CHP Odunpazarı Belediye Başkan Aday adayı Av. Ayhan Kavas, Haberes Genel Yayın Yönetmeni Ayhan Aydıner’e çarpıcı  açıklamalarda bulundu.

“Yılmaz Büyükerşen’in belediye başkan adayı olmaya ihtiyacı yok. Ama bizim Yılmaz Büyükerşen’in adaylığına ihtiyacımız var” diyen Ayhan Kavas; “Belediye seçimlerini kazanmak için kurulan ve belediyecilik konuşurken imar planı, ucuz iş gücü, şehri büyütmekten başka bir şey söylemeyen, baktığı her yerde para her işte rant gören bir ittifak var. Kıymetli olan dediğinizde parasal değer düşünen, şehre baktığında insanı değil binaları gören bu güç grubunun şehri talan etmesini engellemek için Yılmaz Büyükerşen aday olmalıdır” dedi.

Neden Odunpazarı Belediye Başkanlığı? Odunpazarı bölgesinin sizin için farklı bir anlamı mı var?

Odunpazarı İlçemiz şehrimizin geçmişi olduğu kadar bugün gelinen durum itibariyle gerek turizm  gerek termal olanakları gerek doğal güzellikleri gerekse endüstriyel gelişim potansiyeli sebebiyle şehrimizin geleceğidir. Aday olma imkânı verilir ve Odunpazarı’nda ikamet eden hemşerilerim teveccüh gösterirlerse Belediye Başkanlığım döneminde geçmişten kalan bu mirası en iyi şekil değerlendirmenin ve üzerine değer katarak ilerlemenin yanı sıra günümüz dünyasında ortaya çıkan fırsatları  yakalayarak; Odunpazarı’nın geleceğini de şekillendirmek için çalışacağız. Globalleşen ve sosyal olanakların arttığın günümüzde Odunpazarı İlçesini belediyecilikte   örnek olan ve muhakkak  görülmesi gereken bir yer haline getireceğiz.

Belediyecilik anlayışınız nedir?

Bu soruyu yalnızca belediyecilik anlayışı kapsamında değerlendirmenin eksik olacağı kanaatindeyim. Hayatın her safhasında ve tüm çalışmalarımda açıkça gördüğüm üzere liyakat sahibi bir ekiple ve doğru bir planlamayla çalışmak başarının en büyük anahtarıdır. Belediyecilik anlayışımın temelini de bu düşünce oluşturmaktadır. Siz ne kadar iyi bir lider olsanız da yönetmek ve hizmet etmek  bir ekip işidir.  Ancak iyi bir ekip ile birlikte iyi bir lider olunabilir. Bu doğrultuda öncelikle liyakatli, çalışkan ve dürüst bir ekip kurarak yola çıkacağız. Odunpazarı Belediyesi’nin mevcut kadrosu içerisinde bu tanıma uyan birçok kişi mevcut olmakla birlikte yapacağımız takviyelerle Odunpazarı’nda ikamet eden hemşerilerimize en iyi şekilde hizmet götüreceğiz.  Burada ikinci olarak devreye girecek ilkemiz ise planlama olacak. Çok iyi bir planlama yaparak ilçemize mahalle mahalle, sokak sokak bir plan dâhilinde hizmet götürmek zorundayız. Özellikle ilçe nüfuslarının artması ve ilçe sınırlarının genişlemesi ile birlikte planlı çalışmak büyük önem arz etmektedir. Yapacağımız kısa, orta ve uzun vadeli planlamalar sayesinde yapacağımız hizmetler ekonomik, kronolojik ve projesel anlamda herkes tarafından bilinir hale gelecektir. Odunpazarı Belediyesi hizmet talep edilen değil hizmet gereksinimi tespit edip, gerekli planlamayı yaparak hizmeti götüren bir belediye olacaktır. Tertemiz sokakları, nizami kaldırımları, çukursuz yolları olan bir Odunpazarı olacak. Bunun yanı sıra belediyecilik hizmetlerini günümüz şartlarına uygun hale getirip kolay ulaşılabilir, değişime ve gelişime açık bir hale getireceğiz.

