Son günlerde iktidarın dikkat çekici bir taktiği var: CHP’yi kendi içinde “kaos yaşıyor” gibi göstermeye çalışmak. “Parti bölünüyor, parçalanıyor” havası estirerek asıl konuşulması gerekenleri unutturmak istiyorlar. Ama boşuna uğraşıyorlar…

CHP, kılıç kını kesmez misali; kendi içinde tartışır ama birbirine düşmez. Cumhuriyet’in köklerinden beslenen bir partiyi kimse bölemez, parçalayamaz. 100 yıllık çınarı rüzgârla deviremezsiniz.

Peki, asıl konuşmamız gereken ne?
Bu ülkenin gerçek gündemi başka. Emeklinin geçim derdi, esnafın siftahsız kepenk kapatması, çalışanın ay sonunu getirememesi, memurun enflasyona ezdirilmesi, işçinin alın terinin karşılığını alamaması…

Konkordato ilan eden köklü fabrikaları, tarlasına gübre alamayan çiftçiyi, ürününü satamadığı için yollara dökülen üreticiyi konuşalım. Bankalardaki fahiş faizleri, vatandaşın mutfağındaki yangını konuşalım. Açlığı, yoksulluğu, geçim mücadelesini konuşalım.

CHP içinde kim ne demiş, kim kime ne bakmış… Bunlarla gündem değiştirmeye çalışanlar şunu iyi bilsin: Vatandaş bu ülkede yaşıyor, hayatın gerçeğini de çok iyi biliyor.

Ve artık bu halk masallara inanmıyor. Boş tencereler propaganda dinlemez. Elektrik faturasını, doğalgaz borcunu, marketteki fiyatları “CHP içindeki tartışmalarla” gizleyemezsiniz. Milletin karnı algıyla doymuyor, yoksulluk manşetlerle örtülmüyor.

Bu millet; sofradaki ekmeğin küçüldüğünü, cebindeki paranın pul olduğunu, alın terinin değersizleştirildiğini görüyor. Görmekle de kalmıyor, günü geldiğinde sandıkta notunu veriyor.

Kısacası:
Gerçek gündem CHP değil, aç kalan halktır. Gerçek kriz, siyasetin değil, mutfakların içindedir. Gündemi saptırarak ne yoksulluğu saklayabilirsiniz ne de adaletsizliği unutturabilirsiniz. O gün geldiğinde bu halk, algı oyunlarının değil, gerçeklerin hesabını sorar!