Tüm Türkiye’nin ‘Mahallenin Muhtarları’ dizisindeki ‘Temel’ karakteriyle tanıdığı, ‘Gemide’ Filmiyle Altın Portakal kazanan Usta Oyuncu Erkan Can Haberes Dergisi’nin Ocak 2024 sayısına konuk oldu.

Haberes Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ayhan Aydıner, Tepebaşı Belediyesi, Oyuncular Sendikası ve Tepebaşı Belediyesi Gençlik Tiyatrosu iş birliği ile düzenlenen Tiyatro Günleri kapsamında Eskişehir’e gelen Erkan Can ile VIP araçta yolculuk yaparken, röportaj gerçekleştirdi. Erkan Can, şehirleri sanatın değiştirdiğini belirterek; “Yerel yönetimler en çok sanata önem vermeliler. Eskişehir’i Yılmaz Büyükerşen Hoca değiştirdi. O’nun sayesinde Eskişehir harika bir kent oldu” dedi.

Tiyatro Çocukluk hayaliniz miydi?

Hayalimin olup olmadığını bilmiyorum. Kendimi 16 yaşında tiyatronun içinde buldum. Öyle oldu her şey. Mahalledeki abilerimin beni tiyatroya yönlendirmesiyle başladı. Kurslara başladık. İki fotoğrafla dilekçemizi verdik Devlet Tiyatrosuna. Başlayış o başlayış.

İlk oyununuz hangisiydi?

İlk oyunum Parka Bir Sonbahar Günüydü. İlk replikli oyunum Marcel Pagnol’un ‘Marius’ oyunuydu.  Onda üç-dört tane lafım farkı. O kadar.

Siz, tiyatroda, sinemada ve televizyon dizilerinde hap başarılı oldunuz. Gemide Filmiyle Altın Portakal kazandınız. Sizin için hangisi daha öne çıkıyor?

Hepsi oyunculuk durumu olduğu için fark etmiyor. Ancak var olma sebebimiz tiyatro. Çünkü tiyatrocu olduğumuz için sinemada bana öyle roller verildi. Tiyatrocu olduğum için dizilerde bana oyunculuk teklifi geliyor. Her şey tiyatro ile başlıyor. Tiyatrocu olduğumuz için bize güzel roller teklif ediliyor. Ya da verilen rolleri biz oyuncu olarak üstüne bir sürü şeyler koyarak, en iyisini yapmaya çalışıyoruz.  Sinemanın tadı başka. Tiyatronun bambaşka. Sinemada olmadı bir daha yapabiliyorsun. Tiyatroda yapamıyorsun. İkisi de lezzetli.

Bir role nasıl hazırlanıyorsunuz? Aylarca, yıllarca oynadıktan sonra o oyun bitiyor. O rolünüzü özlüyor musunuz?

Oyun güzelse, oyundan keyif alıyorsun. Keyif almadan o rolü yapamıyorsun. Öyle bir şey.  Şimdiye kadar özlediğim rol olmadı. Bittiyse bitmiştir. Özlemiyorum. Belki de öyle bir rol gelmemiştir. Ama  o oyun bir daha sahneye konursa seve seve yine oynarız.

En son ‘Ben Bu Cihana Sığmasam’ dizisinde ‘Ekabil’ rolünü oynadınız. Şu anda rol alacağınız yeni dizi var mı? Oktay Kaynarca ile konservatuarda öğrencilik yıllarında itibaren çok iyi bir dostluğunuz var.

Şu anda dizi yok. Sadece tiyatro yapıyorum.  Oktay Kaynarca   konservatuarda benim sınıf arkadaşımdır. 39 yıldır dostluğumuz hiç kopmadı, hep devam etti. Oktay çok hakkaniyetli, adaletli, düzgün, tertemiz kalbi olan bir adamdır. Çok da iyi oyuncudur.

Türk Tiyatrosunun geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Gençler iyiler. Gelecek gençlerde. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi. Biz geldik, gidiyoruz. Gençler sonsuza kadar gidecekler. Hep genç beyin, genç dimağ, genç bakış açısı, her zaman için iyidir. Genç enerji iyidir. İstanbul için konuşalım. Birçok yerde irili ufaklı tiyatrolar  açılıyor. Çok ciddi tiyatro sahneleri açılıyor. Çocuklar değişik oyunlar oynuyor. Bu çok iyi bir şey. Ancak gönül ister ki Anadolu’nun her şehrinde bunlar açılsın. Yerel yönetimler bu gençlere önem versin. Sahne açsınlar, onlardan kirayı düşük alsınlar. Veya hiç almasınlar. Şehri sanat değiştirir. Sanat her zaman iyi gelir insanlara. Sanat her zaman insanları iyileştirir.  Fikrini, beynini açar. Görüş açısını değiştirir. Ruha iyi gelir. Sanat kötü bir şey söylemez. Sanat bir şeyi de tamir etmez. Sadece o hatayı, o yarayı, o sorunu, o derdi sanat şuraya da dikkat çeker. ‘Şuraya da bakın burada bir şey oluyor. Bir bakın. Ben gösteriyorum. Ben görevimi iyi yapıyorum’ diyor sanat. O ilgililer bakacak, orayı tamir edecekler. Sanat insanlara yardım eder. Ülkemizde hala sanattan korkuluyor. Öcü gösteriliyor. Hala sanat karalanıyor. Karalama politikaları yapılıyor. Sanat öyle bir şeydir ki huzur verir insana. Ruhumuzun doktorudur. Yerel yönetimler en çok sanata önem vermeliler.

Eskişehir’de tiyatroya büyük ilgi var. Eskişehir tiyatro izleyicisini nasıl buluyorsunuz?

Eskişehir güzel. Eskişehir’de üniversitelerin oluşu genç beyinlerin oluşu her şeyi değiştiriyor. Eskişehir’i Yılmaz Büyükerşen Hoca değiştirdi. O’nun sayesinde Eskişehir harika bir kent oldu. Seyircisi de çok güzel. On numara. Eskişehir’e turnelerle çok geldim. Eskişehir çok medeni bir Avrupa kenti. Muhteşem kent

Tiyatrocu olmak isteyen gençlere ne tavsiye edersiniz?

Kesinlikle okuyacaklar. Okumadan bu işler olmaz. Tek tavsiyem o.  Yeni gençlere bakıyorum, zehir gibiler. Ama okuma alışkanlığı yok. İnternet var ama buna ne kadar güvenilir. Kitap okumak, tabletle telefonla okumak gibi değil. Çocuklara okuma alışkanlığını kazandırmak gerekiyor. Kitaplar bize her şeyi söyler, doğru yolu gösterir. Çok okurlarsa, sonrası gelir. Tiyatrocu hemen olunmuyor. Tiyatronun ilk 30 senesi çok zor.

Tiyatro da olsun, sinemada olsun idolünüz var mı?

Tiyatroda eski abilerimin hepsi benim idolümdür. Hocam Yıldız Kenter, Müşfik Kenter. Benim hocalarım, abilerim, büyüklerim. Hepsinden bir şeyler almışımdır. Hepsine hayranlıkla izlemişimdir. Hepsi için idolüm diyebilirim.