"Beni görevden alanlar bilsin ki KAPLANI kafesten çıkarıyorlar” diye Milli Eğitim Müdürünü Sarı Çizmeli Mehmet Ağa mı tehdit etti? Milli Eğitim Müdürünün telefonunu ısrarla açmayarak, ona saygısızlığı Recep İvedik mi yaptı? İl Milli Eğitim Müdürünü, Genel Müdüre mektup yazarak; Güdük Necmi mi kötüledi? Alpu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü koltuğunu kapmak için davasından Davaro mu döndü?
“Not: Şanlıurfa da benim sendikacılığımı bilen bilir. Beni görevden alanlar bilsin ki KAPLANI kafesten çıkarıyorlar.” Yukarıdaki sözleri Eskişehir’in 10 bin nüfuslu küçük bir ilçesinin Milli Eğitim Müdürü kendi sosyal medyasından paylaşıyor. Bende 2 Aralık’ta Görünümde bu paylaşımla ilgili “İlçe Müdüründen Sinan Aydın’a ‘Kaplanı Kafesten Çıkarıyorlar’ Göndermesi” diye bir yazıyı kaleme aldım. Yazımda Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın tarafından görevden alınması için Bakanlığa yazı gönderilen Alpu İlçe Milli Eğitim Müdürü Abdulğani Demir, kendi sosyal medya hesabından ‘Beni görevden alanlar bilsin ki KAPLANI kafesten çıkarıyorlar’ diye paylaşım yaptı. Abdülğani Demir’in bu paylaşımı ‘Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın’a bir gönderme’ veya 'gözdağı' olarak nitelendirildi” demiştim. Yazımı; “Yönetici olmadan önce daha çok Güneydoğu’de örgütlü olan Özgür Eğitim Sen’in Şanlıurfa İl Temsilcisi olarak görev yapan Abdulğani Demir, sendikacılık yaptığı dönemi vurgulayarak, ‘kaplanı kafesten çıkarıyorlar” sözüyle Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın ve Milli Eğitim Bakanlığına gözdağı vermesi dikkat çekiyor" diye bitirmiştim.
MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜNÜN TELEFONUNU AÇMADI
Aradan 11 gün geçti. ‘Kaplanı kafesten çıkarıyorlar’ diye Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü ve Bakanlığı tehdit eden bu ilçe müdürü hala yerinde duruyor. Bir de öğrendim ki! Araya tepeden birileri girmiş. Bu küçük ilçenin Milli Eğitim Müdürünün görevden alınma yazısı Valilikten geri çekilmiş. Bende 13 Aralık’ta Görünüm’de “Demek ki Kağıttan Kaplan Değilmiş!” diye bir yazı daha yazdım. Yazımda şu ifadeleri kullandım; “Anlaşılan Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın ile Eğitim Bir Sen’in Milli Eğitim’deki eli ayağı olan Muammer Demirkan’ın HÜDA-PAR’a yakınlığı ile bilinen sendika Özgür Eğitim Sen üyesi olan Alpu İlçe Milli Eğitim Müdürü Abdulğani Demir’i görevden almaya güçleri yetmemiş. Abdulğani Demir ‘Kaplanı Kafesten Çıkarıyorlar’ derken, boş yapmamış” dedim. Demir’in bu paylaşımından sonra Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın’ın onu telefonla üç kere üst üste aradığını da belirtmiştim. 