İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun önce gözaltına alınıp, ardından tutuklanmasıyla başlayan süreçte; İstanbul’da Beşiktaş, Avcılar, Büyükçekmece, Gaziosmanpaşa, Adana’da Seyhan ve Ceyhan Belediye Başkanları...

Ardından,
Bir önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer,
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek,
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere...
Belediye başkanları yanında çok sayıda üst düzey yönetici ve bürokrat da bulunuyor...

------------------

Hatırlarsanız,
İtalya’da 1990’lı yılların başında, siyasi yolsuzluklarla ilgili “Temiz Eller Operasyonu” adı altında büyük bir soruşturma açılmıştı...
Soruşturma sonunda bir çok siyasi parti ortadan kalktı,
Bir çok siyasetçi ve iş adamı intihar etti...
Yolsuzluk suçlamalarından dolayı 400'den fazla şehir ve belediye meclisi feshedildi.
Diyeceksiniz ki,
Bu iki soruşturma arasında nasıl bir ilişki kurulabilir...
Elbette kurulamaz...
Çünkü İtalya’da yapılan soruşturma, “siyasi sistemin bütününe” yönelikti...
Tarafsızdı ve parti ayrımı gözetmiyordu...
Önce gözaltı sonra delil bulma şeklinde değil, direk somut deliller üzerinden üzerinden hareket ediliyordu...
Siyasetin belli bir kesimine (yerel yönetimler) değil, tümüne yönelikti...
Diğer bir subjektif fark ise,
Türkiye ve İtalya arasındaki hukuk, yargı, adalet ve siyasete bakışlardaki farklılıklar...
---------------------

Burada ise,
Hedefte yalnızca CHP’li belediyeler var...
İktidara ya da diğer partilere mensup belediyeler yok...
2002 yılından bu tarafa ülkeyi tek başına yöneten iktidar partisi, 2004 yılından bu tarafa da, önemli şehirleri uzun denilebilecek seçim dönemlerinde yönetti...
Son yerel seçimle birlikte bu üstünlüğünü kaybetmiş olsa da, yine azımsanmayacak sayıda belediyeye sahip...
Diğer partilerin hiçbir belediyesine dokunmayıp da yalnızca CHP belediyelerine yüklenilmesi, iktidarın vazgeçilmez taraftarlarının bile olaya kuşkuyla bakmalarına yol açıyor...
Soruşturmanın yalnızca bazı şahısların izli tanıklıklarına dayandırılması da işin bir başka boyutu...

---------------------

Hal böyle olunca,
CHP’li belediyelerin çoğunlukta olduğu Eskişehir merkez ve ilçeleri de tehlike altında diyebiliriz...
Öyle, gerçekten suç unsuru olduğu için değil,
Her şey, bir gizli tanığın iki dudağı arasından çıkacak sözlere bağlı olduğu için...

------------------------

İktidar,
Bu operasyonlarla CHP’nin yerel yönetimlerdeki başarısını askıya almak istiyor...
Çünkü eğer varsa,
Siyasetteki tüm yolsuzlukların kaynağı tek ve değişmez olamaz...
Bu, eşyanın tabiatına aykırı...