Eskişehir’in ilk Kadın Vatmanı Fatma Korkmaz Haberes Dergisi’nin 64’ncü sayısına konuk oldu. Genel Yayın Yönetmenimiz Ayhan Aydıner ile tramvayda keyifli sohbet eden Korkmaz; “Bu meslekte disiplinli, sabırlı olmak gerekiyor. Uyku sorununuzun olmaması ve esnek çalışma saatlerine uyumlu olmanı gerekir. İnsanlarla iletişiminizin iyi olması gerekir. Reflekslerinizin çok güçlü olması gerekir” dedi.
Estram’ın ilk kadın vatmanısınız. Nasıl vatman oldunuz?
Ben Fatma Korkmaz. 45 yaşındayım. Eskişehir Odunpazarlıyım. 18 yaşında bir kız evladım var. Kedim ve kızımla beraber yaşıyorum. Kendi başıma evlat yetiştiriyorum. Bu meslekte 22’nci yılımı çalışıyorum. Makine bölümü mezunuyum. İşçi bulma kurumundan “taksi şoförü olmak ister misiniz?” diye bir belge geldi. Yetenek sınavlarına girdim. Aslında işin vatmanlık olduğunu sormadan öğrendim. Ama o dönemde vatmanlık ne demek bunu bile bilmiyordum. Sınavdan sonra iş hakkında bilgi verildi. Tramvay sürücülüğünü olduğunu o zaman öğrendim. O dönemde benimle konuşan müdürüm şu soruyu sordu. Evli bir kadınsın ilerde çocuğun olacak. ‘Çocuk bu işte sana sorun yaratır mı? Bakacak kişin var mı?’ diye sormuştu. Ben de ‘annem bakacak. Çalıştığım sürece çocuğum hiç engel olmayacak’ diye ifade ettim. Ve böylelikle işe başladım. Ve çocuğumu hiçbir zaman öne sürmedim. Alman hocalardan eğitim aldım. Deneme testlerine katıldım. Bizden sonra gelen diğer vatmanları yetiştirdim. Alman hocalar tarafından organizasyon yeteneğim ve diksiyonum düzgün diye Trafik kontrol Merkezine alındım. Sinyalizasyon, scada, telsiz ,dispeçerlik, depo, tramvay, manevra tüm eğitimleri aldım. 3.5 yıl TCC de çalıştım. Hamilelikten sonra vatmanlığa geçirildim. O zamandan beri işimi çok severek yapıyorum. Evet zorlukları var ama hayatımı ona göre ayarlıyorum.
Vatmanlığın güzel ve zor yanlarını anlatır mısınız? Eskişehirliler kadın bir vatman olarak size nasıl bakıyor?
Vatmanlık sizlerin dışardan gördüğü gibi bir meslek değil. Çok sorumluluk getiren her saniyesi çok dikkatli olunması gereken bir meslek. Tramvayınıza binen yolcularınızın canı size emanet. Onları hem güvenli hem zamanında gidecekleri yere götürmeniz gerekir. Yaptığınız en küçük bir hata ya da ihmal can kaybına, maddi hasara sebep olabilir. Her gün yaklaşık 8,5 saat trafikte olmayı sevmeniz gerekir. Sabırlı olmanız gerekir. Dakikalarla değil saniyelerle barışık olmalısınız. Vardiyalı çalışıyoruz. 6 gün sabah 6 gün akşam. Sabahçı olduğumuzda saat 04’te uyanıp, 05’te tramvayımızın yanındayız. Akşamcı olduğumuzda tramvayınızın tarifesine göre işe gidiyorsunuz. Bazen saat 15.00’de bazen 16.00’da. Geceye kadar devam ediyoruz. Vatman olarak uykunuza mutlaka dikkat etmeniz gerekir. Özel yaşantınıza dikkat etmelisiniz. 5 sene de bir psikoteste girip geçmeniz gerekir. Her sene sağlık kontrolünden geçmelisiniz. Her yıl iki kez hizmet içi denetimden iyi not almalısınız. Ben en çok bebeğimi büyütürken zorlandım. Evladım 5 aylıktı işe geri döndüğümde ve emziriyordum. 1.5 yıl emzirdim. Molalarda süt sağdım eve gönderdim. Bebeğim durmadığında annem son durağa getirirdi. 5 dakika emzirir memeden zorla kopartır anneme verirdim. Ben sürerken o tramvayın arkasında ağlardı biraz daha süt diye. Şimdi bile tramvayımda bir bebek ağladığını duysam hatırlıyorum. Sabah 04’te gittiğim görevlerde geceden anneme götürüp bıraktım. Öğlen görevim bittiğinde annemden gidip aldım . Eve gelince öğle uykusuna yatırınca bende onunla yatıyordum. Gece biraz daha geç gidebilelim diye. Okul başlayınca da okul saatlerine göre başka düzen kurduk. O zamanlar eşimle ters vardiya çalışıp baktık. Bazen yarım saat bakacak kimse bulamıyordum. Tramvay arkasına oturtup benimle tur atıyordu. Güzel yanları da çok. Hangi vatmana sorsanız tramvay sürmeyi çok seviyordur. 40 tonluk bir araçla yüzlerce yolcu taşıyorsunuz. Eskişehir halkı ilk baştan beri biz kadın vatmanları seviyor, sayıyor. İlk başlarda yadırgayan gözlerle baksalar da kadın vatmanlar olarak güven kazandık. Aslında işin kadını erkeği yok. Mesleğin adı vatmanlık. Sadece görevini iyi yapan kötü yapan olarak ayırabiliriz. Kadın vatmanların o koltukta özgüvenli oturuşuyla ilgi odağı oluyoruz ve seviliyoruz. Halk selam verir, el kaldırır, öpücük atar çocuklar bizde onlara karşı duyarsız kalmayız hiç.
