Para Yüzme Dünya Şampiyonası'nda 41.58'lik dereceyle Dünya Şampiyonu olan milli yüzücü Sümeyye Boyacı Haberes Dergisi’nin Temmuz 2022 sayısına konuk oldu.

Haberes Dergisi Genel Yayın Yönetmenimiz Ayhan Aydıner’e çarpıcı açıklamalarda bulunan Boyacı kendisi gibi başarılı sporcu olmak isteyenlere şu mesajı verdi; “Birçoğumuz kendi ilgilendiğimiz alanda en iyisi olmak istiyoruz. Örneğin hangi sporcuya sorarsanız sorun en büyük hayali olimpiyatlara katılmaktır. Peki kürsüde dimdik dururken herkesin imrenerek baktığı o sporcunun yerinde olmak istediklerine gerçekten eminler mi? Gerekliliklerini yerine getirmeye, normal bir yaşamdan vazgeçmeye, acıdan zevk almayı öğrenmeye ve ‘Başarı Çabasını’ harcadığı bir gençliğe rağmen fedakarlık olarak görmemeye hazırlar mı?”

 Henüz 6 yaşındayken ayaklarını eliniz gibi kullanmaya başladınız. Resim sanatıyla öne çıktınız. Bu konuda da çok başarılı oldunuz. Bu süreci anlatır mısınız?

 Küçükken, her çocuk gibi büyüdüm ben de. 2 yaşında ayaklarımı kullanmaya başladım. 3 yaşında ise çizdiğim bir gül resmi ile sanat serüvenim başladı. 5 yaşında Alexander Pushkin'in “Rus Halk Masalları” kitabının kapağını “Altın Balık”  eserim ile resmettim. 6 yaşında ise Moskova’da ilk kişisel resim sergimi açtım. Bu sayede “Rusya'da Resim Sergisi Açan İlk Türk Çocuk” ünvanını aldım. Ebru sanatına ise annemin teşvikiyle başladım. Devlet Sanatçısı Didem Üstün'ün eğitmenliğinde 7 yıl boyunca hiç aksatmadan özel ders aldım. Sanatı sevdiğim için hasta olduğum günlerde bile derslere düzenli şekilde devam ettim. Bir işi düzenli yaparsanız başarı da ortaya çıkabiliyor. 7 yaşından itibaren Lütfü Kırdar Sergi Sarayı gibi pek çok yerde karma sergilere katıldım. 11 yaşında ilk kişisel ebru sergimi Kanatlı AVM'de 31 tablo ile açtım. Moskova'da açtığım resim sergisinden 11 yıl sonra Ebru Sanatıyla birlikte tekrar Rusya’ya gittim. Crocus City Hall'de düzenlenen devasa fuarın girişinde Gastroinox sponsorluğu ile 36 tabloluk Ebru Sanatı esrelerimi sergiledim. Aynı zamanda Ebru Sanatı eğitmenim Didem Üstün'ün gözetiminde sergi ziyaretçilerine canlı ebru performansı sergiledim. Ve onlara bu sanatı öğretebilmek için workshoplar düzenledim. Sanırım su ile özel bir bağım var; kendimi suyun içinde yüzerken olduğu gibi, ebru yaparken de özgürce ifade edebiliyorum.

Yüzme sporu yapmaya nasıl karar verdiniz? Ailenizin size bu konuda desteği nasıldı?