Tüm bunların yanı sıra içerisinden geçmekte olduğumuz ekonomik sürecin bir müddet daha süreceği hatta daha da derinleşebileceği öngörülmektedir. Bu noktada belediyelere büyük görev düştüğü kanaatindeyim Belediyeler vatandaşlarımızla en yakından ilgilenebilecek ve onların ihtiyaçlarını en iyi tespit edebilecek kurumlardır. Bu yönüyle belediyelerin bu tespitleri doğru ve hızlı bir şekilde yaparak sosyal belediyecilik gereğini yerine getirmeleri gerekmektedir. Biz de bu doğrultuda sosyal belediyecilik için önemli bir bütçe ayırarak ekonomik sıkıntıların yarattığı etkiyi mümkün olduğunca hissettirmeme gayretiyle hareket edeceğiz.

Sizce bugün Odunpazarı Belediyesi doğru yönetiliyor mu?

Odunpazarı Belediyesi’nin bugün ki yönetiliş tarzı ve sistematiğiyle ilgili iyi ya da kötü bir yorum yapmam doğru olmaz. Ancak şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim ki benim Belediye Başkanı olduğum Odunpazarı Belediyesi bugüne göre çok daha iyi yönetilecek ve tüm hemşerilerimiz bunu görecektir.

Sizce Odunpazarı’nın en büyük sorunu nedir?

Odunpazarı birçok soruna sahip. Bu sorunların bir kısmı nispeten daha kolay bir şekilde çözülebilecek sorunlar olmakla birlikte bir kısmı ise uzun uğraşlar ve planlı bir çalışma süreci gerektiren sorunlar. Fakat burada asıl kıstas sorunu yaşayan kişiler. Bir sorun ortaya çıktığında sorunu yaşayan kişi, yaşadığı sorunu en büyük sorun olarak görür. Bu gayet doğal bir durum olmakla birlikte burada bize düşen ilk görev sorunu ortaya çıkmadan önce tespit edip sorun haline gelmesine engel olabilmektir. Bunu yapamadığımız noktada ise görev derhal çözümü için harekete geçebilmek ve mümkün olan en kısa sürede çözüm üretmektir. Harekete geçip neticelendirme noktasında bir zamana ihtiyaç duyduğumuzda ise çözümü için gerekeni yaptığımızı hissettirip etkilerini en aza indirgememiz gerekmektedir. Odunpazarı’nda yaşayan herkese ne kadar kıymetli olduklarını hissettirdiğimiz ve sorun yaşadıklarında Odunpazarı Belediyesi çözer düşüncesini oluşturabildiğimiz noktada kendimizi başarılı kabul edebiliriz.

Ancak en büyük ve ortak sorun olarak kesinlikle deprem gerçeği karşısında sağlıksız yapı stoğudur. Burada deprem tehlikesi ve benzeri bir ifade kullanmak dahi hatalıdır. Deprem bir gerçektir, bir gün yaşanacaktır ve sonuçları şimdiden öngörülebilir. Bu nedenle hemen şimdi çalışmalara başlanmalı ve alınabilecek tüm önlemler alınmaya başlanmalıdır. Deprem şehrimiz ve ülkemiz için en önemli gündem maddesi olmalıdır. Yoksa acı tecrübelerle gördüğümüz üzere kurduğumuz hayallerin, koyduğumuz hedeflerin ve yaptığımız planların bir anlamı kalmamaktadır.

Odunpazarı’nda yapmayı düşündüğünüz projeleri anlatır mısınız?

