GÖRÜNÜM

Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD)  Yöneticisi ve İnternet Gazetecileri Cemiyeti üyesi olarak; iki defa Eskişehir’e yeni atanan Vali Erol Ayyıldız’ı ziyaret ettim. İki ziyarette gördüm ki; Erol Ayyıldız işini çok iyi bilen, devlet ciddiyetine sahip, mütevazi, kalbi sevgiyle dolu bir Vali. ‘Gönüller Coğrafyası, Gönüller Şehri’ olarak nitelendirdiği Eskişehir’de görev yapmanın mutluluğunu yaşıyor. Tüm enerjisini Eskişehir için harcamaya hazır. Kısa bir süre içerisinde Eskişehir’de fark yaratacağına inandığım Vali Ayyıldız’ın statlara seyirci alınması ile ilgili düşünceleri çok güzel ve yerinde. Ayyıldız; “Hiçbir asayiş suçuna karışmamış, tribünde olay çıkarmamış 5 bin taraftar stadyuma alınarak, maçları seyretse güzel olmaz mı? Böylece bu taraftarlar ödüllendirilmiş olur. 30 bin kişilik statta 5 bin kişi sosyal mesafeyi koruyarak maç izleyebilir. Hem de maç seyircisiz oynanmamış olur” dedi. Umarım Ayyıldız’ın bu önerisi tüm Türkiye’de kabul edilir. Hiçbir tribün olayına karışmamış gerçek taraftarlar ödüllendirilir. Özgürlüklerden yana olduğunu da kaydeden Ayyıldız; “İnsanlar eylemlerini yapabilir. Ancak Valilik önünde değil.  Az ilerde yapsınlar. Yolları kapatmasınlar. Yolun kenarında yapsınlar. Yolları kapatırlarsa buna müsaade etmem. Çünkü ambulanstaki bir hastanın ölmesine kayıtsız kalmam” dedi. İzmir’de maske takma olayında insanlara zorlama yapmadığını ifade etti.  Vatandaşın yoğun olduğu üç-dört bölge dışında yasağı uygulatmadığını belirtti. Adam yürürken, spor yaparken maskenin insanlara zararı olacağını ifade etti.  Ayyıldız’ın Eskişehir’de de aynı uygulamayı yapacağını düşünüyorum. Halk yoğunluğunun çok olduğu Hamamyolu, İkieylül Caddeleri, AVM’ler ve pazarlar dışında maske yasağının esnetilmesini bekliyorum. Vatandaşın derdini diz çökerek dinleyen Erol Ayyıldız Eskişehir’e çok yakıştı…

///////////////////////////////////////////////////////////////////////

HUKUK FAKÜLTESİ DEKANI GİDİYOR MU?

Geçtiğimiz günlerde Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Hüseyin Özcan ile ilgili iki yazı kaleme almıştım. 12 yıllık doçent iken ‘alelacele bir kadro yaratılıp’ Anadolu Hukuk Fakültesi’ne getirilen Özcan’ın skandal uygulamaları nedeniyle gelen tepkileri üzerine başka bir üniversiteye gönderileceği iddia ediliyor. Özcan’ın başka bir üniversitede kendisine yer aradığı da öne sürülüyor. Hatta yerine İstanbul Üniversitesi Milletler Arası Hukuk Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaya’nın geleceği belirtiliyor. Özcan tüm ana bilim dalı başkanlıklarını kendi üzerine aldığını yazmıştım. Mesala iki profesörün bulunduğu İş Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanlığını kendisi anayasacı olmasına rağmen kendi üzerine almış. Aynı şahıs Hukuk Fakültesi Dekanı olduktan sonra ilk iş olarak bugüne kadar Türkiye’de yapılmış en büyük uluslararası Hukuk Kongresine ait tüm fotoğrafları söktürdü..

