Demlrkol yaptığı açıklamada şunları söyledi; “Üyelerinin hakkını savunmak, onların yanında dimdik durması gerekirken, masadan uzak durarak yalnızca izleyici pozisyonuna çekilmesi; yetki döneminde bin bir vaatle üye toplayan, diğer sendikalara ithamlarla yüklenen bir anlayışın, iş asıl mücadele alanına geldiğinde kenardan seyretmesini anlamıyoruz. Üniversite emekçileri sadece yetki dönemlerinde hatırlanan, sonrasında kaderine terk edilen kişiler değildir! ESOGÜ emekçileri, yetkili sendikanın Anadolu Üniversitesi ihalesinden ders çıkarılacağını ve 18 Eylül 2025 Perşembe günü yapılacak promosyon ihalesinde haklarının daha güçlü savunulacağını düşünürken; ne yazık ki yetkili sendikanın sessizliğine anlam verememiştir. Yetki dönemi geldiğinde sahada mangalda kül bırakmayanlar, vaatlerle üye kazanmaya çalışanlar; iş emekçilerin hakkını masada savunmaya gelince suskunluğa bürünmüşlerdir. Bu açıkça bir sorumluluk eksikliği ve üyelerine ihanettir.
Buradan açıkça soruyoruz:
-Bu pasiflik, bu sessizlik neden?
-Bu sessizlik, bu geri duruşu nasıl açıklayacaksınız, yoksa farklı makam ve mevki hesapları emekçilerin haklarını savunmak için daha güçlü ses çıkarmaya engel mi olmaktadır?
-Sendikacılığı koltuk hesabına indirgeyenler, daha ne kadar üyelerini yüzüstü bırakacaklardır?
-Sendikanın üyeleri, 5290 ESOGÜ emekçisini ilgilendiren ve yetkili sendika olmasını sağladıkları Türk Eğitim Sen 2 Nolu şube başkanının bu tutumu hakkında ne düşünmektedirler?
Eğitim Sen olarak, emekçinin alın terini ve hakkını her koşulda savunmaya devam edeceğiz. Emekçilerin sırtından makam, mevki hesabı yapanları da, koltuk kapma yarışına girenleri de, emekçilerin hakkını bu uğurda feda edenleri de unutmayacağımızı, unutturmayacağımızı hatırlatırız.”