Odunpazarına yeni bir yön çizeceğiz. Özel projeleri  de bu çerçevede şekillendireceğiz. Bunun detaylarını ilerleyen süreçte paylaşmak üzere çalışmalarımız sürüyor.  Genel olarak halkımızın istek ve ihtiyaçlarını önceleyen bir anlayışımız olacağını söyleyebilirim. Bu bağlamda kapalı Pazar yerleri için büyük bir talep olduğunu görüyorum. Belediye hizmetlerinin temel özelliği ihtiyaca cevap verecek büyüklük ve memnuniyet yaratacak kalitede olması olacaktır. Çocuklar, gençler ve tabi ki kadınların  hayatın her alanında olmaları için projeler yapacağız.  Emekli vatandaşlarımızın sosyalleşebileceği alanlar oluşturacağız. Odunpazarı belediyesi denilince akla samimiyet, sıcaklık, memnuniyet, çözüm odaklı anlayış akla gelecek. Hiçbir işi yapmış olmak için yapmayacağız.

Mehmet Akif Ersoy Ersoy’un “Yıkmak insanlara yapmak gibi bir kıymet mi verir” diye başlayan şiiri belediyecilik anlayışımızın temeli olacaktır. Bu bağlamda daha önce de söylediğim gibi bireysel olarak yapılabilecek işler sınırlı. Ortak değerlerimiz ve amaçlarımız etrafında birleşerek Odunpazarı’nda ve Eskişehir’de yaşayan herkesle birlikte önemli ve büyük işler başaracağız. Ve bu şekilde yaparak kıymetli olacağız.

Aday olup seçildiğiniz takdirde sizin belediye başkanlığınızın diğerlerinden farkı ne olacak?

Beni tanıyanlar samimi ve güler yüzlü olduğumu bilirler. Samimi ve güler yüzlü bir Odunpazarı için hep birlikte çalışacağız. Odunpazarı’na hizmet için büyük işbirlikleri yapacağız. Çok çalışacağım, belediye olarak çok çalışacağız. Sadece Odunpazarı’nda yaşayanlara değil Eskişehir’de yaşayan herkese ‘helal olsun’ dedirtecek işlere imza atacağız. Odunpazarı'na giren her kuruşu hizmet için harcayacak ve harcanan her kuruşun hesabını vereceğim.

Odunpazarı ve Eskişehir’in geleceğini nasıl görüyorsunuz?  Sizce Eskişehir’in en büyük sorunu ne?

Odunpazarı’nı da Eskişehir’i de parlak bir gelecek bekliyor. Sayın Yılmaz Büyükerşen’in  şehrimize yaptığı hizmetlerle şehrin büyük bir  büyük atılım yapması için gerekli alt yapıyı hazırladı. Biz bunun üstüne yeni işler koyacağız. Bununla birlikte Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir’e yaptıkları parklar, tramvay, plaj, müze  falan diye tarif edilemez. Her şehirde yol, park, köprü alt iyi ya da kötü bir alt yapı var. O sadece bunları yapmakla kalmadı.  Kültürü, sanatı, ruhu olan bir şehir yarattı. Bozkırda çiçekli, ağaçlı, neşeli sevinçli her şeyden önemlisi umutlu, hedefli başka yerlerde yaşayan insanların görmek istediği bir şehir var etti. Belki bunca hengamede dikkat çekmiyor ama diğer siyasi partilerin büyük şehir belediye başkanı adayı belirme konusunda düştükleri çaresizliğin sebebi de bu. Onlar dahi muhalif olmalarına karşın Yılmaz Büyükerşen’le yarışabilecek kimseyi bulamıyorlar

Eskişehir’e kattığı tarifi zor ama yaşaması çok keyifli ve şehirde attığınız her adımda hissettiğiniz mutluluğun ne olduğunu ve kıymetini  biliyorum.  Bugün aday olma sebebim de bu;  öncelikle korumak ve sonrasında geliştirmek. Mümkün olurda Yılmaz Büyükerşen’in Büyükşehir Belediye başkanlığında Odunpazarı Belediye Başkanı olursam onun da destekleri ile çok büyük işler başaracağıma eminim. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Zaman zaman kendisini de söylediğim gibi yanından yakınından siyaset yapan çok kişi geçti ama en iyi öğrencisi benim.