Hukuk Fakültesi’nde derslere İlahiyatçı Hoca soktu. Eski profesörlerin (birisi geçtiğimiz günlerde vefat eden Prof. Dr. Akar Öcal) odalarını boşalttırıp; yerlerine yeni Sakarya ve Erzurum'dan gelen Yrd. Doç.'ları oturttu. Prof. Yılmaz Büyükerşen Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesine beş yıl önce Adaleti sembolize eden 'Themis' heykeli yapıp armağan etmişti. Hukuk Fakültesi Dekanlığı da heykelin altına monte ettiği plakette; "Prof. Dr. Sayın Yılmaz Büyükerşen tarafından yapılarak armağan edilmiştir" yazarak, ona olan şükranlarını belirtmişti. Aynı Özcan Büyükerşen'in isminden rahatsız olarak; ‘plaketin üstünü Türk Bayrağı ile kapatma cüretinde’ bulunmuştu. Ben de bir önceki yazımda;  “Anadolu Üniversitesi’nin değerlerine saygısı olmayan Özcan daha ne kadar Hukuk Fakültesi Dekanlığı yapacak? AK Parti Eskişehir Milletvekilleri ve Hukukçu İl Başkanı bu dekanın yaptıklarından rahatsızlık duymuyor mu?” demiştim. Demek ki benim bu tepkilerim AK Parti kanadında karşılık bulmuş. Umarım Özcan’ın yerine gelecek akademisyen, Anadolu Üniversitesi’nin tarihine ve değerlerine sahip çıkar….

///////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////

NİYE 80 İL DE DEĞİL DE SADECE ESKİŞEHİR’DE YAPILDI?

Görünüm’de 5 Temmuz’da kaleme aldığım “İl Müftüsü Gerek Neden Sınava Gerek Duydu?” adlı yazım Eskişehir Diyanet Camiasında büyük yankı yarattı. Çok sayıda imam arkadaşım bu sorunu dile getirdiğim için bana teşekkür ederek, dua ettiklerini söyledi. Yazımla ilgili Odunpazarı İlçe Müftüsü Hamdi Uzunharman ile Tepebaşı İlçe Müftüsü Gaffur Yıldırım aradı. Odunpazarı Müftüsü Hamdi Uzunharman bu Ana-baba eğitimiyle ilgili yapılan sınavda İl Müftüsünün ilgisinin olmadığını belirterek; “Bunu ilçe Müftüleri olarak bizler yaptık. Kimseyi sınava girme konusunda zorlamadık. Pandemi döneminde imam arkadaşlarımızın kendilerini geliştirmeleri için bu eğitimleri almalarını tavsiye ettik” dedi. Tepebaşı İlçe Müftüsü Gafur Yıldırım yazılı açıklama gönderdi. Yıldırım gönderdiği açıklamada şunları söyledi; İnternet sitenizde Eskişehir İl Müftülüğüyle ilgili bir haber yayınlanmıştır.  Bu haberde yer alan Konunun aslı şöyledir. Diyanet İşleri Başkanlığı tüm Türkiye’de Covid 19 döneminde, Din görevlileri ve Kur’an Kursu öğreticilerine yönelik ‘AİLE’ ile ilgili bilgilerini geliştirmek ve din görevlilerinin cemaatine, Kur’an Kursu Öğreticilerinin öğrencilerine aileyi güçlendirici, aile içi iletişimi ve mutluluğu artırıcı seminerler vermelerini sağlamak amacı ile  ‘Ana-Baba okulu’  adı altında ‘Eğiticiler Eğitim Semineri’  düzenlemiştir. Görevlilere yönelik seminerler Diyanet TV üzerinden yapılan konuşmaların dinlenilmesi ve belirlenen kitapların okunması tavsiyesi şeklinde olmuştur. Kitapların satın alınması zorunlu olmayıp arzu edenler kendi ilçe müftülüklerinden temin etmişlerdir. Bu seminerin bir parçası olarak da seminer sonunda sınav değil seminer konularının daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla arzu eden görevlilerin katılımı ile ölçme ve değerlendirme yapılmıştır. Sonucunu da katılan görevlinin kendisi görmektedir.  Ölçme ve değerlendirmeye katılmayanlara niçin katılmadın diye bir soru da yönetilmemiştir.  Buradaki amaç toplumun önünde olan din görevlilerinin bu dönemde kendisini daha da geliştirerek Aile yapısının güçlendirilmesine yönelik topluma katkı sunmasıdır. Bu tür faaliyetler sadece Diyanette değil, tüm kamu kurumlarında, hatta kurumsal firmalarda da hizmet içi eğitim mantığı ile yapılmaktadır. Tüm kamu kurum ve kuruluşlarında olduğu gibi, ‘Hizmetiçi eğitim faaliyetleri’ Diyanet mensupları içinde geçerlidir. Bu tür seminerlerin diyanet görevlilerinin entelektüel birikimlerini artırdığını ve bu bilgilerin toplumun önünde olan diyanet görevlileri olarak çok faydalı olduğunu ve yapılması gereken çalışmalar olduğunu düşünüyoruz. Bu çalışmalar tamamen iyi diyetli, faydalı ve olması gereken çalışmalardır. Mevzuat çerçevesinde yapılmıştır.  Başka bir anlam çıkarmak doğru değildir. Ölçme ve değerlendirmeye katılan görevliler Odunpazarı ve Tepebaşı Müftülüğü personelidir. Teknik imkanlar sebebiyle İl Müftülüğü tarafından ölçme ve değerlendirme yapılmıştır.” Odunpazarı ve Tepebaşı İlçe Müftüleri yaptıkları açıklamada; 80 ilde yapılmayan bu ölçme ve değerlendirmenin neden Eskişehir’de yapıldığını söylemediler? İl Müftüsünün izni olmadan ilçeler bu sınavı yapabilir mi? İl Müftülüğünün yaptığı sınav duyurusunda ‘Mağduriyet yaşamamanız için süre bitiminden önce yanıtlarınızı gönderin’ deniliyor. Sınav içini zorlama yoksa; ölçme ve değerlendirmenin sonucunu sadece kendileri görecekse imamlar nasıl bir mağduriyet yaşayacak? Diyanet işkolunda faaliyet gösteren sendikalar bu konuda neler düşünüyor? Üyelerine ‘sınava girmeyin’ diyenler İl Müftüsüyle görüştü mü? Sorularıma hala yanıt alamadım. Umarım İl Müftüsü Bekir Gerek bu konuda açıklama yaparak; kamuoyunu aydınlatır…

