Bir eğitimci dostumla sohbet ederken, bana “FETÖ’nün ilk kaset kumpasını sen ortaya çıkardın” dedi. ‘Bunu tekrar gündeme getirmen gerek’ diyerek beni 14,5 yıl öncesine götürdü.  “Gerçekten FETÖ’nün ilk kumpasını ben çıkarmış olabilir miyim?” diye düşündüm.

VALİ VE İL BAŞKANI İZLEMİŞTİ

2006 Mayıs’ının ilk günlerinde  ‘İşte Konuşulan CD Görüntüleri’ adlı haber yapmıştım. Haberimde bir Bakanlığın İl Müdürü ile aynı Bakanlığın üst düzey Genel Müdürünün Öğretmenevi’ndeki otel odalarına kadınlarla girerken, koridordaki güvenlik kamerasına takılan görüntüleri vardı.  Olay 2005 yılında yaşanmıştı. 27 Ekim’i 28 Ekim’e bağlayan gece de olmuştu.  Öğretmenevi’nden birileri tarafından çıkartılan bu CD görüntüleri çoğaltılarak, elden ele dolaştırılmıştı. Bu CD’yi dönemin AK Parti Eskişehir İl Başkanı Fikret Dönmez, Dönemin Eskişehir Valisi Kadir Çalışıcı ve Emniyet Müdürü Savaş Yücel birlikte izlemişlerdi. Bu CD dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e de iletilmişti. En sonunda içinde İl Müdürü ve Genel Müdürün bu CD’den alınmış görüntüleri olan 5-6 fotoğraf karesi bana gelmişti. Bende bu kareleri o yıllarda çalıştığım Sakarya Gazetesi’nde ‘İşte Konuşulan CD Görüntüleri’ adlı haberle yayınlamıştım. Bu haber sadece Eskişehir’de değil, tüm Türkiye’de büyük yankı yaratmıştı. Haber, tüm ajanslarda,  tüm gazetelerin internet sitelerinde birinci haber olarak yayınlanmıştı. Hatta İngiltere’nin The Independent gazetesinde de yer almıştı. 

GENEL MÜDÜRE ŞANTAJ YAPILDI MI?

Benim haberim sonrasında o yıllarda Bakanlıkta yeni yeni hakimiyet kurmaya çalışan FETÖ’cülerin istemediği Genel Müdür istifa etmek zorunda kaldı. Ancak aynı olayın mağduru olan İl Müdürünün Eskişehir’deki görevinden istifa ettikten sonra terfi ettirilerek Kıbrıs’ta ateşe olarak görevlendirilmesi kafalarda soru işareti bırakmıştı. Koridordaki güvenlik kameralarını oysa kendisi koydurtmuştu. Kendi koydurduğu güvenlik kamerasına yakalanması o yıllarda eğitim camiasını bir hayli şaşırtmıştı. Yıllar sonra bu olay ile ilgili aklıma şu sorular geliyor; “İstifa etmek zorunda bırakılan Genel Müdürün kaldığı odada gizli kamera var mıydı?  Varsa, Gizli kamerayla çekilen görüntülerle Genel Müdüre istifa etmesi için şantaj yapıldı mı?  O yıllarda AK Parti Eskişehir Milletvekilleri Murat Mercan, Muharrem Tozçöken ve Fahri Keskin, tüm Türkiye’de gündem olan bu olayla ilgili neden hiçbir girişimde bulunmadı? Dönemin AK Parti İl Başkanı Fikret Dönmez dışında hiçbir parti yöneticisi bu skandal olayla ilgili neden hiçbir girişimde bulunmadı?”

DÖNEMİN BAKANI ÇELİK NE DEDİ?

Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik kendisine iletilen CD’yi izledi mi?  Kendisine bu CD’yi getirenlere ne dedi? İzlediyse bu konuyla ilgili ne işlem yaptı?  O yıllarda Çelik tarafından 76. Maddeyle okul müdürü yapılanların büyük çoğunluğunun FETÖ’cü olduğu iddia ediliyor.  Bu atananların listesini Çelik mi, yoksa FETÖ imamları mı hazırladı? Daha önce değil İl Müdürlüğü, Şube Müdürlüğü bile yapmayan birisi nasıl Eskişehir’e İl Müdürü yapıldı? Genel Müdür istifa ederken, İl Müdürüne Kıbrıs’ta önemli görev verilerek, nasıl terfi ettirildi? Öğretmenevi’ndeki güvenlik kamerası görüntülerini kimler dışarıya çıkararak, belli kişilere servis etti? O Kişiler hakkında sonraki yıllarda soruşturma açıldı mı? Bu görüntülerin servis edilmesinden dolayı birileri ‘ava giderken avlandı mı?’  Bence FETÖ soruşturması kapsamında 15 yıl önce yaşanan bu olayın üzerine de gidilmeli. Burada gerçekten Genel Müdüre FETÖ tarafından tuzak kurularak kumpas yapılıp, yapılmadığı ortaya çıkarılmalı. O yıllarda etkili ve yetkili görevlerde bulunanlar bu skandal olay ile ilgili bildiklerini anlatmalı.

//////////////////////////////////////////

İNADINA UMUT

Tim Robbins ve Morgan Freeman'ın başrolünü oynadıkları ölümsüz bir yapıt olan ‘Esaretin Bedeli’nde bir sahne vardır. Andy ( Robbins): "Dünyada taştan olmayan ve kimsenin senden alamayacağı bazı şeyler vardır. İçinden alamayacakları … Ve dokunamayacakları … Bazı şeyler … Asla dokunamazlar" der. Red(Freeman) : "Ne hakkında?" Andy "umut !" Red, "Umut (...) sana bir şey söyleyeyim. Umut tehlikelidir. Umut bir insanı deli edebilir. İçerde bu fikir iyi değildir. Buna alışsan iyi olur." Adaletin ve özgürlüklerin yerlerde süründüğü, alım gücünün her geçen gün azaldığı, yaşanan salgın yüzünden insanların ekmeklerinden olduğu şu günlerde vatanın geleceği konusunda büyük kaygı taşıyanlar oldukça mutsuz ve biraz da umutsuz. Stephen Hawking'in ünlü sözünde olduğu gibi; 'Hayat varsa, umut da vardır.' Bence bu zor günlerde kimse umudunu kaybetmemeli. Babanı, anneni, eşini, çocuğunu, torununu, Cumhuriyeti’ni, bayrağını, Büyük Önder’ini, vatanını, şehrini, köyünü, sokağını, evini seviyorsan umudunu niye kaybedeceksin ki? Ülkenin şu sıkıntılı ve zor günlerinde sevdiğimiz değerlere bugün, her günden daha sıkı sarılmalıyız. Büyük Şair Nazım Hikmet dizelerinde; “Umut, binbir ayaklı/ Umut, güneşte saklı /Umut, edenler haklı, /Umut, insanın hakkı!” diyor.
Bizlere yılgınlık haram…
İnadına Umut!
İnadına Umut!

