Yedi yıl önce Ağustos 2014’te Eskişehir eğitiminde ‘okul müdürü kıyımı’ yapılmıştı. Değerlendirmeye tabi tutulan 171 okul müdüründen 79’u 75 puanın altında kalarak müdürlükleri düşmüştü.

YARGI KARARINI UYGULAMADI

75 puan barajını geçen 92 okul müdüründen 70’inin iktidar yanlısı Eğitim Bir-Sen’in üyesi olması dikkati çekmişti. Eskişehir’e yeni atanan dönemin İl Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen Eğitim Bir-Sen’in güdümünde hareket etmişti. Hayatında hiç yöneticilik yapmayan ve kişiler sırf yandaş oldukları için bir kafede bol kepçeden verilen puanlarla okul müdürü yapılmıştı. Eskişehir eğitimine çok büyük hizmetleri olmuş başarılı okul müdürleri bir gecede yöneticilik görevleri üstlerinden alınmıştı. Yaşanan bu olay ‘Eğitimde Deprem’ olarak nitelendirilmiş ve büyük tepkilere yol açmıştı. Türk Eğitim-Sen, Eğitim-Sen ve Eğitim-İş açıklanan puanlara tepki göstererek, olayı yargıya taşımıştı. Bu davalarda defalarca yürütmeyi durdurma ve iptal kararları alınmıştı. Ancak bu yargı kararları Hakan Cırıt’ın Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü olmasına dek hiç uygulanmadı.

Bazı okul yöneticileri yıllardır bu hukuk mücadelesinden vazgeçmedi. Ancak büyük çoğunluğu eski İl Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen’in yargı kararlarını uygulamaması nedeniyle emekli olmak zorunda kaldı. Yandaş sendika Eğitim Bir-Sen’in güdümünde hareket eden Özen bu yargı kararlarını uygulamadığı için soruşturma da geçirmişti. Aynı Özen derse hiç girmeden maaş ve ek ders ücreti alan dönemin Eğitim Bir-Sen Eskişehir Şube Başkanının soruşturma dosyasını da kapatarak, onu bu işten de sıyırmıştı.  Yaşanan haksızlık ve mahkeme kararlarının uygulanmaması nedeniyle bazı yöneticiler sağlıklarını kaybetti.

DOKTORLARDA GİDECEKTİ

17 Aralık 2018’de Eskişehir’e İl Milli Eğitim Müdürü olarak atanan Hakan Cırıt, bu konuda yargı kararlarını uygulayacağını açıkladı. Ve sözünde de durdu. Mahkemeyi kazanan Türk Eğitim-Sen Üyesi Ercan Karakaya ve Harun Sever’in tekrar okul müdürü olmasını sağladı. Onlardan sonra yine mahkemeyi kazanan Erol Ülker’de müdürlük görevine döndü. Ancak yapılan haksızlığa karşı yıllarca verdiği mücadele Ülker’in sağlığını bozmuş, amansız hastalığa yakalanmıştı. 26 Eylül 2020’de vefat ederken, kendisine bu zulmü yapanlar hakkında kim bilir neler düşünüyordu? Peki o kıyımdan  Eğitim Bir-Sen Üyesi olmayan bazı okul müdürleri nasıl kurtulmuştu? O tarihte Eskişehir’de iki doktor unvanlı okul müdürü vardı. Bu isimler Canan Madenoğlu ve Süleyman Sırrı Kabadayı idi.  Her ikisi de çok başarılı yöneticilerdi. Dönemin Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Daire Başkanı Fethi Fahri Kaya’ydı. Eskişehir’de İl Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı da yapan Kaya onları ne kadar başarılı olduğunu biliyordu. Kendisini İl Milli Eğitim Müdüründen yüksek gören bir sendika başkanının kaprisiyle liyakat sahibi Dr. Süleyman Sırrı Kabadayı ve Dr. Canan Madenoğlu’nun kıyıma uğramasına müsaade etmedi. Yani anlayacağınız Kaya olmasaydı, Dr. Unvanlı bu iki değerli yönetici de kıyıma uğrayacaktı.  Bir akademisyen “Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben her zaman cahil halkın ferasetine güveniyorum” demişti. O akademisyenle aynı zihniyette olanlar değil Dr unvanlı, Ordinaryüs Prof Dr. unvanlı birine bile aynı muameleyi yapar. (Ordinaryüs unvanı 1960 yılında kaldırıldı)

O ÜÇ İSİM

Anadolu Masalları projesi için gece gündüz çalıştığı için yakın bir süreçte beyin kanaması geçiren Esin Kavga ve Ticaret Borsası İlkokulu’nda başarılı çalışmalarıyla öne çıkan İbrahim Taşdemir’inde Eski Eskişehir Milli Eğitim Müdürü olan dönemin AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Ertuğrul Dindar’ın müdahalesiyle kıyımdan kurtuldukları kulislerde çok konuşuldu. Sadece Eskişehir İl Milli Eğitim’in değil, Bakanlığın projelerinde büyük emekleri olan Kavga’nın 7 yıl önce kıyımdan kurtulmasında Fethi Fahri Kaya’nın da rolünün olduğunu düşünüyorum. O tarihte kıyıma uğrayan üç isim mahkemeye gitmeden sonraki yıllarda tekrar okul müdürü oldular veya yapıldılar. İlker Nebi Özgür 60, Kerim Erzincanlı 61, Mehmet Örs 68 puanla baraj altı kalmışlardı. Bu üç isim sonraki yıllarda Eskişehir’in en iyi okullarında görev aldılar. Hatta 7 yıl önce Erzincanlı’nın yöneticilik görevini üstünden alanlar şu günlerde onu ard arda geçirdiği soruşturmalardan ceza almaması için büyük çaba harcaması eğitimcileri oldukça şaşırtıyor. Mehmet Örs bugün Prof. Dr. Orhan Oğuz Anadolu Lisesi’nde müdürlük görevine devam ediyor. İlker Nebi Özgür Şehit Mehmet Şengül Fen Lisesi’nin Kurucu Müdürlüğünü yaptı. Bu yeni okulun başarılı olmasında büyük emekleri oldu. 7 yıl önce yetersiz görülen Özgür’e yeni bir görev daha verildi. Borsa İstanbul Fen Lisesi’nin Kurucu Müdürü oldu.