////////////////////////////////

NOSTALJİ

EMEK OTEL’DE DAYANIŞMA YEMEĞİ

1994 yılına ait tarihi fotoğraf Emek Otel’de çekildi. 27 Mart 1994 yılında yapılan yerel seçimler öncesinde DYP’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı Aydın Arat partililere dayanışma yemeği veriyor. Geceye eski Çevre Bakanı Hamdi Üçpınarlı, DYP Genel İdare Kurulu Üyesi Ahmet Okur’da katıldı. Fotoğrafta; dönemin DYP İl Başkanı Necati Okuroğlu, Adnan Tufan, İbrahim Kökdere, Halil İbrahim Artvinli, Ömer Aksözek, Kara Ahmet, Hasan Sert, Çelebi Karaca, Kazım Ayvazcık, Sadi Seda, Kemal Kurtkapan, Atilla Erciyes, Ahmet Kuruoğlu yer alıyor. 27 Mart 1994‘de yapılan yerel seçimleri kazanan Aydın Arat, Eskişehir’in ilk büyükşehir belediye başkanı oldu. 18 Eylül 1997’de sonra safra kesesi rahatsızlığı nedeniyle Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Arat, 22 Eylül’de nöroloji servisine alındı. 4 Ekim 1997 tarihinde Tıp Fakültesi Hastanesi’nde saat 15.30’da vefat etti.
55 yaşında yaşamını yitiren Arat’ın Eskişehir’e çok değerli hizmetleri oldu. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun...

///////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////

/////////////////////////////

FIKRA

NEREDE İNECEKSİNİZ?

Kart zampara boğaz dolmuşuna binmiş. Yanında fıstık gibi bir hatun. Şoför parasını uzatan kart zamparaya sormuş ;
-Nerede ineceksiniz?
Kart zampara yanındaki fıstığa uzun uzun bakarak şoföre dönerek
- Bebek demiş.
Şoför bu sefer de yanındaki fıstığa sormuş ;
- Siz nerede ineceksiniz.
Fıstık hatun, biraz evvel kendisini bakışları ile taciz eden kart zamparaya bakmış, bakmış ve şoföre parasını uzatarak cevap vermiş.
- Kuru Çeşme…

/////////////////////////

ÇİVİ

“Birçok kitap, insanın kendi kalesinin içindeki bilinmeyen odaların anahtarları gibidir.” Franz Kafka