10 bin nüfuslu İlçe Müdürünün amiri olan Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürünün telefonunu açmadığını da ekledim. Daha sonra Atamadan Sorumlu İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Muammer Demirkan aramış. Kendisinden Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürünü tehdit eden bu paylaşımı kaldırmasını istemiş. Demir; “Kaldırmam” demiş. Demirkan; “Kaldırmazsan seni araştırmacı değil. Öğretmen olarak görevlendiririz” diye gözdağı vermiş. Demir; “Kaldırmıyorum” diye yanıt vermiş. Bu yazımdan bir gün sonra (3 Aralık’ta) Atamadan Sorumlu İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Muammer Demirkan ile görüştüm. Demirkan; Demir’in görevden alınma yazısının Valilikte olduğunu belirterek; “Kendisini arayıp, bu yazıyı kaldırmasını istedim. O da 'kaldırmam' dedi. Kendisi bilir. Erzurum'da Milli Eğitim Bakanının katıldığı toplantıda patavatsızlık yapmış. Zaten görevden alınacak” demişti. Yazımı şu ifadelerle bitirdim; “Anlaşılan Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın ile Eğitim Bir Sen’in Milli Eğitim’deki eli ayağı olan Muammer Demirkan’ın HÜDA-PAR’a yakınlığı ile bilinen sendika Özgür Eğitim Sen üyesi olan Abdulğani Demir’i görevden almaya güçleri yetmedi. ‘Beni görevden alanlar bilsin ki KAPLANI kafesten çıkarıyorlar’ sözü ile Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürünü üstü kapalı şekilde tehdit eden Abdulğani Demir demek ki ‘kağıttan değil, gerçek kaplanmış.’ Yaptığı bir paylaşımla Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın’ı hatta onun alınması için Eskişehir’den yazı isteyen Bakanlığa diz çöktürmesi bunu ortaya koyuyor. Sadece Güneydoğu’da örgütlü olan bir sendikanın Eskişehir’de kendi üyesi ilçe müdürünü Milli Eğitim Bakanlığına ve İl Milli Eğitim Müdürlüğüne karşı koruyabiliyor olması dikkat çekici. Abdulğani Demir “Kaplanı Kafesten Çıkarıyorlar” derken, boş yapmamış.”
GAZA GELİP KENDİNİ KAPLAN SANDI
Yazdığım bu iki yazı İlçe Milli Eğitim Müdürü Efemi o kadar sevindirmiş ki(!) Bunlarla ilgili en ufak olumsuz söylemde bulunmadı. Alpu İlçe Milli Eğitim Müdürü benim ilk yazımdan sonra gaza gelip; kendisini kaplan zanneden Abdulğani Demir, Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürü Bülent Çiftçi’ye uzun bir mektup yazmış. Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın’ı suçlayan ifadelerle dolu bu şikayet mektubunu WhatsApp grubundan Alpu’daki okul müdürleriyle paylaşmış. Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü onun görevden alınma yazısını geri çekince yaptığı mektup paylaşımını silmiş. Ama onun paylaşımı silmeyenler mektubu bana gönderdi.
Bu mektupla da ilgili 14 Aralık 2025’de “Tehditle Yetinmemiş MEB Genel Müdürüne Mektup Yazıp Şikayet Etmiş” başlıklı bir yazı daha kaleme aldım. Bu mektubu imla hatalarını düzeltmeden aynen yayınladım.
"Ben, Erzurum'daki son İlçe Milli Eğitim Müdürleri toplantısında konuşma hakkı vermediğiniz Alpu İlçe Milli Eğitim Müdürü Abdulğani DEMİR” diye başlayan mektupta şu ifadeler dikkati çekiyor;
- Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürümüz Sinan AYDIN Bey beni Eskişehir girişinde karşılamakla kalmadı, beni görevden alma sürecini başlattı.
- Sinan Bey Erzurum'daki konuşmalarımdan sonra, beni çağırmış Erzurum da yapmış olduğum konuşmalardan dolayı beni yargılamış ve daha önce ilimizde yapılan birçok toplantının sonunda, birçok kez mesaj veya arayarak konuşmamam yönünde beni uyardığını hatırlatarak ya istediğim şekilde müdürlük yaparsın. (yani toplantılarda sus pus olursun) veya inisiyatif kullanırım şeklinde tehdit etti.