Sorunun ikinci kısmına gelirsek, Eskişehir’in en büyük sorunu yerel seçim kazanmak için Eskişehir’e hizmeti engellemeyi bir yol olarak gören ve bunu yapan zihniyettir. Bir örnekle açıklarsam ne demek istediğim daha iyi anlaşılır.  Her şehir gibi şehirde trafik sorunu olduğu açıkça ortadadır. Her sorun gibi bu sorununda sebebi vardır. Bu sebep öncelikle çevre yolu olmaması bir diğeri de sorumsuz araç sürücülerinin trafiği aksatacak şekilde hatalı park yapmalarıdır. İktidar partisi mensupları bırakın çevre yolu yapımı için mücadele etmeyi ihtiyaç olmadığını söyleyecek kadar duyarsız davranmaktadırlar. Hatalı park konusunda ise trafik polisleri şehirde biraz gözükseler sorun otomatik olarak ortadan kalkacaktır. Fakat maalesef trafik sıkışıklığı sadece belediyeyi ilgilendiren bir sorunmuş gibi davranmak ve bunun üzerinden Yılmaz Büyükerşen’i yıpratmak isteyenler çözüm üretmek değil sorun büyütmek amaçlı siyaset yapıyorlar. Tekrar söylüyorum Eskişehir’in en büyük sorunu bu zihniyettir.

Yılmaz Büyükerşen’in tekrar aday olmaması için CHP’ye yakın gazetecilerinde aralarında bulunduğu algı çalışmalarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Eskişehir’i bilmesem, siyasi dengelerden habersiz  olsam ben de oturduğum yerden Yılmaz Büyükerşen aday olmasın, yeter artık derdim. Ama biz durumun dışarıdan gözüktüğü gibi olmadığını biliyoruz.  Yılmaz Büyükerşen’in belediye başkan adayı olmaya ihtiyacı yok. Ama bizim Yılmaz Büyükerşen’in adaylığına ihtiyacımız var. Belediye seçimlerini kazanmak için kurulan ve belediyecilik konuşurken imar planı, ucuz iş gücü, şehri büyütmekten başka bir şey söylemeyen, baktığı her yerde para her işte rant gören bir ittifak var. Kıymetli olan dediğinizde parasal değer düşünen, şehre baktığında insanı değil binaları gören bu güç grubunun şehri talan etmesini engellemek için Yılmaz Büyükerşen aday olmalıdır. Eskişehir halkı onu dinler, uyarılarını dikkate alır. Bir şey söylüyorsa bir bildiği vardır der.  Bu sebeple İstanbul basını, o, bu, şu kim ne derse desin bizi ilgilendirmez.  Sakın yanlış anlaşılmasın ben Hocaya sahip çıkalım demiyorum. O bize, hizmetlerine, Eskişehir’e sahip çıkıp aday olsun diyorum. Sonrasında seçim kazanmak  Yılmaz Büyükerşen’in işi. Aksi halde çok değil beş yıl sonra ‘eskiden Eskişehir ne güzeldi’ diye birbirimize dert yanarız.

Ahmet Ataç’ın Tepebaşı Belediye Başkanlığını nasıl buluyorsunuz?