 Yüzmeye 5 yaşında ailemin teşvikleriyle başladım. İlk başladığımda suya dair korkularım vardı fakat Çiğdem Abaza'nın eğitmenliği ile yüzmeyi yalnızca 12 saatte tümüyle öğrendim. Başarılar peşi sıra geldikçe suya ait olduğumu anladım. Çok küçük yaşta başladığımdan ben tam olarak hatırlayamıyorum fakat ailem akvaryumdaki balıklardan ilham aldığımı söylüyorlar. Yüzmeye 4 yıl boyunca hobi amaçlı devam ettim. Ardından lisanslı sporcu olarak bir yüzme kulübüne başladım ve şu anki antrenörüm Mehmet Bayrak ile tanıştık. Mehmet Hoca ve Ailemle birlikte koyduğumuz hedefler doğrultusunda Türkiye Şampiyonalarına katılmaya başladım. 10-11 gibi genç yaşlarda geçtiğim Dünya Barajı ile performans anlamında da bir yeteneğim olduğunu gözlemledik. Zaten milli takım yetkililerinin de dikkatini çekmiş olacak ki milli takım kamplarına davet ettiler. Bu bağlamda süre gelen milli sporculuk maceramda ailemin destekleri benim için çok kıymetli gerçekten. Öncelikle, beni bu sürecin zorlukları hakkında bilgilendirdiler. Ardından, dedikleri kadar zorlu bir yola çıktığımı anladım ve bazen önüme çıkan taşlar motivasyonumu düşürse de onları arkamda olduğunu hissettikçe vazgeçmeden yola devam ettim.

 Bu spora başlarken ‘Avrupa, Dünya Şampiyonu olacağım’ diye hedefleriniz var mıydı? Hedefinizdeki yeni şampiyonluklar neler?

 Profesyonel sporun içine girip dünyadaki rakiplerimle yüksek seviyelerde mücadele etme şansını yakaladıkça hayallerim hedeflerime dönüşmeye başladı. Burada antrenörüm Mehmet Bayrak’ın da çok büyük katkısı ve emeği var. Hep adım adım ilerledik. Hep daha iyisi için çalıştık ve çok şükür ki bu çalışmanın karşılığını alabiliyoruz. Hedefimde Paris 2024’te madalya kazanmak var tabi ki ama şu an bunun üzerimde baskı yaratmasına izin vermiyorum. Önümüzde 2024 Paris Olimpik ve Paralimpik Oyunları için kota mücadelesi vereceğimiz Manchester 2023 Dünya Şampiyonası var. Güzel şeyler olacağına inanıyorum ve çalışmaya devam ediyorum.

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü yüzücüsünüz. Sizin gelişiminizde ve başarılarınızda bu kulübün katkıları neler?

 Kulübümün bana verdiği hem maddi hem manevi desteklerden dolayı çok teşekkür ediyorum. Onların varlığını bilmek bana güç veriyor. Ne zaman bir ihtiyacım olsa orada bana yardımcı olmak için bekleyen herkesin üzerimde emeği vardır. Sakatlık süreçlerimdeki tedaviler, sporcu supplement takviyelerim, antrenmanlarımda bana sağladıkları ulaşım desteği gibi birçok yönden katkıları bulunuyor.

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen ile ilgili düşünceleriniz neler?

 Yılmaz Hocamız hem çok ilgili hem de çok sıcakkanlı bir insan. Aramızda farklı bir bağ olduğunu düşünüyorum. Her zaman arar, sorar, yarışmalarımı takip eder. Son Dünya Şampiyonluğu sonrası benim için hazırladıkları jest çok hoşuma gitmişti. Benim hep mutlu ve iyi olmamı isteyen başkanımıza buradan bir kez daha teşekkür etmek isterim. Onun desteklerinin artması halinde yüzme branşını ve profesyonel spor kültürünü Eskişehir’imize daha çok yayılacağına inanıyorum.

Kollarım olmayabilir ama kimsenin görmediği kanatlarım var” sözleriyle herkese ilham verdiniz. Barbie’nin ‘rol modelleri’ serisine katıldınız. Bu konuyla ilgili düşünceleriniz neler?

 Sportif anlamda kazandığım başarıların yanında çok büyük bir marka ile tüm dünyada doğru mesajları iletebileceğim bir proje içerisinde yer almaktan çok keyif aldım açıkçası. Büyük yankı uyandırdı ve çok dikkat çekti. Başarılarım kadar bu proje de konuşuldu. Biz sporcuların önemli işlerinden biri de doğru iletişim çalışmaları içinde yer alarak doğru mesajları iletmek olmalı.

