ortağı olacak.  Arkasından 2024’de yapılacak mahalli seçimlerde Demokrat Parti’nin Kır’atı, çok sayıda büyükşehirde belediyeleri alacak.

Erken seçim bekliyor musunuz?

Erken seçim bekliyor muyum? Erken değil, hemen seçim bekliyorum. Çünkü artık Türkiye’yi yönetemeyen ve beyin ölümü gerçekleşmiş iktidar var. Maalesef Türkiye yönetilemez bir halde. Her sabah kalktığımızda fakirleşen bir ülke.  Her markete gittiğimizde fiyat değişikliği karşısında gözyaşı akıtan bir toplum oluştu. Fahiş elektrik, doğalgaz faturalarıyla esnaf batırıldı. Girdi fiyatlarına yine yapılan fahiş zamlarla çiftçi tefecinin eline düştü. Açlığa sefalete mahkum edilip,  ‘komşusu aç iken karnı tok yatan bizden değildir’ diyen Cumhurbaşkanının sarayı ve  etrafındakilerinin karnının tok olduğu ama 80 milyonun aç olduğu bir Türkiye’de artık seçim hemen olmalıdır.  Olmak zorundadır. İktidar yönetemiyor.  Daha dün ahlaksız, namussuz, darbeci dediği Birleşik Arap Emirliklerinden gelecek paraya mahkum olmuş bir iktidar ülkeyi yönetemez. Katar’a gittiğinde Katarlı gazetecinin ‘para dilenmeye mi geldiniz?’ sorusunu görmemezlikten gelen bir iktidar ülkeyi yönetemez.  Devletin makamlarını siyasi partilerin genel başkanlarına ve milletvekillerine  kapatıp, ‘randevu almadınız’ diye milletin vekilini yani milleti yok sayan bir iktidar artık bu ülkeyi yönetemez. “Soğan ekmek yiyin, hoşaf için,  aç kalsanız da olur,  yeter ki reisi koruyun” denilerek, sadece reislerini, ailesini korumaya mahkum olmuş iktidar bu ülkeyi yönetemez.  Onun için hemen seçim. Şimdi seçim.

Millet İttifakının sizce Cumhurbaşkanı adayı kim olmalı?

Ayrıştırmayan, ötekileştirmeyen, insanları birbirine düşman etmeyen, 84 milyonu yeniden barıştıracak, uzlaştıracak, bu ülkede, etnik ve dini ayrımcılığa son verecek, her şeyden önemlisi bu milletin yani tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemeyecek hırsızlık, yolsuzluk yapmayacak, haksızlığa karşı susan dilsiz şeytandır diyen olacak. Ve en önemlisi bu ülkede yapılan hırsızlığın, soygunun, talanın hesabını soracak biri Cumhurbaşkanı adayı olacak.

Partinizin misyonu 1946’lı yıllarda Celal Bayar, Adnan Menderes ile başladı. Ancak AK Parti sıklıkla Adnan Menderes’i kendileri için siyasi malzeme olarak kullanıyor. Bu konuyla ilgili düşünceleriniz neler?

AKP işine geldiğinde Adnan Menderes’i kullanır. İşine geldiğinde de ‘Eski Türkiye’ diye o döneme hakaret eder. Çift dili bir siyasetle hareket eder. AKP için asla Adnan Menderes, Süleyman Demirel ölçü olamaz. Ne Süleyman Demirel’i severler ne de Adnan Menderes’i. Hatta Mustafa Kemal Atatürk’ü de sevmezler. Sadece takiyye riyakarlık yaparlar. Adnan Menderes’i ‘şehit Adnan Menderes’ diye kullanırlar. Yassıada’da 5 yıldızlı otel yapmaktan imtina etmezler. Bunlar için her şey para, her şey çıkar, şahsi menfaattir. Adnan Menderes’te şahsi menfaatlerine geldiklerinde kullanıyorlar. İşine gelmedikleri zaman Adnan Menderes’in, Süleyman Demirel’in  kurduğu fabrikaları, barajları ve köprüleri bile satmaktan imtina etmiyorlar. Bunlar geçmişten intikam alan geçmişten nefret eden bir siyasi hareket. Dolayısıyla Türk milleti bu siyasi hareketi ilk seçimde gönderecektir inşallah.

Siz üniversite eğitiminizi Eskişehir’de yaptınız. Üniversite gençliğinden bugüne Eskişehir’in gelişimini nasıl buluyorsunuz?

Eskişehir benim döneminde ‘yazın tozundan kışın çamurundan’ diye atasözüyle anlatılan şehirdi. Eskişehir bugün hakikaten yaşanabilecek çok güzel bir şehir haline gelmiş. Bunda Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in büyük bir katkısı olduğunu biliyorum ve görüyorum. Benimde üniversitede hocamdır kendisi. Saygı ve sevgilerimi iletiyorum. Eskişehir Türkiye’de tüm belediyelerin örnek alabileceği bir şehirdir. Şehirleşme, modernleşme, yapılaşma bakımından Eskişehir Türkiye’ye yakışır bir il olmuştur. Dilerim diğer illerde Eskişehir’i örnek alır. Ama maalesef AKP’lilerin örnek aldığı tek şey şahsı çıkar ve menfaat olduğu için,  Eskişehir’i örnek almaları mümkün görünmüyor.

Son eklemek istedikleriniz var mı?

Eskişehirlilere saygılarımı sevgilerimi iletiyoruz. Eskişehir üniversite yıllarımızın, gençliğimizin geçtiği, bizim hatıralarımızın olduğu şehir. Dilerim Eskişehir ilk seçimlerinde büyükşehir de dahil olmak üzere belediyeleri Demokrat Parti’ye verir. Eskişehir eskiden olduğu gibi Demokrat Parti milletvekilleriyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edilir. Eskişehir hak ettiğini alır. Eskişehir dışlanmaya çalışılıyor. Ötekileştirilmeye çalışılıyor. İktidar adeta Eskişehir’den intikam almak istiyor. Eskişehir yeniden kendi milletvekilleriyle kendi çocuklarıyla Demokrat Parti ile Türkiye’de varlığını devam ettiren bir şehir olur. Bir de Eskişehirspor’u layık olduğu yerlerde görmekte en büyük hayalimdir. 1985, 1986’lı yıllarda Eskişehir’de futbol maçı seyretmek Eskişehir’de Eskişehirspor’u izlemek güzeldi. Eskişehirspor- Orduspor maçını Eskişehir’de seyretmek bir hayli keyifliydi. Bizde o tarihlerde ES ES taraftarı gibi Eskişehirspor’u destekliyorduk. İnşallah Eskişehirspor’u hak ettiği yerde görürüz. Eskişehir’e selamlar saygılar.