/////////////
YAPTIRDIKLARI BİNADA OTURAMADAN GİTTİLER

Eskişehir Büyükşehir Belediyesinin ve Tepebaşı Belediyesinin şu anki hizmet binalarını kazandıran iki isim burada oturamadan görevi bırakmak zorunda kaldılar.

MEYDAN OLACAKTI

Merhum Sezai Aksoy Anavatan Partisi’nin en güçlü olduğu dönemde 1984’te Eskişehir Belediye Başkanı oldu. (O yıllarda Eskişehir Büyükşehir değildi. Kent merkezinde tek belediye ve tek başkan vardı) 1984’te göreve geldiği ilk günden beri kentteki plansızlıkları gidermeye çalıştı. Şehrin imar planlarını çıkarttı. Eskişehir'in kanalizasyon sistemi ve su şebekesiyle ilgili ilk çalışmalar o dönemde başladı. Kanalizasyon sisteminin ana arteri Alpu yolundan başlayarak kent merkezine doğru hızla ilerledi. Büyükşehir Belediyesi olan hizmet binası da merhum Aksoy döneminde yapıldı. Belediye hizmet binası yapılırken, Taşbaşı Çarşısı ve Vardar iş Merkezi'nin bulunduğu alan da istimlak edildi. Bu alan, altı otopark olacak şekilde güzel bir şehir meydanı oluşturulmak amacıyla istimlak edilmişti. Ama daha sonraki dönemde alana bugünkü yapılar yapıldı. Şehrimiz böylece büyük ihtiyacı olan meydanı kaybetmiş oldu. Sezai Aksoy Eskişehir’e kazandırdığı binada oturup, çalışamadı.

HER İKİSİ DE ADAY YAPILMADI

Eski Eskişehir ve eski Tepebaşı Belediye binası olarak Köprübaşı’nda kullanılan yapı Porsuk Otel olarak inşa edilmişti. Daha sonra belediye binasına çevrildi. 2004-2009 yılları arasında Tepebaşı Belediye Başkanlığı yapan Tacettin Sarıoğlu şu an kullanılan belediye binasını yaptırdı. Belediye buraya taşındıktan sonra eski bina yine otel oldu. Yapı, şu an Büyükşehir Belediyesi Konukevi olarak hizmet veriyor. Sarıoğlu da Eskişehir iklim şartları dikkate alınmadan yapılan bu binaya taşınamadan gitti. Yapılan iki bina iki başkana da uğursuzluk getirdi. Her ikisi de seçim kaybetmedi. Partileri tarafından başarısız bulunup, tekrar aday gösterilmediler. Odunpazarı Belediye Binasının bulunduğu yapı da eskiden Tıp Fakültesi Hastanesi olarak hizmet veriyordu. Hastaneden belediyeye çevrildi. Yani Cumhuriyet döneminde Eskişehir’e belediye binası olarak sadece iki yapı yapıldı. Bu binaları yaptıranlar, içine oturamadan görevi bırakmak zorunda kaldılar. Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’ta yeni belediye binası yaptırmak istiyormuş. O binayı yaptırmadan önce Aksoy ve Sarıoğlu örneklerine bir baksın. Belediye Başkanlığında sonu onlara benzemesin…

/////////

FIKRA

HIRSIZI İMAM YAPTILAR

Köyün birine hırsız dadanmış. Hırsız özellikle ayakkabılara meraklıymış. Cemaat camiye girip namaza durunca bulduğu ayakkabıları torbasına doldurup kayboluyormuş. Sonunda köylü pusuya yatmış, hırsızı, torbası elinde kıskıvrak yakalamış. Köy heyeti toplanmış. Hırsıza ne ceza vereceklerini tartışmışlar. Birisi bir öneri getirmiş.

-En iyisi imam yapıp önümüze geçirmek. Böylece gözümüzün önünde olur, hırsızlık yapamaz...

Köylünün aklı bu işe yatmış, adamı imam yapmışlar... Aradan yıllar geçmiş. Gurbete çıkan bir köylü dönüşte hırsız imamın neler yaptığını, hırsızlığın bitip bitmediğini sormuş. Demişler ki:

-Herif imamlığa devam ediyor, hırsızlık yapmıyor...

-Demek sorun çözümlendi?

-Yok canım... Birkaç adam tuttu. Hırsızlığı onlara yaptırıyor. Kendisi de "Hırsızlık günahtır, sakın çalmayın" diye vaaz veriyor...

///////

ÇİVİ

“İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır.”  Victor Hugo