//////////////////////////////////////////

NOSTALJİ

Büyükşehir Sözünü Tuttular

20 Ekim 1991 yılı seçimleri öncesinde DYP milletvekili adayları seçim afişi için toplu fotoğraf çektirmişti. 6. Sıra Milletvekili Adayı merhum Aydın Arat fotoğraf çekimine gelemediği için bu tarihi fotoğrafta yer almadı.
‘TERCİHLİ OY SİSTEMİ’
Dokuz milletvekili adayının fotoğrafının yer aldığı afişin sol üst köşesinde ‘Eskişehir Gelişecek, Büyükşehir Olacak’ yazısı dikkati çekiyor. Alt kısmına büyük bir DYP amblemi ve DYP Eskişehir Milletvekili Adayları yazısı konulmuş. 1991 seçimlerinde ‘Tercihli Oy Sistemi’ vardı. O yıl Eskişehir 5 milletvekili çıkarıyordu. Bunun iki katı olan 10 adayın ismi seçim pusulasına yazılıyordu. DYP’nin 10 adayının ismi de seçim pusulasına yazıldı. DYP’nin milletvekili adayları şöyle sıralandı; “1.Hüsamettin Cindoruk, 2. İbrahim Yaşar Dedelek, 3. Fevzi Yalçın, 4. M.Sadri Yıldırım, 5. Selçuk Öztürk, 6. Aydın Arat, 7. Sema Suçıkaran, 8. Talat Uğur, 9. İsmail Hakkı Öztekin ve 10. Orhan Kesikoğlu.”
BİRİNCİ PARTİ OLDU
DYP’liler bu seçimde tercihli oy sistemine pek rağbet etmeyerek, partilerine oy verdi. DYP 117 bin 415 oy (%34,14) alarak Eskişehir’de birinci parti oldu. Üç milletvekili çıkardı. (Hüsamettin Cindoruk, İbrahim Yaşar Dedelek, Fevzi Yalçın) Anavatan Partisi 77 bin 894 oy (%22,65) aldı. Anap 2 milletvekili çıkardı. Bunlardan birisi (Hüseyin Aksoy) tercihli oy sistemi sayesinde liste başındaki İsmet Oktay’ı geçerek milletvekili oldu. Diğer milletvekili ise Mustafa Balcılar oldu. SHP 67 bin 378 oy (%19.59)aldı. DSP 45 bin 689 oy (%13,28) aldı. Refah Partisi 35 bin 5 oy (%10,18) aldı. 77 bin oy alan Anavatan Partisi 2 milletvekili çıkarırken, o seçimde 67 bin oy alan SHP’nin bir milletvekili daha çıkaramaması dikkat çekiyor. Seçimden sonra DYP-SHP Koalisyon Hükümeti kuruldu. Bu hükümeti 1991-1995 yılları arasında ülkeyi yönetti. Hüsamettin Cindoruk TBMM Başkanı oldu. Cindoruk seçimden önce kent halkına verdiği sözü tutarak, Eskişehir’i Büyükşehir yaptı. Eskişehir Büyükşehir olabilecek koşulları taşımıyordu. Cindoruk, önce İçişleri Bakanı İsmet Sezgin’e daha sonra Başbakan Süleyman Demirel’e bizzat kendi eliyle imzalatarak Eskişehir’i Büyükşehir yaptı.

//////////////////////////////////////////

FOTO ŞAKA

CHP PM Üyesi Gaye Usluer: Kazım Bey kongrelerde hep sizin yanınızda oldum. Sizde artık Yılmaz Hoca gibi beni tekrar milletvekili yaparsınız.

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt: Gaye Hanım yıllardır PM Üyesi olarak sizde biliyorsunuz.  Genel Başkan,  Yılmaz Hoca varken, Eskişehir milletvekili aday listesini hiç bana yaptırır mı?

CHP PM Üyesi Gaye Usluer: Peki ben ne olacağım?

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt: Ne güzel işte! PM Üyeliğinden emekli olacaksınız. Halk merkezlerinden birisine senin adını da veririm.

//////////////////////////////////////////

//////////////////////////////////////////

DÜNYA TARİHİ

İki Dev İsim

Yıl: 1964. Irkçılığa karşı büyük mücadele veren Malcolm X ve Muhammed Ali Clay.

//////////////////////////////////////////

UNUTULMAZ REPLİKLER

“Çocuklarına bir şeyler yapabileceği kadar para ver, ama hiçbir şeyi yapmadan oturacakları kadar çok verme.” The Descendants / Senden Bana Kalan

//////////////////////////////////////////

ÇİVİ

 “Hayatta tam zevk ve saadet ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı, saadeti için çalışmakta bulunabilir." Mustafa Kemal Atatürk

//////////////////////////////////////////

FIKRA

Çapkınlara

John isten çıkmadan önce karısını evden arar; Tatlım, patron bir kaç arkadaşıyla beraber komşu eyaletteki büyük gölde balık avlamaya gidecek, benimde gelmemi istiyor. Bu hafta sonunu orada geçireceğiz. Bu benim terfi almam için iyi bir fırsat. Benim için yeteri kadar giysi ve olta takım çantamı hazırlar mısın? Direk ofisten çıkacağız ve geçerken evden çantaları alırım. Ha, yeni ipek mavi pijamamı da koymayı unutma.”
Karısı biraz işkillenir. Fakat kocasının istediklerini yapar. Hafta başında adam eve gelir, biraz yorgundur ama iyi gözükmektedir.
Karısı onu karşılar ve çok balık tutup tutmadığını sorar.
John: Ha, evet epey balık tuttuk. Fakat sana söylediğim pijamayı çantaya koymamışsın.
Karısı: Koymuştum. Ama balık olta takım çantasına koymuştum!!!