-Bu çalışmalar sonunda yerime birini (10 yıldır Eskişehir/Mihallıççık İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünü vekalet yürüten Abdullah DEMİRTAŞ) bularak, benim görevden alınarak, öğretmen veya araştırmacı olarak atanmam ve yerime o arkadaşın atanması için bakanlığa teklifte bulunmuştur. (Sahadan aldığım bilgi)
- Sırf toplantılarda fikir, düşünce, öneri ve eleştiri sunuyorum diye görevden alınacak olmam ne derece doğru. Benim ile Erzurum da aynı toplantıda bulunan 350 İlçe Milli Eğitim Müdürüne bu nasıl yansıyacak.
- Sinan Bey benim ile İlçe Milli Eğitim Müdürü olarak çalışmak istemeyebilir, saygı ve anlayışla karşılarım. Ancak yetişmiş insan kaynağını heba etmeyecek, aile düzenimi bozmayacak (Eskişehir/Odunpazarı İlçesinde ikamet ediyorum.) aktif olarak görev yapabileceğim bir atama talep ediyorum.
-Eskişehir de İl Milli Eğitim Müdürlüğünde (Sinan Bey Şube Müdürleri ile muhatap olmuyor. Milli Eğitim Müdür Yardımcıları üzerinden yani koordinatörlük sistemi ile iş yürütüyor. Yani benim ile muhatap olmayacak) veya Merkez İlçelerde şube müdürlüğü olabilir. Ya da Bakanlıkta potansiyelimi sergileyebileceğim bir görev veya başka bir ilde İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü şeklinde olabilir.”
'HEM ŞOFÖR ARKASI OLSUN HEM CAM KENARI OLSUN'
Mektubunda Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürünün, tavrını, yönetim tarzını aleni suçlamış. Kendisi ‘Kaplan’ olduğu için Genel Müdürden ‘Hem şoför arkası olsun, hem cam kenarı olsun’ diye ikamet adresinin tuttuğu İl Milli Eğitim’de ve Odunpazarı’nda şube müdürlüğü de isteme cüretini göstermiş. “Sinan Bey şube müdürleriyle muhatap olmuyor” diyerek; aslında; “o sevmediği için beni çağırmaz, muhatap olmaz. Bana görev vermez, bende şehir merkezinde mis gibi yatarım” demek istiyor. Peki bu şahıs şube müdürü olmadan nasıl İlçe Milli Eğitim Müdürü oldu. Şanlıurfa Haliliye Bakımlı İlkokulu Müdürü Abdülğani Demir 2019 yılında kendi isteğiyle Alpu’ya nasıl İlçe Milli Eğitim Müdürü oldu?
BU HAKSIZ YÜKSELİŞİN HİKAYESİ ŞÖYLE
Milli Eğitim Bakanlığı 2013 ve 2017 yıllarında olmak üzere iki defa Görevde Yükselme Yönetmeliği Çerçevesinde Şube Müdürlüğü Sınavı yaptı. Her iki sınavda da soruların hatalı olması nedeniyle adaylar tarafından bakanlık mahkemeye verildi. 2017 yılında yapılan en son ki sınavda mahkeme kararıyla iptal edilen sorular düşüldükten sonra sınava giren tüm adayların puanları yeniden güncellenerek atanma süreçleri yeniden başlatıldı.2013 Yılında yapılan sınav sorularının hatalı olduğuna ilişkin bir aday tarafından idare mahkemesine dava açmış. Ancak davayı açan kişi vefat ettiği için dava düşmüş. Yine Şanlıurfa da aynı sınava giren bir aday tarafından Ankara 7. İdare mahkemesine dava açılmış bunun üzerine 27 Kasım 2019 tarih ve E.2015/3014, 2019/2668 sayılı karar ile idare mahkemesi 7 soruyu hatalı olduğu gerekçesiyle iptal etmiş. Bakanlık, 7. İdare mahkemesinin bu kararına itiraz ederek kararı temyize götürmüş. Buraya kadar her şey normal gitmiş. Söz konusu davayı açan Şanlıurfa Haliliye Bakımlı İlkokulu Müdürü Abdulğani Demir, temyiz aşamasındaki davadan feragat etmesi karşılığında İlçe Müdürlüğü teklifi getirilmiş. Hatta hangi İlçeye kadar atanacağına ilişkin bilgiler onunla paylaşılmış. Abdulğani Demir, Alpu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünü kabul ederek; davadan feragat etmiş. Davadan çekilmesi karşılığında Eskişehir Alpu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü onun için bal kaymaklı rüşvet olmuş. Eskişehir’in bürokrasisini Eskişehirliler yönetmediği için; Şanlıurfa’dan sıradan bir okul müdürüne bilet bile almadan Alpu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü piyangosu vurabilir. Peki ben bunları niye yazıyorum?
