Eskiden kent merkezinde ‘Necatibey İlkokulu, Fatih Sultan Mehmet Ortaokulu, Gazi Lisesi’ vardı. Şimdi bu okullar yok. Yunus Emre Mesleki Teknik Anadolu ile Gazi Mesleki Teknik Anadolu Liseleri de birkaç yıl içinde yok olacak. Yunus Emre Mesleki Teknik Anadolu Lisesi binası depreme dayanıksız olduğu için yıkıldı. Gazi Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’de bu yaz yıkılacak. Buralara yeni okullar ETİ tarafından yapılacağı için bu Gazi ve Yunus Emre isimleri yok olacak.


72 YILLIK AD TARİH OLDU
Necatibey İlkokulu 1940 yılında açıldı. Okula 1925–1929 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı yapan Mustafa Necati Bey’in adı verilmişti. Mustafa Necati Bey, 1 Ocak 1929’da, harf inkılabının yaygınlaşması amacıyla millet mekteplerinin açıldığı günde apandisitinin patlaması ile hayatını kaybetti. Atatürk’ün yakın arkadaşlarından Falih Rıfkı Atay, Çankaya kitabında, ölüm haberini alan Mustafa Kemal’in derin bir üzüntüye kapıldığını ve ağlamaya başladığını belirtti. 2004 yılında Milli Eğitim Bakanlığının başlattığı ‘%100 Eğitime Destek Kampanyası çerçevesinde’ ilimizin hayırseverlerinden Suzan Gürcanlı okula ‘ek olarak 8 derslik, çok amaçlı salon ve bilişim teknolojileri sınıfı’ yaptırdı. Bundan dolayı ‘okulun 64 yıllık adı’ değiştirildi. 14 Eylül 2004’ten bugüne eğitim kurumu Suzan Gürcanlı İlkokulu olarak faaliyet gösteriyor. Gazi Lisesi ‘yıllarca Anadolu Üniversitesi Yunusemre Kampüsünde’ faaliyet gösterdi. Gazi ismi ‘Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten geliyordu. Hayırsever işadamı Tayfur Bayar, %100 Eğitime Destek Kampanyası Uluönder Mahallesi’nde yeni okul binası yapıldı. Kampüs içerisinde bulunan Gazi Lisesi bu yeni binaya taşındı. Okulun ismi de Tayfur Bayar Anadolu Lisesi oldu. Bu değişiklik 2004 veya 2005 yıllarında yapıldı. Kesin bir tarihi veremiyorum. Çünkü Tayfur Bayar Anadolu Lisesi’nin ‘resmi sitesinde okul tarihçesi kısmı’ boş. Belki de ‘Gazi adının kimse tarafından hatırlanılmaması için böyle uygulama yapılmışta’ olabilir.


TOKLUCU VE ÖZEN
Kırmızıtoprak Mahallesi’nde bulunan Fatih Sultan Mehmet Ortaokulu kentimizin eski okullarından birisiydi. Çok sayıda ünlü isim bu okuldan mezun oldu. Bu okul binası yıkıldı. ETİ ailesi buraya ‘son derece güzel ve donanımlı bir okul binası’ yaptırdı. Buraya 4 Ağustos 2015 tarihinde tatil için gittiği Yunanistan’ın Sömbeki (Simi) geçirdiği kalp krizi sonucunda yaşamını yitiren ETİ Şirketler Grubu Onursal Başkanı Firuz Kanatlı’nın eşi Gülay Kanatlı’nın adı verildi. Böylece “İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet’in adı bile okuldan” silinmiş oldu. “Ekrem Toklucu’nun Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü döneminde Necatibey İlkokulu ve Gazi Lisesi isimleri kalktı. Necmi Özen’in Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü döneminde de Fatih Sultan Mehmet Ortaokulu tarih oldu.” Bu isim silinme olaylarında hayırseverlerin hiçbir kabahati yok.


