Tüm Türkiye onu ‘Öyle Geçer Bir Zamanki’ filminin Carolin’i olarak tanımıştı. Almanya Köln’de doğan sanatçı başarı çıtasını hem ülkemizde hem de uluslararası alanda giderek yükseltti. 2010 yılında Türk vatandaşı oldu. Oynadığı Hollywood yapımı ‘Silver Carnation’ adlı film Oscar’a aday adayı oldu. Güzel ve sempatik oyuncu Wilma Elles Haberes Ocak 2022 sayısının konuğu oldu. Haberes Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ayhan Aydıner ile keyifli bir söyleşi gerçekleştiren Wilma Elles; “Ben genellikle aksiyon seviyorum. Macera filmleri seviyorum. Benim bir tane rekorum var. Ben filmlerimde sadece bir kez öldürüldüm. Bir kez hastalıktan öldüm. Farklı farklı projelerde 13 kez intihar ettim. Bu gerçekten büyük bir rekor” dedi.
Uzun yıllarda ülkemizdesiniz. Artık bizden birisi oldunuz. Türkiye’de olmaktan memnun musunuz?
15 seneden beri Türkiye’deyim. Burada yaşıyorum. Çok seviyorum 2010 yılında Türk vatandaşı oldum. Ve ailemin ilk Türk’ü ben oldum. Benim ailemin soy ağacını düşünün. Benim tüm önceki jenerasyonlar Almanya’daydı. Artık Türkiye’de de devam ediyor. Çok ilginç aslında. Ben buradan memnunun. Doğası, yemekleri, kimyası, insanların sıcakkanlılığı, misafirperverliği gerçekten Dünya da tek. Çok seviyorum.
Kariyer anlamında önümüzdeki süreçte hedefiniz neler?
Ben 4 yaşından beri oyuncu olmak istedim. 10 yaşında oyunculuk dersleri aldım. İnşallah oyunculuğa ömür boyu devam etmek istiyorum. Benim Amerika’da çekilen bir filmim (Silver Carnation) Oscar aday adayı oldu. Onun için çok heyecanlıyım şu anda. Almanya’da başrol oynadığım sinema filmi var. Türkiye’de çok heyecan verici projeler var. Bir dizide (Bayrampaşa 11) oynayacağım çok farklı bir karakteri canlandıracağım hiç beni görmediğiniz şekilde bir karakter. Ben genellikle aksiyon seviyorum. Macera filmleri seviyorum. Benim bir tane rekorum var. Ben filmlerimde sadece bir kez öldürüldüm. Bir kez hastalıktan öldüm. Farklı farklı projelerde 13 kez intihar ettim. Bu gerçekten büyük bir rekor. Benim canlandırdığım karakterler genelde hep uç karakterler. Çok güçlü karakterler yani kesinlikle hedefine ulaşmak istiyor. Yoksa çok değişik farklı karakterler seviyorum.
Oyunculukta idolünüz var mı?
Yani tek idolüm diye bir şey yok. Benim tabi bütün oyunculardan, herkesten öğreneceklerim var. Bizim yeteneğimiz bu öğrendiklerimiz çıkarmak. Bunları görmek. Bu bizim görevimizdir. Yani sürekli kendimi geliştirmeye üzerine çalışmalar yapıyorum.
Oyunculukta Hollywood’u düşünüyor musunuz?
Az önce bahsettiğim Oscar aday adayı filmini Hollywood’da çektim. Oraya çok kez gidiyorum. Artık orada da bazı projelerde de yer alıyorum. Mutluyum yani.
Hayatta hiç keşkeleriniz oldu mu?
Tabi ki çok keşkelerim var. Sabah keşkeyle başlayıp, akşam keşkeyle uyuyorum. Ben çok dua eden bir insanın. Çok şükreden insanın. Ben tüm var olan hediyeler için şükrediyorum. Ama çok net vizyonlarım da var. Kafamda belirlediğim hedeflerim var. Her gün bir adım atıp, onlara yaklaşıyorum.
Hayatınızdaki kırılma anı neydi?
Güzel sorularınız var. Kırılma noktalar her zaman aşk kaybettiği anlar bence. Aşk aslında sonsuzluk demektir. Zaman sürekli akarak, tüketiyor. Sadece aşkla zamanı durdurabiliyorsun. Çünkü hayat her zaman mükemmellik değildir. Her zaman hatalar var. Fakat aşkla baktığınız zaman her şey tam oluyor. Bir bütün oluyor. Bir eksik görmüyorsunuz ama bura bir aşk yani o kaybolduğu zamanda üzücü oluyor. Ben ilk aşkım 4 yaşındaydım ya da 5 yaşındaydım. Bütün hayat aşk ve özlemle geçti benim.
Eskişehir’e geldiniz mi hiç?
Tabi ki Eskişehir’e arada bir geliyorum. Güzel buluyorum. Orada güzel bir nehir var, üniversite var. Modern bir şehir. Aynı zamanda Eski bir şehir.
Setlerde ilginç unutamadığınız bir anınız var mı?
Tabi ki yani bir tane sette ben bir kostüm giydim. Üzerimde 50 kilo bir ağırlık. Çok soğuk çıplak ayaktayım, kış her tarafta ateşler yanıyor. Her tarafta duman içerisindeyim. Beyaz kuşlar havaya doğru uçuyor. Yerde kireçler var ben yere vuruyorum. İnanılmaz bir setti. Bunu asla unutmam.
Hayranlarınıza bir mesajını var mı?
Siz her zaman olumlu düşünün lütfen. Her zaman var olan şeyler için şükredin.
