Aydın çağdaş bir eğitim kenti olan Eskişehir'de “Çocuklarımızın Geleceği Rastlantılara Terk Edilemez.”

Eskişehir’de bu yıl ilkokula ve anasınıfına başlayacak olan öğrencilerin öğretmenleri kura ile belirlenecek.  Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Pervin Töre tarafından ilimizde hayata geçirilecek olan ‘Temel Eğitimde Kura’ usulü peki çocuklarımız açısından ne kadar doğru bir sistem? Öğretmenlerin hepsi değerlidir. 8 bin lira, 10 bin lira para verilerek, velilerin öğretmen seçmelerini herkes gibi bende tasvip etmiyorum. Ancak velilerin parayla öğretmen seçmelerinin çözümünün ‘loto çekilişi gibi kurayla’ yapılmasını da doğru bulmuyorum. Eskişehir’de 24 yıldır Milli Eğitim’i ve okulları en yakından takip eden bir gazeteci olarak diyorum ki; “Çocuklarımızın geleceği rastlantılara terk edilemez.” İlkokula başlayan öğrenciden akademik bir başarı beklenmez. Bu dönem onları geleceğe hazırlamanın ilk temel taşıdır.  Her çocuk, düşünsen ve fiziksel gelişim açısından farklıdır. Öğretmenlerde duygu ve davranış bakımından farklıdır.  Bazı öğretmenler sert ve disiplinlidir. Bazıları sevecendir. Bazıları ödev vermez. Bazıları ise sayfalarca ödev verir. Bazıları öğrencilere bir ana-baba şefkatiyle yaklaşır. Bazıları yaptığı işi sadece iş olarak düşünür, duygusuzdur. Mesela baba korkusuyla büyüyen bir çocuk kurada erkek öğretmen çıktı diye onun tarafından okutulması ne kadar doğrudur? Annesi ve babası ölmüş sevgi eksikliğiyle büyümüş çocuklara her öğretmen okulu sevdirebilir mi?  Çok narin, çıt kırıldım bir öğrencinin sayfalar dolusu ödev veren öğretmen tarafından okutulması durumunda bu çocuk okuldan ve eğitimden soğumaz mı? Hiperaktif, yerinde duramayan bir çocuğa sert disiplinli öğretmen mi yoksa ana-baba şefkatiyle yaklaşan eğitimci mi daha iyi eğitim verebilir? Kaynaştırma öğrencilerine her öğretmen aynı şefkati gösterebilir mi? İlkokula ilk kayıt yaptırılacak çocuğun sağlıklı gelişimi için hangi öğretmen tarafından eğitim verilmesi konusunda donanımlı ve tecrübeli okul müdürü, müdür yardımcıları ve rehber öğretmenler varken;  bu kura neyin nesi oluyor? Bu konuda çok olaya şahit oldum. Özellikle çalıştığı kurumlarda diğer meslektaşlarından daha başarılı gösterilen öğretmenlerin PR’ını kadın veliler yapıyor. Maalesef  genelde ‘çok ödev veren öğretmen, iyi öğretmen oluyor.’  Popüler olarak gösterilen öğretmene kayıt yaptırmak isteyen veliye; okul müdürü ve müdür yardımcısının “Çocuğunuz bu öğretmende mutlu olamaz. Çok ödev yaptığı için okuldan soğur. Sizin çocuğunuza bu öğretmen daha iyi olur” diye ikna ettiklerini çok gördüm. Yani okul yöneticilerinin büyük çoğunluğu;  ‘8-10 bin lira bağış alalım’ diye çocukları mutlu olamayacakları öğretmenlere vermiyor. Çünkü onlar da her kayıt olan öğrenciyi kendi evlatları gibi görüyor.  Maddi durumu çok iyi olan veliler, ilkokulda öğretmen daha önemli diye düşünüyor. İsmi parlatılan öğretmenlere çocuklarını kayıt yaptırmak için 8-10 bin lira bağış yapıyor. Zaten öğretmen seçtirmeyi yasaklarsan, bu kişiler çocuklarını özel okulda okutur. Otomobiliniz sevdiğiniz bir arkadaşınıza verirken bile biraz imtina edersiniz. ‘Kaza yapar, arabayı çizdirir, hasar olur’ diye düşünürsünüz. Peki anne ve babalar en değerli varlıkları olan çocuklarını hiç tanımadığı bir öğretmene teslim ederken neden imtina etmesin? Neden çocuğunu okutacağı öğretmeni araştırmasın? Öğretmenlerin son 10 yıldır performansları iyi bir şekilde değerlendiriliyor mu?  Bizim çocukluğumuzda olduğu gibi müfettişler sınıflara girip, öğretmenlerin nasıl ders anlattığını değerlendiriyor mu? Kendisini sürekli geliştiren, araştıran öğretmenlerde var. Mezun olduğu bilgilerle öğretmenlik yapıp, tüm boş zamanlarını anastra oynayarak geçiren eğitimcilerde var. Ard arda gelen zamlar yüzünden evini geçindirebilmek için ek iş yapmak zorunda kalan eğitim emekçileri de var. Yüz kızartıcı bir suçtan ceza aldığı halde  ‘Daha Yargıtay tarafından onanmadı’ diye derse giren öğretmen yok mu? Yaptığım haberlerle Eskişehir’de bu durumda olan çok sayıda öğretmenin derslere girmesini engelledim. Ya duymadıklarım, bilmediklerim!.. Bu suçu başka şehirde işleyip geldiği için; duymadığım, bilmediğim ve aynı durumda olduğu halde derse giren öğretmen yok mu? Maalesef bazı sendika yöneticileri böyle defolu öğretmenleri korumayı çok sever. Sırf konu ‘parayla öğretmen seçmek mi?’ Bunu yasaklarsın. Yapanların gözünün yaşına bakmaz. Onların yöneticilik görevlerini üzerinden alırsın. ‘Parayla öğretmen seçtiriyorlar’ diye ilkokula yeni başlayan miniklerin geleceğini bir torbaya sokmazsın. “Peki sana göre okullarda öğretmen seçimi nasıl olmalı?” diye soruyorsunuzdur.  Çocuğun anaokulu öğretmeninin fikri de alınarak; veli, okul yöneticileri ve rehber öğretmenler birlikte karar vermelidir.  Özellikle rehber öğretmenler bu konuda dışlanmamalıdır. Bu konuda kurayı tercih etmek; “Ben okul yöneticime ve rehber öğretmenime güvenmiyorum” demektir. Eğitim ve bilim yuvalarında sorunların çözümü gazozuna oynanan maçlar gibi kuraya bırakılmasını bir ‘çaresizlik’ olarak görüyorum. Kentimizde iki üniversitemizde de Eğitim Fakülteleri var. Onlarında bu konuda söyleyecek sözleri olmalı. Mezun edip, kurayla ilk görev yerlerine atanan öğretmenlerin öğrencilerinin de kurayla belirlenmesinin bilime ne kadar uygun olup olmadığı ortaya koymalılar. Aydın çağdaş bir eğitim kenti olan Eskişehir'de “Çocuklarımızın Geleceği Rastlantılara Terk Edilemez.”