KENDİ YAPTIĞI PAYLAŞIMLARI İÇİN NİYE TEYİT ALAYIM?
İlk yazımdan 16, ikinci yazımdan 5, son yazımdan 4 gün sonra Alpu İlçe Milli Eğitim Müdürü benimle ilgili kendi sosyal medya hesabından zehir zemberek açıklama yapmış. Bu şahıs, asla çekmem dediği ‘Kaplanı Kafesten Çıkarıyorlar’ tehdidini de silmiş. Demek ki tepeden onunda kulağını çekenler olmuş. Makalenin, haberin ne olduğundan bihaber olmasına rağmen bana gazeteciliği öğretmeye kalkmış. Beni bir haber sitesi kurup, gazeteciyim diye gezenlerle karıştırmış olmalı. Ne diyeyim hayatında muhabirlik, istihbarat şefliği, yazı işleri müdürlüğü yapmamış bu tüccar haber sitesi sahiplerini basın emekçilerinin haklarını savunması gereken meslek örgütlerimiz üye yaparsa; Şanlıurfa’dan gelen şahıs her gazeteciyi böyle zanneder. İki yazım zaten kendi yaptığı paylaşımlar. Bir yazımda onun görevden almaya güçleri yetmeyenlerle ilgiliydi. Kendi yaptığı paylaşımlar için kendisinden niye teyit alayım? Eskişehir İl Milli Eğitim’de aynı bölgenin insanı olan bir şube müdürünün aklıyla hareket ettiği veya onunla birlikte Genel Müdüre şikayet mektubunu yazdığı söyleniyor. Ancak o şube müdürü Eğitimin Gücü Sendikasına üye olmuş. Akıl hocasını kendi sendikasına kazandıramamış. Açıklamasında; Özgür Eğitim Sen’in HÜDA PAR ile ilişkisinin olmadığını söylüyor. Türk Eğitim Sen ile MHP’nin, Eğitim İş ile CHP ve Doğu Perinçek’in partisinin, Eğitim Sen ile marjinal sol partilerinin de ilişkileri yok(!) gerçekten. “Güneydoğu’da HÜDAPAR’a yapılan saldırılarda onlara tek sahip çıkan sendika neden Özgür Eğitim Sen?” diye soracağım. 'Resmi bir şey yok' diye şimdi benim zekamla oynayacak bir yanıt daha verecek. Yazısında “Ben 28 yıllık meslek hayatım boyunca hiçbir amirime saygısızlık yapmadım. Posta koymadım. Gözdağı vermedim. Tehdit etmedim” demiş. “Not: Şanlıurfa da benim sendikacılığımı bilen bilir. Beni görevden alanlar bilsin ki KAPLANI kafesten çıkarıyorlar” diye Milli Eğitim Müdürünü Sarı Çizmeli Mehmet Ağa mı tehdit etti? Milli Eğitim Müdürünün telefonunu ısrarla açmayarak, ona saygısızlığı Recep İvedik mi yaptı? İl Milli Eğitim Müdürünü, Genel Müdüre mektup yazarak; Güdük Necmi mi kötüledi? Alpu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü koltuğu için davasından Davaro mu döndü?