YENİ OKULLARA VERİLMELİ
Bu konuda ‘Mustafa Kemal Atatürk, Fatih Sultan Mehmet, Mustafa Necati Bey, Yunus Emre isimlerine şaşı bakan İl Milli Eğitim Müdürleri’ suçludur. Eskişehir’den, Eskişehir’in tarihinden, kentin okullarından bihaber olan iki Milli Eğitim Müdürü yüzünden Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Atatürk’ün, İstanbul’u fetheden büyük padişah Fatih Sultan Mehmet’in, Cumhuriyetin ilk Milli Eğitim Bakanları arasında yer alan Mustafa Necati Bey’in üç okuldan adları silindi.  Atatürk’ün ismi ikinci defa ve Yunus Emre isimleri de önümüzdeki süreçte silinecek. Türk tarihinin en önemli isimleri nasıl bu kadar kolaylıkla okullardan adları silinebildi. Milli Eğitim, Necatibey ilkokuluna ek derslikleri yaptırabilirdi. Böylece eski Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati Bey’in ismi silinmemiş olurdu. Bakanlık sıfırdan bir okul yapıp, adı Gazi Mustafa Kemal’den gelen Gazi Lisesini yaşatabilirdi. Fatih Sultan Mehmet Ortaokulu’nun eski yerindeki okul binasını Milli Eğitim kendisi yapabilirdi. Böylece Fatih Sultan Mehmet’in ismi de silinmemiş olurdu. Ne yazık ki; üç okulun isimleriyle birlikte tarihleri de ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Milli Eğitim Bakanlığının Eskişehir’e üç okul yapma borcu vardı. Bu sayı beşe çıkacak.  Eskişehir’de Bakanlık tarafından yapılacak ilk eğitim kurumlarına Gazi, Fatih Sultan Mehmet, Yunus Emre  ve Necatibey adları verilmeli.

////////////////////////////////////////////

NOSTALJİ

En Başarılısı Sölpük’tü

Yıl 1995. Yer Eskişehir Atatürk Stadyumu. 27 yıl öncesine ait tarihi fotoğrafta Eskişehirspor’un eski kulüp başkanları merhum Sezai Aksoy, merhum Aziz Bolel, merhum Celal Sölpük, Aydın Begiter ve Yılmaz Sezer bir aradalar. Başkanların arka sıralarında ise ES ES’in eski kaptanları Mehmet Dülger (Agop), Fethi Heper, Eskişehirspor’un kurucularından CHP eski Milletvekili merhum Niyazi Onal, Aytaç Çınar yer alıyor. Fotoğrafta dönemin Tepebaşı Belediye Başkanı Orhan Soydaş, dönemin TÜLOMSAŞ Genel Müdürü Mithat Yüzügüllü, Eskrimci İbrahim Kahya, Avukat Aydın Güngör, Mimar Birol Azdiken’de görülüyor. Aziz Bolel ES ES’in kurucu başkanıydı. 1965-1966 yılları arasında başkanlık yaptı. Takımı ikinci ligde şampiyon yapıp, 1. Lige çıkardı. (Bugünün Süper Ligi), Bolel’den sonra Murat İnce Başkan oldu. 1966-1970 yılları arasındaki İnce döneminde Eskişehirspor bir Başbakanlık Kupası aldı. 1970 yılında Celal Sölpük Başkan oldu. Sölpük’ün 6 yıllık başkanlık döneminde bir Türkiye Kupası, bir Cumhurbaşkanlığı Kupası, bir Başbakanlık Kupası kazanıldı. Bu dönemde kılpayı lig şampiyonlukları kaçırıldı. Kazanılan kupalara bakıldığında Sölpük Eskişehirspor tarihinin en başarılı Başkanıdır. Yılmaz Sezer 1981-1984 yılları arasında başkanlık yaptı. O’nun döneminde Eskişehirspor 2. Lige düştü. Yine onun döneminde (1984’te) tekrar şampiyon olup, 1. Lige çıktı. 1984-1989 yılları arasında Eskişehir Belediye Başkanı olan (Eskişehir o yıllarda Büyükşehir değildi) merhum Sezai Aksoy 1985-1986 yılları arasında Eskişehirspor Başkanlığı yaptı. Eskişehirspor’un 1965’te kurucuları arasında yer alan Aydın Begiter, 1985-1990 ve 1999-2000 yılları arasında Eskişehirspor Başkanlığı yaptı. O’nun döneminde 1987 yılında Başbakanlık kupası kazanıldı. Eskişehirspor 1987’den bugüne 35 yıldır büyük bir kupa kazanamıyor.

////////////////////////////////////////////

FIKRA

SÜPERMEN

Adamcağız hayli alkollü ve de bitkin üstelik gecenin saat
üçünde evine gelir. Karısı son derece zinde, duruma kesinlikle hakim, kocasını sorgulamaya başlar.

- Söyle bakalım Süpermeeen. Neler yaptın bu aksam?

 - Valla karıcım, patronla beraber müşterileri yemeğe çıkarttık.

- Eeee, sonra ne yaptınız süpermen?

 - Oradan gece kulubüne gittiiik... Ben sadece oturdum.

- Yani sen bir şeyler yapmadın değil mi, süpermen ??!!!

 - Ben hiç bişicikler yapmadım, ama sen niye bana ikide bir süpermen diyorsun?

- Valla, ben bir seni bir de süpermeni gördüm donunu pantolonunun üstüne giyen!!!

////////////////////////////////////////////

ÇİVİ

'Namussuzların en büyük namussuzluğu herkesi kendileri gibi namussuz sanmalarıdır.'