Ahmet Ataç Tepebaşı Belediye Başkanlığında çok önemli işlere imza attı. Sosyal Belediyecilik alanında yaptıklarının  birçokları tarafından örnek alındığını biliyorum alınması gerektiğine de inanıyorum. Tepebaşı’nın Tepebaşı olmasında büyük emeği var. Tepebaşı Belediyesi sanatsal faaliyetleri ile de sosyal belediyecilik anlayışı ile de sivil toplum örgütlerine verdiği desteklerle hep konuşuluyor. Bunun yanında Tepebaşı Bölgesi şehrin büyümesi anlamında da önemli bir yer tutuyor. Tepebaşı Belediyesi toplumun dezavantajlı tüm bireylerinin  yanında yer alıp her türlü desteği veriyor. Avrupa Birliği fonlarını alabilen projeler üretiyor. Aslında çok uzun konuşmaya gerek yok. Eskişehir’de güler yüzü, sempatisi ve halkın her kesimine sıcaklığını hissettiren “Ahmet Başkan ” diye bir gerçek var.                                                            

Ayhan Kavas’ın gözüyle Yılmaz Büyükerşen’i anlatır mısınız?

Hocam sözünü hiç sevmem ve kullanmam. Bunun tek istisnası Yılmaz Büyükerşen’dir.  O’na Hocam diye hitap ederken içi o kadar dolu ki. Belki başarısının altında yatan sebep de budur; bunca yıl başkanlık yaptı, ama hiç başkan olmadı. Eğitti, öğretti, yetiştirdi. Hocaydı, Hoca kaldı.                                                                                                                 

Yılmaz  Büyükerşen’le Yaklaşık yirmi yıl önce tanışmıştık. Rahmetli Aydın Ağabey (Ünlüce) ve bir grup CHP’li Hoca’yı CHP’ye davet etmeye gideceklermiş. Aydın Ağabey beni de çağırdı. Gittik.  Ayhan Kavas diye beni tanıtınca yanına oturtturdu. O zaman Kayhan Kavas isimli bir bürokrat vardı yerel yönetimlerden sorumlu idi. Soy isim benzerliği sayesinde Hoca’ya en yakın koltuk benim olmuştu. Tabi bende heyecan büyük CHP‘nin önde gelen isimleri daveti yaptılar . Hoca neden gelemeyeceğini anlattı. Ben çok etkilendim Hoca’nın anlattıklarından, samimiyetinden. En son ‘siz bize gelmezseniz biz size geliriz’ diye sözler döküldü dudaklarımdan. Masadakiler şöyle bir baktılar bana ve sonrasında kalktık. Aradan zamanlar geçti ve nasıl biz geliriz dediysem bir takın tesadüfler sonucu DSP’ye üye oldum. İlçe yönetimine girdim. İl Başkanı oldum. Sonra meclis üyeliği. Hep beraber CHP’ye geçtik. Çok güzel zamanlar yaşadık. çok şey öğrendim. Belediye başkan aday adaylığım oldu.  Sonra siyasete ara verdim. ‘Beni belediye başkanı adayı yapmadı’ diye kızmıştım.  İnsanın kariyerini sadece oldukları değil olmadıkları da belirliyor. Benim açımdan da öyle oldu. Sonuç olarak Yılmaz Büyükerşen benim için Hoca’dır. Başarılı olmak için yapmam gerekenleri de yapmamam gerekenleri de öğretti.

Hoca’nın başarılı olmasının sebeplerinden birinin birine bir şey anlatırken zeka seviyesi en düşük insanın bile anlayabileceği şekilde anlatır. Bu anlatım şeklinin karşısındakinin zeka seviyesiyle bir ilgisi yoktur. Kesin ve doğru olarak anlattığının anlaşılmasını amaçlar. Kendisine bir şey anlatılırken de aynı şeklide detaycı olunmasını ister. Bu şekilde anlatırken de herkes tarafından anlaşılır dinlerken de anlatanı doğru anlar.

Espritüel, entelektüel, sanatsal becerilere sahip, güzel konuşur, ikna kabiliyeti yüksek, diye başlayan ve saymakla bitmeyecek nitelikleri olan bir adam. Allah vergisi yeteneklerini geliştirmiş ve son derece çalışkan, başardıkları ile  örnek alınacak  bir insan.