Sümeyye Boyacı yüzme dışında hangi sporları daha çok beğeniyor?

 Tenis turnuvalarını izlemekten gerçekten zevk alırım. Grand Slam turnuvalarını.  Aynı zamanda buz pateni turnuvalarını izlemekten büyük keyif aldığımı söylemeden geçemeyeceğim. Sporun farklı bir branşı ile ilgilenmem gerekseydi bu tartışmasız buz pateni olurdu.

Geleceğe yönelik hedefleriniz neler?

 Hem sportif hem de akademik yönden buraya sığdırılamayacak kadar çok hayalim ve hedefim var. Öncelikle 2024 Paris’te elimden gelenin en iyisini ortaya koyarak ülkeme madalya kazandırmak. Ardından önümdeki diğer olimpiyatlarda da başarı grafiğimi yükselterek sürdürülebilir başarıyı yakalamak.

Akademik olarak ise hayallerimi, atletik performans hedeflerimden geri tutmam düşünülemez. 10 yaşından beri Psikoloji alanında ilerlemek istiyorum. Spor Psikolojisi ve Bilişsel Psikoloji üzerine projelerim var. Aynı zamanda International Paralympic Committee’de Spor Psikoloğu alanı oluşturarak uluslararası arenada ülkemi temsil etmek en büyük hayallerimden biri.

Sümeyye Boyacı’nın hayatının kırılma anı neydi?

 Kırılma anı konusu bazen dramatik şekillerde ifade edilebiliyor. En dibe batmak ve oradan çıkmanızı sağlayan durumlar anlatılıyor. Ben olaylara genelde bu şekilde yaklaşmıyorum ama sportif anlamda şunu söyleyebilirim ki ilk Avrupa Şampiyonluğu benim şampiyon ruhumu tüm ülkeme ve dünyaya tanıtmam açısından bir kilometre taşıydı.

En son ne zaman ağladınız?

 Ailem ve sevdiklerimle ilgili üzücü haberler almak ve yaşamak beni üzüyor. Bu kadarını söyleyebilirim.

Sümeyye en çok neye güler?

 İnce düşünülmüş fikirler, mesajlar, hediyeler… Ve ince düşünen insanlar beni çok mutlu eder. Bununla birlikte emeğimin karşılığını hem havuzda hem de havuz dışında almak beni çok sevindirir.

Hangi konu açılırsa sıkılırsınız?

 Bahaneler, bahaneler, bahaneler… :)

Sizi örnek alan sporculara ve gençlere son bir mesajınız var mı? 

 Kendimizi sadece toplumun kararlarıyla sınırlı tutmama özgürlüğüne sahibiz fakat kendi tercihlerimizin getirdiği zorluklarla yüzleşme cesaretine ve sorumluluğuna da sahip olmalıyız.

Ben de bir Z Kuşağı Jenerasyonu genci olarak, hemen kolayca ulaşayım istiyorum. Ama unutmayalım ki başarının özel olmasının sebebi hepimizin hayalini kurup yalnızca istikrarlı çalışanlarımızın elde edebilmesi.

Birçoğumuz kendi ilgilendiğimiz alanda en iyisi olmak istiyoruz. Örneğin hangi sporcuya sorarsanız sorun en büyük hayali olimpiyatlara katılmaktır. Peki kürsüde dimdik dururken herkesin imrenerek baktığı o sporcunun yerinde olmak istediklerine gerçekten eminler mi? Gerekliliklerini yerine getirmeye, normal bir yaşamdan vazgeçmeye, acıdan zevk almayı öğrenmeye ve ‘Başarı Çabasını’ harcadığı bir gençliğe rağmen fedakarlık olarak görmemeye hazırlar mı? 

Eğer buna gerçekten hazırlarsa şunu söylemek isterim Hiç vakit kaybetmeyin! Kalbinizle inandığınız duyguları akıl süzgecinden geçirip hemen başlayın. Çünkü siz bu fikri ertelerken, birileri onun için sabah akşam demeden çalışıyor.