Mesleki olarak gerçekleştirmeyi çok istediğiniz bir hayaliniz var mı?
Mesleki olarak gerçekleştirmek istediğim bir şey yok. Elimden geldiğince işimi düzgün yapmaya çalışıyorum. Okullara gidip çocuklara çok bilgi verdim. Gençlerle bir araya gelip mesleği anlattığım oldu. Bir kere tramvayımda Belediye Başkanı taşıdım. Tramvay sürerken çok mutluyum. Yurt dışında tüm vatmanların katıldığı yarışmalar oluyor. Eskişehir’i temsilen katılsam çok güzel olabilir. Yurt dışındaki tramvayları merak ediyordum bu sene ilk defa gördüm çok mutlu oldum.
Tramvay sürerken yaşadığınız ilginç bir anınız var mı?
Gün içinde bile o kadar çok olay yaşıyoruz ki. Benim insanlarla iletişimim çok iyi. Özellikle çocuklara karşı daha çok duyarlıyım. Bir okul çıkışı akşam trafiği sürüyordum. Tramvayım çok kalabalıktı. Hatta karayolu araçları kaza yapmış. Çekici beklenecek uzun sürecek. İnmek isteyen herkesi indiriyoruz. Herkes indi. İki kişi kalmış. Bir çocukta panik halinde tramvayın içinde oradan oraya yürüyor. Yanına gittim. 10 yaşında var yok. Telefonunun şarjı bitmiş annesi merak edermiş. Yanında ki harçlığın hepsini bitirmiş. Evine de nasıl gideceğini bilmiyormuş. Tamam dedim. Annenin numarasını söyle arayalım. Aradım anneyi vatman olduğumu oğlunun benim tramvayda olduğunu, endişelenmemesini söyledim. Adresi öğrendim. 10 dakikaya oğlunuz gelecek karşılayın dedim. Taksi buldum oradan çocuğu bindirdim. Adresi söyledim. Taksiciye de ücreti ödedim. Annesi bekliyor dedim. 10 dakika sonra anne aradı. Çocuk anlatmış her şeyi. Anne teşekkür ede ede bitiremedi. Yarın çalışıp çalışmadığımı sordu. Ertesi gün oğluyla yanıma geldiler. Boynuma sarıldılar. Taksi ücretini geri iade ettiler. Bide bana hediye almışlar. Anne de çocukta arkadaşım oldu. Hiç unutmazlar beni. Bir günde çarşı durağında beklerken bir baba geldi. 3 yaşında oğlum var. Vatmanlarla tanışmak istiyor dedi. Sizinle görüştürebilir miyiz? Ertesi gün buluştuk. Giderken boya kalemi, resim defteri götürdüm. Benim tramvayla resmini çiz dedim. Sohbet ettik. Aklına takılan tramvayla ilgili soruları sordu. Ayrılırken de turuncu kravatımı hediye ettim. Boynuma sarıla sarıla bırakamadı beni. Her tramvaya bindiğinde el sallar, öpücük verir. Hiç unutmadı Fatma teyzesini. 10 yaşında oldu. Geçen sene kardeşi olmuş. Annesiyle beraber kardeşini bebek arabasına atıp durağa çıkartmışlar. ‘Şimdi gelir Fatma teyze kardeşimi göstereyim, tanıştırayım’ diye. Bir çocuğun kalbine dokunmak o kadar güzel ki.
