Evinizi kurarken nelere dikkat edersiniz? Nasıl bir düzen kurarsınız? Mobilyalarınızı, eşyalarınızı nasıl seçersiniz? İçinde sizi keyifli, rahat, huzurlu ve güvende hissettirecek bir ev olması için nelere özen gösterirsiniz? Sadece ihtiyacınız olan kadarıyla mı yaşamayı tercih edersiniz yoksa geçmişten kalan bir türlü atamadığınız, hiçbir amacınıza hizmet etmeyen kalabalıkla beraber mi...

Tüm bunlar bizim ruhumuz için de geçerli değil mi? Hepimiz hayatın içinde yol alırken farklı duraklara uğrarız. Her durak ruhumuza bir şeyler katar.

Bazen bize yol gösterecek, rehberlik edecek deneyimleri alıp yolumuza devam ederken bazen de bize hiçbir yararı olmayanları alıp, kendimize yük ederek ilerleyişimizi yavaşlatırız.

Evimiz huzur ve rahatlık hissedeceğimiz ortamı sağlar. Bu nedenle evimizi kurarken, kullanışlı ve ihtiyaçlarımızı karşılayacak eşyaları seçmeye özen gösteririz. Peki kendi içimizdeki evi nasıl kurarız?

Henüz yerleşmediğimiz bir ev nasıl boşsa ve içi yavaş yavaş sonradan gelen eşyalarla dolup yaşanmışlık katıyorsa, hayat yolculuğumuzda yanımıza aldıklarımızda içimizdeki evin yavaş yavaş oluşmasına eşlik eder.

Çocukluk yaşlarımızdan itibaren ailemizin, arkadaşlarımızın ve toplumun sesini duymaya başlarız. O sesler zamanla iç sesimizi oluşturur, olgunlaşır ve bir süre sonra tamamen sahipleniriz. O seslerden bazıları bizi olumlu etkilerken bazıları da hayat yolculuğunda ilerlememizi engelleyebilir. Biz neyi istersek onu evimize alırız. Artık işimize yaramayanları atıp yerine bize daha çok faydası olacaklara alan açabiliriz. Kendi evimize baktıkça, ihtiyaçlarımıza kulak verdikçe kaynaklarımızı yenileyebilir, içimizdeki potansiyeli açığa çıkarabiliriz. 

Zamanla sıcacık, kendimizi güvende hissettiğimiz bir yer haline gelir. O yer bizim evimizdir...

Peki içindeki bu ev nasıl? Hiç baktın mı? Hayallerinin, ihtiyaçlarının, beklentilerinin ne kadarı sana ait bakmak ister misin? Neler var içinde? Eskiye dair neler biriktirdin? Hiçbir işe yaramayan, enerjini düşüren ve yeni bir alana ihtiyacın olduğunda yer açamadıklarınla mı dolu... yoksa zorlandığında başvurabileceğin kaynakların olan, seni destekleyen, seni kapsayan, güvende hissettiren ve kendini bırakabildiğin bir yer mi... Nasıl bir ev var içinde?

Tüm bunlara verdiğimiz cevaplar zor anlarımızda onlarla nasıl iletişim kurduğumuzu, nasıl üstesinden geldiğimizi ve tüm bunların üstesinden gelirken içimizdeki evde nasıl hissettiğimizi bize gösteren cevaplar aslında...İçinde kendimizi huzurlu hissetmediğimiz bir evimiz olabilir. Böyle hissettiğimizde ihtiyacımız olmayanları fark edip, yaşamımızdan çıkarmamız bizim için önemli bir adım olacaktır. Unutmamak gerekir ki bizim için değerli olan ve keyif veren anıların bulunduğu odanın kapısını açıp, içinde biraz zaman geçirmek, onları arada ziyaret etmek önemli. Kendi içimizdeki kaynaklarımızı araştırmak, güçlü yanlarımıza bakmak belki de bugüne kadar hiç fark etmediğimiz yönlerimizi keşfetmemizi sağlayacaktır.

Kendi evimizin içerisine farkındalıkla baktığımızda, eksiklerimizi fark ettikçe, dile getirdikçe ve bunları talep ettikçe, evimizin ihtiyaçlarını giderdikçe kendimizi daha güçlü ve güvende hissedebiliriz. Yalnız olmadığımızı, çevremize baktığımızda destek alabileceğimiz kaynakların varlığını bilmemiz ve destek almamız bizi daha da güçlü kılacaktır. Nasıl ki evimizi yalnız kurmuyorsak, bir mobilyacıdan, boyacıdan, taşıma şirketinden vs. destek alıyorsak kendi içimizdeki evi kurarken de ihtiyaçlarımızı fark edip destek almaktan çekinmemeliyiz.

Kendimizi önemsemenin bencillik olduğunu duyarak büyüdük ve kendimize kulak vermekten çoğu zaman kaçındık. Bencillik dediğimiz şey aslında kendimize düşmanlıktan başka bir şey değil... Çünkü hayatta ilerleyecek gücü kendimizi dinleyerek ve anlayarak bulabiliriz. İhtiyaç ve isteklerimize kulak verdiğimizde kaynaklarımızı yenileyebilir ve kendi potansiyelimizi dışarı çıkarabiliriz.

Hayatta sahip olabileceğimiz en değerli şey kendi içimizdeki evimiz... Bu evi insanlar ziyaret ederler ve giderler. Geride bıraktıklarını evimizde barındırmak ya da atmak bizim seçimimiz. Unutmamak gerekir ki yaşadığımız her şeyi kendi içimizde kendimizi nasıl hissettiğimiz, kendi evimizi nasıl oluşturduğumuz ile yakın ilişkili olacaktır.

Hayatın içinde yol alırken iç dünyamızı ihmal etmemeliyiz. Kendi evimizde neler olduğunu bilmek, kaynaklarımızın farkında olmak ve ihtiyaç hissettiğimizde onlardan faydalanmak yaşantımızı kolaylaştıracaktır. Unutmamalıyız ki kendi içimize baktıkça, ihtiyaçlarımızı giderdikçe ve kaynaklarımızı bildikçe bir sorunla karşılaştığımızda sığınabileceğimiz, kendimizi güvende hissedeceğimiz bir evimiz olduğunu bileceğiz...

İçinizdeki evi sıcak ve huzurlu bir alan haline getirmeniz dileği ile...

Mutlu kalın...