Bayramlar, toplumların kültürel ve sosyal dokusunda önemli bir yer işgal eder. Geleneklerimizi ve bayramlarımızı yaşatmak, toplumumuzun birliğini ve beraberliğini pekiştirmenin yanı sıra, kültürel kimliğimizi de yansıtır. Ancak, son yıllarda, eskiden olduğu gibi bayramların coşkusunu ve heyecanını hissedemiyoruz. "Ah, nerede o eski bayramlar?" diye iç geçirdiğimizde, içimizde hüzün ve özlem dolu bir his belirir.

Eski bayramlarımız, sadece tatlılarla dolu masaları değil, aynı zamanda sevdiklerimizle paylaştığımız samimi anların, yardımlaşma ve dayanışmanın en güzel örneklerinin sergilendiği bir dönemdi. Ancak günümüzde, çocukluğumuzun mutluluğuyla dolu, neşe ve sevgi dolu günlerin hatıraları, zamanla yitip gitmiş gibi gelir bize. 
Peki, bu eski bayramların özlemini neden duyarız? Bu değişimin ardında yatan gerçek sebep nedir? 
Bu durumun arkasında yatan en büyük sebep, belki de yaşadığımız değişimlerdir. Eski bayramların özlemini duymamızın ardında yatan gerçek sebepler birkaç faktöre dayanabilir. Birincisi, geçmiş bayramlarla birlikte yaşadığımız anılar ve duygularla bağlantılı olabilir. Bu bayramlar, aile birliği, sevgi, dayanışma ve hoşgörü gibi değerlerle dolu özel zamanlardı. Bu değerlerin hatırlanması ve özlenmesi doğaldır. Çünkü insanlar genellikle olumlu ve anlamlı deneyimlere olan özlemlerini hissederler.
Bu özlemi artıran bir diğer önemli faktör, modern yaşamın getirdiği değişikliklerdir. Hızlı teknolojik ilerleme, yoğun iş temposu, şehirleşme ve diğer faktörlerle birlikte, bayramların anlamı ve kutlama şekilleri de değişime uğramıştır. Artık bayramlar sadece birer tatil günü olarak görülmüş ve insanlar bu özel günleri daha yüzeysel bir şekilde kutlamaya başlamış, sokaklar sessizleşmiş, çocukların kahkahaları azalmış ve evlerin kapıları kilitlenmiştir...
Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, bayram kutlamaları da dijital platformlara kaymış ve geleneksel kutlamalar azalmıştır. Bu değişim, eski bayramları özlememize ve artık insanların bu değerleri ve gelenekleri yaşamadıklarını hissetmesine neden olmuştur.
Eski bayramların özlemini duymamızın ardında yatan gerçek sebepler karmaşık olabilir. Ancak, bu özlem genellikle geçmişteki olumlu deneyimlerle bağlantılıdır ve modern yaşamın getirdiği değişikliklerle karşılaştırıldığında, eski bayramların anlamı ve değeri belki de daha derin bir şekilde hissedilmeye başlanmıştır.
Kısacası, eski bayramların özlemini duymak, aslında bu değerlere olan hasretimizi ifade etmektedir. Değerlerimizi ve geleneklerimizi gelecek nesillere aktarmak, toplum olarak üzerimize düşen bir sorumluluktur. Ancak günümüzde, genç nesillerin bayram geleneğine yeterince önem vermemesi ve bu kültürel mirası sahiplenmemesinin en büyük sebeplerinden biri de yetişkinlerin bu geleneği yaşatmak için yeterince çaba sarf etmemesi olabilir.
Aileler, toplumun en temel birimi olarak, çocuklara değerlerimizi ve geleneklerimizi aktarmada büyük rol oynar. Bu nedenle, ailelerin çocuklarına bu değerleri aşılamak için daha fazla çaba göstermeleri önemlidir. Birlikte vakit geçirerek, geleneksel bayram alışkanlıklarını sürdürerek ve onlara bu mirası aktararak, gençlerin bu değerleri ve gelenekleri benimsemeleri ve yaşatmaları daha olası hale gelir...
Bu yüzden, "ah nerede o eski bayramlar?" demek yerine, bu değerleri yeniden hatırlamalı ve yaşatmalıyız. Belki de birlikte geçirilen o sıcak bayram günlerini özlediğimiz kadar, o günlerde bir araya gelerek paylaştığımız değerleri de özlemekteyiz. Bu nedenle, gelecek nesillere bu güzel geleneği aktarmak ve onlara anlamını yeniden kazandırmak hepimizin sorumluluğudur.
Eski bayramlar, bizlere hatırlatır ki, asıl zenginlik sevgi dolu kalplerde, samimi sohbetlerde ve bir araya gelmiş ailelerin mutluluğunda gizlidir. Bu bayramda, teknolojinin gürültüsünden uzaklaşıp, sevdiklerimizle birlikte geçirdiğimiz o güzel anları hatırlayalım ve gelecek bayramlara bu değerleri taşıyarak yaşatalım.  Bu değerleri yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak, yetişkinlerin elindedir. Bu bayramda, geleneklerimize sahip çıkarak, eski bayramların ruhunu yeniden canlandırmak için bir adım atalım. Çünkü bayramlar, bizim toplumsal ve kültürel kimliğimizin bir parçasıdır ve onları yaşatarak, köklerimize daha sıkı bağlanabiliriz. Unutmayalım ki, "eski bayramlar" sadece geçmişte değil, bugünümüzde de yaşanabilir.
Mutlu Bayramlar...