Tepebaşı bölgesinde bir eğitim kurumunun yöneticisi aradı.

IŞIKLARIN AÇILMASI İSRAF DEĞİL Mİ?

Eğitimci arkadaşımız 15 Temmuz ‘Demokrasi ve Birlik Günü’ dolayısıyla kendilerine gönderilen ve Tepebaşı İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Abdurrahman Bucak imzalı resmi yazıyı göndererek, şunları söyledi; “Yazıda ‘15 Temmuz 2022 günü kurumumuza bağlı tüm resmi ve özel okul ve kurum müdürlüklerinin Türk bayraklarıyla donatılıp,  akşam ise tüm kurum ve okullarımızın ışıklarının açılması hususunda; gereğini önemle arz ederim’ ifadeleri yer alıyor. Özel okullar elektrik paralarını kendi cebinden ödüyor. Devlet okullarının elektrik giderlerini devlet ödüyor. Son aylarda elektriğe fahiş zam geldi.  Sadece Eskişehir değil, tüm Türkiye’de 15 Temmuz’da okulların ışıklandırılmasının maliyeti çok büyük paraları bulur. Devletin sırtına yüklenen bu bedel israf değil midir? Okulların onca eksiği giderilmezken; neden tüm eğitim kurumları o gece ışıl ışıl olacak? Bu bedel neden devletin sırtına yük olacak?”

NEDEN ATATÜRK YOK?

Eğitimci dostumuz sizce serzenişinde haklı değil mi? Bu ışıklandırma olayında özel okullar paraları kendileri ödeyeceği için daha dertli konumdalar. Gönderilen resmi yazıda özel okul ve kurum müdürlüklerinin Türk bayraklarıyla donatılması istenmiş. Neden böyle önemli bir günde Ebedi Başkomutan Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’ün portre ve posterlerinin asılması istenmedi? Eskişehir 15 Temmuz’u Cumhuriyetimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürksüz mü kutlanacak? Yoksa birileri 15 Temmuz’da Atatürk’ü yok sayarak mı birliği sağlayıp(!) demokrasiye sahip mi çıkacak?

KEŞKE ŞAŞI BAKAN GÖZLERİ AÇABİLSEK

Amerika’da bir kadın, kocasını ameliyat eden hastane hakkında tazminat davası açar! Dava dilekçesinde şunları yazar; “Kocam hastanede ameliyat geçirdikten sonra benimle seks yapmıyor. Gayet düzenli olan seks hayatımız mahvoldu. Bu nedenle hastanenin tarafımıza 1 Milyon Dolar tazminat ödemeye mahkûm edilmesini istiyorum.” Yargıç, hastane yönetiminden konu ile ilgili olarak açıklamalı bir rapor ister. Hastane yönetiminden sadece bir cümlelik yanıt gelir; “Kocanız, hastanemizde gözlerinden katarakt ameliyatı geçirmiş ve %95 olan görme kaybı, %5’e indirilerek, gözleri açılmış bir halde sağlıklı olarak taburcu edilmiştir!” Keşke ülkemizde de Cumhuriyet ve Atatürk’e şaşı bakanların gözlerini açabilsek. Laiklik olmadan demokrasinin olmayacağını kafalarını kazıyabilsek.  Atatürk’ün yolundan sapıldığında ülkenin felakete sürükleneceğini onlara idrak ettirebilsek. Türkiye’nin ileri medeniyetler seviyesine yükselmesi için ‘Dindar’ değil, ‘Atatürkçü’ nesil yetiştirilmesi  gerektiğini anlatabilsek. Son yıllarda ülkemizin başına türlü türlü felaketler gelmesine, Cumhuriyetin tüm kurumlarının haraç-mezat satılmasına, madenlerimizin küresel güçlere peşkeş çekilmesine, ormanlarımızın talan edilmesine, sularımızın kirletilmesine, ülkenin vergi yükünün emeği ile geçinenlerin üzerine bırakılmasına, tarım arazilerinin, meraların hızla yok edilmesine,  Türk köylüsünün çilenin efendisi yapılmasına rağmen daha hala gözleri açılmamış insanlar var.  Keşke o şaşı bakan gözlerin tamamını açabilsek. Bunu yaptığımız takdirde bizi ortaçağ karanlığına götürmek isteyen Arap sevici din bezirgancılarını alt etmiş oluruz...