Sürekli duyduğumuz, gördüğümüz popüler kültür nedir? Öncelikle oradan başlayalım ardından bu kültürün medya kanadıyla tam içimize nasıl sindirildiğinden bahsedelim istiyorum.

20. yüzyıldan sonra özellikle toplumsal modernleşme ile toplu kültür olarak yayılan, kavram olarak kültürel gelişmeleri ve günlük uygulamaları kapsamakta, aynı zamanda genel ve tarafsız olarak eski halk kültürü kavramı yerine geçmekte. Popüler kültür daha çok bir alan jargonu iken, pop kültürü daha çok ortam jargonu olarak kabul görmektedir. Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre ise, popüler kültür kavramının tanımı "isim; belli bir dönem için geçerli olan, hızlı üretilen ve hızlı tüketilen kültürel ögelerin bütünü" olarak açıklanmıştır.

Popüler Kültür, Batı’da sanayileşme ve modernleşmeyle birlikte kentin kültürü olarak ortaya çıkmış, kentte gün boyunca çalışan insanlara, yorgunluklarını ve sorunlarını unutturan “gündelik hayatın kültürü” olarak kabul edilmiştir.

Kitle iletişim araçları ile kültürel ögeler birbiriyle bağlantı içerisindedir. Kitle iletişim araçları, daha ‘popüler’ deyimle medya, bugün, toplumdaki anlamlandırma sürecini, neredeyse tekeline almış bir kurumdur. Medya kavramı, ne bir teknolojiyi, ne ideolojiği ne kapitalist bir durumu, ne de bir kültürü niteler.

Medya popüler kültürün aktarım amacı olarak görev almaktadır. Özellikle televizyon bunun en net aracıdır. Toplum televizyon sayesinde daha fazla kitleselleşmektedir.

Televizyonla birlikte birçok olay ve popülerleştirilmekte ve magazinleştirilmektedir. Toplumsal ve siyasi olaylar da dahil olmak üzere birçok proje izleyiciye gerçek değerinden uzak bir sekilde aktarılmakta. İnsanlar, haberleri de popüler unsurlara bağlayarak, sadece verilen haberleri tüketerek bu kültüre hizmet etmiş oluyorlar ne yazık ki gelecek için yeni bakış açıları sunmak yerine var olan düzenin en iyisi olduğuna dikkat çekilerek yine bir kaos ortamı oluşturuluyor. Post-modern hayatlar medya ile süslenerek empoze edilmekte ve popüler kültür unsurları sundukları sanal gerçeklikler ile giderek hayatımızın baş köşesinde yer almakta.

Özetle popüler kültür, halkın içinden öğelerle var olan kültür öğelerini sergilemekte. Futbol, dini bayramlar, müzik olarak arabesk algısı gibi farklı noktalarda değişik içeriklerle sunuluyor. Tüm bunların belirgin ortak özellikleri vardır: Öncelikle insanları eğlendirmeye yöneliktir. İnsanlara faydalı bilgiler vermek, onları eğitmek gibi bir amacı yok. Aksine insanlara ağırlıklı olarak eğlenme temasıyla hoşça vakit geçirtme temel alınmıştır.

Paralel bir şekilde, medya kültürel olarak zenginleşir, kültür de medyanın desteğinden yararlanır. Medya kültürel hayatı yansıtma, kültürel ürünlerin çeşitliliğini sunarak işlevini yerine getirmektedir. Radyo, televizyon, basın gibi iletişim araçlarında üretilen ve bu araçlar tarafından dağıtılan bu kültürün en belirgin özelliğinin eğlenceye dönüklük olduğuna hepimiz hakimiz.

Bu sanal algı ‘insanlar üzerinde ikonoloji, meta fetişizminin de yaygınlaşmasına yol açıyor’ diyebiliriz.

Tüm bu yanılgı ve görev tanımlarının içerisinde bize sunulan yapay kültürü medya aracılığıyla evlerimize alırken bu noktada gerçek izleyici, takipci olarak seçici davranmamız gerektiğini unutmayalım... Popüler kültere hizmet eden her meta bizi bu olasılık ve realite arasında bizi ciddi bir şekilde hırpalayacaktır. Çok izlenen, çok alkışlanan, çok dinlenen, çok reyting alan cümlelerindeki “çok” algısı tamamen “her güzel hareket doğru olduğu anlamında değildir” cümlesiyle özdeşleşmektedir. Bunu unutmayarak, öncelikle bilinçli birey ve özellikle ebeveynler olarak hemen hemen hayatın ve geçmişten ziyade geleceğin de bu kültüre dahil olacağı düşüncesiyle en az zararla nasıl atlatırız sorusunu hafızalarımıza kazımalıyız...