Aslında saçma sapan yazdığın her satır ile ilgili ayrı ayrı alay ederim de! 10 bin nüfuslu küçük bir ilçenin müdürüne karşı kontrolsüz güç kullanmış olurum. Fazladan yazdıklarım israf olur. Az daha oku! Az daha dava aç! Belki Odunpazarı ve Tepebaşı Milli Eğitim Müdürü olursun. Söz o zaman daha çok yazacağım.
KOFTİ EFE FIKRASI
Bir Ege kasabasında, bir 'Kofti Efe' varmış... 'Kofti Efe' bir akşam ter, kan içinde meyhaneye gelmiş: 'Len oğlum ver bi tek!' Meyhaneci koşup gelmiş: 'Hayrola efem, ne oldu?' 'Köşe başında dört herif çıktı karşıma, iki patlattım dördü de kaçtı...' Meyhaneci çırağa bağırmış: 'Efeme bi tek daha ver, leblebiyi unutma!'
Meyhaneci hınzır, üstüne gidiyor: 'Eeee efem, sonra ne oldu?' 'Bu sefer sekiz kişi olup geldiler...''Eeee!' 'Sekizini de iki yumrukta kaçırdım!' Meyhaneci bağırmış: 'Len oğlum efeme bi tek daha ver, leblebiyi unutma!' Efe tekleri üst üste yuvarladıktan sonra kükremiş:
'Sekiz on altı oldu, on altı yirmidört!' Efe sallıyor, meyhaneci tekleri peş peşe ısmarlıyor. Efe, 24’ü tamamladıktan sonra elinin tersiyle ağzını silip, bıyıklarını sıvazlayınca meyhaneci çırağa kızmış: 'Ulen, efemin kadehi boş kalır mı?' Efe diklenmiş: 'Yetti gayri, bütün gasabayı bana mı kırdıracan?' İşte eskiler 'Kofti Efe' diye bu gibilere derlermiş!
SİZİN ETRAFINIZDA HİÇ YOK MU?
Bugünde 'Kofti Efeler' hiç yok mu? Başta devlet kurumlarında olmak üzere hep varlar. Birileri tarafından koltuklara oturtulduklarını kısa bir sürede unutarak, marifeti kendinden sanmaya başlarlar. Yaptıkları işi 'bire bin katarak' anlatarak, kendilerini iyi şekilde pazarladıklarını sanırlar. Kendi işini doğru yapıp yapmadığını bakmayarak; bırakın çalışma arkadaşlarını başka kurumlarda çalışanlara bile ayar vermeye çalışırlar. Astlarına kötü davranırlar. Öğrendikleri üç-beş süslü kelimeyi biraz yalanla harmanlayıp; bulundukları her ortamda kendilerini üstün biri olarak göstermek isterler. Bu olaya kendilerini öyle kaptırırlar ki; sınırlı potansiyelleri olmasına rağmen çok önemli ve yeri doldurulamaz insan olduklarına inanırlar. Adları gibi getirildikleri makamda ‘uzun ömürlü’ kalacaklarını sanırlar. Ancak 'Nasıl gelirsen, öyle gidersin' sözü hep doğru çıkar. Belli bir süre sonra oturduğu koltuk altından çekilince koftilikleri 'Züğürt Ağa’ya dönüşür. Yaptıklarından hiç ders çıkarmayarak, hayatta koftilik yapmaya hala devam ederler. Yoksa sizin etrafınızda hiç 'Kofti Efe' yok mu? Bence yoksa çok şey kaybetmişsinizdir!... Kendisini koltuğa oturtanların kulağını çekmesiyle tehdit paylaşımını ve yazdığı şikayet mektubu silen, sonra da bu yaptıklarını yazdığım için bana çamur atmaya kalkışan Sayın Abdülğani Demir’e ‘Kağıttan Değil Gerçek Kaplanmış’ demişiz. Ne diyeyim? Maşallah dediğim 3 gün yaşamıyor. 'Kağıttan Değil Gerçek Kaplan' Dediğimiz Kofti Efe Çıkmış!