Kadınlarımız Mustafa Kemal Atatürk ‘ün kendilerine verdiği hakları yeterince kullanıyor mu? Kadınların iş yaşamındaki durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Öncelikle Mustafa Kemal ATATÜRK’e kadınlara vermiş olduğu haklar için minnettarım. Bu sayede iş yaşamında olabildim. Bu şans bana verilmeseydi bu kadar ayaklarımın üzerinde duramazdım. İlk defa erkek çoğunlukta olan bir meslekte kadın olarak yer verildi bana. Elimden gelenin fazlasını yaptım. Verilmiş bu hakkı iyi değerlendirdim. Eğer ki müdürüm, şefim, patronum bana iş yaşamında kendimi göstermem için bu hakkı vermeseydi. Ben ev hanımı olarak kalırdım. Bugün ki gibi kendi paramı kazanamaz, boşanamaz, kendi başıma çocuğumu büyütemezdim. Birçok ülkede kadınlar hala bazı hakları elde etmeye çalışırken biz Atamız sayesinde erken başladık diye düşünüyorum. Benim babam da kendini yetiştirmiş. Atatürkçü düşünce yapısına sahip biri. Kız çocuklara hep öncelik veren bir baba oldu. Ona çok teşekkür ederim. Önce bana bisiklet sürmeyi, araba sürmeyi öğretti. Okumam, gelişmem için her şeyi yaptı. Erkek yoğunluklu bir okulda okudum. İş alanında erkek yoğunluklu bir işte çalışıyorum. Babam ‘sen yaparsın’ dedi. ‘Ayaklarının üzerinde dur kendi paranı kazan’ dedi. Ben de her alanda kendimi geliştirdim. Bana bu hakları veren önce Mustafa Kemal Atatürk‘e, babama, işverenime çok teşekkür ederim.
Eskişehir‘in ilk kadın Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce‘yi başarılı buluyor musunuz? Bir kadın olarak onun yazdığı başarı öyküsü ile ilgili düşünceleriniz neler?
Ayşe Başkanımı öncelikle çok seviyor ve gurur duyuyorum. Ayşe Başkanımı daha önceden de tanıyordum. Merhum Aydın Abiden dolayı. Şimdide öncesinde de nazik, kibar, şefkatli ve çok güzel bir kadın. Başkan olduktan sonrada aynı özellikleri devam ediyor. Hiçbir şey kaybetmedi. Benim idollerimden birisi. Eskişehir‘e çok yakıştı. Düğün, eğlence vb. yanına giderim. Sohbet eder, fotoğraf çekinebilir miyiz? deyince hiç kırmaz. Yüzündeki gülümse hiç eksik olmaz. İki Eylül Eskişehir‘in kurtuluşunda Vilayetteki törende Halk oyunu oynamıştım. Protokolde tek kadın Ayşe Başkanım vardı. Oynarken gözlerim hep ondaydı. O zaman çok etkilenmiştim. Törenden sonra gidip hemen sarılmıştım. Bir kadın olarak gurur duyuyorum.
Deprem Arama Kurtarma eğitimleri de aldınız. Deprem bölgesinde gönüllü olarak çalıştınız. Bu eğitimlerle ilgili bilgi verir misiniz? Deprem bölgesinde görev yaparken yaşadıklarınızı anlatır mısınız?
Öncelikle insan olarak kime nasıl faydam dokunur, nasıl yardımcı olurumla başladım. Küçük bir adım belki ama bir kişi bile fayda görürse daha mutlu olurumu düşünerek yola çıktım. AFAD’ın verdiği tüm eğitimlere katıldım. Sınavlarına girdim. Birebir tatbikatlara katıldım. İlkyardımcı belgemi aldım. Bu makinayı kullanamazsın denilen makinaların hepsini öğrendim ve kullandım. ‘Gün gelir işime yarar öğreneceğim’ dedim. Her hafta Perşembe günleri 2 saat eğitimlerimiz oluyor hala katılıyorum. Vardiyam uydukça. Bazı eğitimlere yıllık iznimden alıp gidiyorum. Önce iz derneğinde 2 sene şimdide Dorlion Arama Kurtarma Derneğinde 1 senedir görev alıyorum. Adıyaman depreminde 10 gün çalıştım. Çok şey gördüm. çok şey öğrendim. İnsanların en çaresiz olduğu zamanlarda yanlarında oldum. İşimi, çocuğumu bıraktım koştum. Hiç dinlenmeden elimden geldiğince çalıştım. Sokaklarda insanlarla beraber ateşin başında sabahladım. Enkazda çalışıp dinlenmeye geçtiğim zamanlarda da gıda, erzak bölümünü düzenledim. Enkazdan kurtulanlarında gıdaya, bebek bezine, mamaya olan ihtiyaçlarının temininde görev aldım.
Vatman olmak isteyen gençleri bir tavsiyeniz var mı?
Bu meslekte disiplinli, sabırlı olmak gerekiyor. Uyku sorununuzun olmaması ve esnek çalışma saatlerine uyumlu olmanı gerekir. İnsanlarla iletişiminizin iyi olması gerekir. Reflekslerinizin çok güçlü olması gerekir. Bu mesleği yaparken A’dan Z’ye her şeyi öğreniyorsunuz. Sürüşten, arızalara kadar her şeyi. O koltuğa oturduğunuzda özgüvenli oturmalısınız. Ve bence en önemlisi sevmezseniz bu işi yapamazsınız. Sürüş yapmak çok zevkli.