Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 2024-2025 eğitim öğretim döneminde yürürlüğe girecek olan yeni müfredatın temel odak noktasının “Bütünleşik Eğitim Modeli” olacağını duyurdu.

MEB, yeni müfredat ve Bütünleşik Eğitim Modeli ile birlikte öğrencilerin akademik başarılarının sosyal becerileri ile desteklenerek oluşturulacak Bireyselleştirilmiş Öğretim Modeli’nin de yaşama geçirileceği bilgisini açıkladı.

Bu çalışmaların temel sloganının ise  “İyi İnsan Yetiştirmek” olacağı vurgulandı.

NE ZAMAN GEÇERLİ OLACAK?

Yeni müfredat ve Bütünleşik Eğitim Modeli, 2024-2025 eğitim öğretim döneminden itibaren kademeli olarak yürürlüğe girecek.

Bu değişikliklerle, eğitimin sadece akademik başarı üzerine değil, aynı zamanda öğrencilerin karakter gelişimi ve sosyal becerilerini artırma üzerine odaklanacağı belirtiliyor. Bakanlık yeni model ile öğrencilere daha iyi bir eğitim deneyimi sunmayı hedeflediğini ifade ediyor.

Bu süreç içinde öğrencilere daha etkili bir eğitim sunulması, öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarına daha duyarlı bir şekilde yaklaşılması ve "İyi İnsan Yetiştirmek" vizyonu doğrultusunda eğitim sisteminin geliştirilmesi amaçlanıyor.

BÜTÜNLEŞİK EĞİTİM MODELİ NEDİR?

21. yüzyıl, beceri ve yeteneklerin çok değerli olduğu bir yüzyıldır.

Dijital teknoloji ile çevrelenen  modern dünyada, çok hızlı değişim aşamalarında  başarılı olmak istiyorsak, öğrencilere, gerçek dünya sorunlarını çözme, çok yönlü düşünme ve iş birliği yapabilme becerilerini kazandırmamız gerekmektedir.

Gerçek yaşamda karşılaştığımız sorunların ya da olayların çözümü söz konusu olduğunda yalnızca bir disiplin alanı değil birden fazla disiplin devreye girmektedir. Burada söz edilen disiplin kavramı, öğretim konusu olan veya olabilecek bilgilerin tamamı ya da bilim dalı olarak ifade edilmektedir.

Öğrencilere çeşitli konular, bilgi ve beceriler bütünleşik halde sunulmadığı zaman gerçek yaşama aktarımda sıkıntılar yaşanabiliyor.

Öğrenciler ayrı ayrı öğrenmiş oldukları bilgi ve becerileri, yaşamda karşılaştıkları problemleri çözerken birleştirmek zorunda kalıyorlar.

Bütünleşik Eğitim Sistemi öğrencileri konu alanları arasında anlamlı bağlantılar kurmaya teşvik eden ve disiplinler arası anlayışa sahip olan bir sistemdir.

YARATICI BİR SİSTEM..

Eğitim bilimciler, bütünleşik öğrenmeyi; “öğrencilerin değişik alanlardaki bilgiyi birleştirmesine, bütünleştirmesine yardım eden ve kavramlar aracılığıyla öğrencileri analiz, sentez düzeyindeki düşünmelere odaklaştıran bir yaklaşım” olarak tanımlamaktadır.

Bütünleşik eğitim, öğrenme ortamında öğrencilerin farklı alanları bir arada kullanarak yaratıcılıklarını geliştirmelerine olanak sağlamaktadır.

Bu bakış açısıyla bütünleşik öğrenme "birden fazla disiplinin yöntem ve bilgisini bilinçli bir biçimde işe koşan yararlı bir program anlayışıdır.”

Bütünleşik öğrenmeyle öğrenciler, farklı disiplinler arasında daha derin ilişki kurmayı öğrenerek, olaylar, olgular, kavramlar ve fikirler arası ilişkileri daha açık olarak öğrenirler ve bunlar üzerine yeni ve farklı bilgileri daha kolay yapılandırabilirler

Bütünleşik öğrenmede belirli bir kavram (ya da problem, konu) temel alınarak, bu kavrama değişik yönlerden ışık tutabilecek bilgi ve beceriler ilgili alanlardan alınarak bütünleştirilir. Burada temel amaç, dersin konusunu teşkil eden kavramın incelenmesi olmakla birlikte, bu süreçte rol alan değişik konu alanlarının kavramla ilgili bilgi ve becerilerinin de öğrenilmesidir.

Öğrencilerin eleştirel ve yaratıcı düşünebilme gibi üst düzey düşünme becerileri edinmelerinde farklı alanlardaki bilgileri bütünleştirebilme becerisi önem taşımaktadır. Böylece öğrenilen bilgiler öğrencilerin günlük yaşamlarına daha kolay aktarılabilecekleri bir hale gelecektir.

Bu sistemi uygulayan eğitimciler, bütünleşik öğrenmenin farklı disiplinleri birleştirerek hayatın çok yönlü halini sınıf ortamına taşıdığını ve öğrencileri gerçek hayata daha iyi hazırladığını ifade etmektedirler.

FAYDALI BİR SİSTEM AMA …

Eğitim paydaşlarının görüşü alınarak, akıl ve bilimin rehberliğinde insanlık tarihinin bugüne kadar tüm bilimsel birikimini kapsayan, ulusal ve evrensel değerleri gözeten müfredat değişimi veya eğitim sistemlerinin çağımızın gereklerine uygun şekilde gözden geçirilmesi elbette yararlı olacaktır. Ancak, ÇEDES Projesi ile okullarda imamların görevlendirilmesi, sivil toplum kuruluşu görünümü altında siyasallaşmış tarikat ve cemaatlerle protokollerin yapılması ve bunların ısrarla savunulması; düşünülen eğitim sistemi ve müfredat değişikliklerine kuşku ve kaygı ile bakılmasına neden olmaktadır.

MEB’in yapacağı tüm eğitim sistemleri ve müfredat değişikliklerindeki asıl amacın “çocuklarımıza iyi bir vatandaş olmak için gerekli temel bilgi,beceri,davranış ve alışkanlıkları kazandırmak; onları, ulusal değerleri benimsemiş,evrensel değerlere saygılı, iyi insan olarak yetiştirerek hayata hazırlamak” olduğu unutulmamalıdır…