14 moderatörün yer aldığı festivalde tartışmalar sadece sorunları dile getirmek üzere değil çözümler üretmek üzerine de oldu. Gençler, festivalin gerçekleştiği 3 gün boyunca, katılım bilinci ve demokratik yönetim ilkelerini yaşayarak benimsediler. Uluslararası Odunpazarı 3D Gençlik Festivali böylece kamu STK iş birliğini, yerelde demokrasinin gelişiminin çok önemli bir örneğini, ülke kamuoyuna sundu. 4. Uluslararası Odunpazarı 3D Gençlik Festivali’nin son gününde, gençliğin dayanışma, sanat ve sporla harmanlandığı bir şölene dönüştü. Gün boyu süren etkinlikler, katılımcılara renkli anlar yaşattı.
MAHMUT TANAL’DAN “ESKİŞEHİR’DE ÇEVRE YOLU NEDEN YOK?”
“Mahallede Gençlik Sorunları” oturumuna katılmak için festival alanına gelen CHP PM Üyesi ve Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, Eskişehir’in kronikleşen sorunu olan ve yıllardır yapılması beklenen çevre yolunu gündeme getirmek amacıyla bir dakika boyunca “Eskişehir’de çevre yolu neden yok?” dedi. Festival alanını gezen Mahmut Tanal’a Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz eşlik etti.
MAHALLEDE GENÇLİK SORUNLARI KONUŞULDU
Odunpazarı Kent Konseyi tarafından A Çadırı’nda düzenlenen “Mahallede Gençlik Sorunları” oturumu, festivalin en yoğun ilgi gören etkinliklerinden biri oldu. CHP PM Üyesi ve Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı ve Gazeteci Özlem Gürses, gençlerle bir araya gelerek, yaşanan sorunlara ve çözüm yollarına dair samimi ve yapıcı bir söyleşi gerçekleştirdi. Moderatörlüğünü Odunpazarı Kent Konseyi Başkanı İsmail Kumru’nun yaptığı oturumuna, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, Kültür Eski Bakanı Ercan Karataş, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile çok sayıda Eskişehirli ve festival katılımcısı genç katıldı. Günün en dikkat çeken isimlerinden biri olan Mahmut Tanal, yalnızca sözleriyle değil, renkli kişiliğiyle de gençlerin ilgi odağı oldu. Özellikle katılımcıların sık sık Tanal’ın meşhur sözü olan "ODTÜ’de tomanın ne işi var?" ifadesine gönderme yapması ve Tanal’ın polis barikatlarını birbirine bağlamak için kullandığı plastik kelepçeleri bağ budama makası ile nasıl kestiğini anlatması oturuma esprili ve sıcak bir hava kattı. Tanal'ın gençlerle kurduğu doğrudan ve içten ilişki, oturumu unutulmaz kıldı.
“SİYASAL İKTİDAR TARAFINDAN ANAYASAYI İHLAL SUÇU İŞLENİYOR”
Gençlerin yaşadıkları sorunların bireysel sorunlar olmadığını belirten Tanal, bu sorunların hepsinin toplumsal olduğuna dikkat çekti. “Aslında gençlerin sorunu bu toplumun vicdanının testidir. Bu toplumda bir vicdan varsa bu gençlerin sorunlarının hepsinin çözülmesi lazım. Onun için bu toplumun, yani gençlerin sorunu toplumun vicdan testidir derken bunun partisi filan yok” dedi. Anayasanın 5. maddesi uyarınca devletin asli görevinin vatandaşın önündeki sosyal, siyasal tüm engelleri kaldırmak olduğunun altını çizen Tanal, “Eğer bir iktidar, bir devlet vatandaşın önündeki o sosyal, siyasal, engelleri kaldırmıyorsa ve gittikçe önüne barikat koyuyorsa, engel koyuyorsa o devlet, devlet değildir. Devlet olabilir ama hukuk devleti değildir. Demokratik bir hukuk devleti olamaz. Demokratik olan bir hukuk devleti asli olmazsa olmazı vatandaşın önüne engel koyan değil önündeki engelleri kaldıran, ona mutlu, huzurlu, güvenlikli bir yaşam sunan bir devlet demektir. Anayasamızın arzuladığı ve sizlerin referandum oylaması ile kabul ettiğiniz anayasa bunu emrediyor. Ama bu Türkiye’de oluyor mu? Siyasal iktidar tarafından anayasayı ihlal suçu işleniyor. İşte bahsettiğim şekilde gençlerin önündeki engelleri kaldırması gerekirken engelleri kaldırmıyor” diye konuştu.
“BEN 1972-1973 YILINDAKİ DEVLETİMİ ARIYORUM”
“Ben 1972-1973 yılındaki devletimi arıyorum. Benim 1972-1973 yılındaki devletim şunu yapardı: Üç öğün sıcak yemeğini öğrencisine veriyordu. Benim ilkokulum, ortaokulum, lisem yatılı. Benim devletim benim yazlık, kışlık ayakkabımı veriyordu. Benim devletim benim eşofmanımı, benim spor malzemelerimi veriyordu, iç çamaşırımı veriyordu. Benim devletimin sabah etüdü, akşam etüdü oluyordu. Ben o devletimi arıyorum” diyen Tanal, konuşmasına şu cümlelerle devam etti: “Benim o devletim bize harçlık veriyordu. Okul aile birliklerinden para toplanmıyordu. O devlet nereden nereye gitti. Ama burada neye borçluyum? Ben bir çobanın oğluyum. Kimdir nedir Atatürk cumhuriyeti? Atatürk cumhuriyeti Mahmut Tanal’ın cumhuriyetidir. Kimsesizlerin kimsesi Atatürk cumhuriyetidir. Atatürk cumhuriyeti çocuk hakladır, kadın haklarıdır, eşitliktir, adalettir, özgürlüktür.”
“BİR ÜLKE KURAR GİBİ BİR KENT KURMUŞSUNUZ”
“Mahallede Gençlik Sorunları” oturumunun bir diğer dikkat çeken ismi Gazeteci Özlem Gürses oldu. “Hayalini kurduğumuz cumhuriyetin, hayalini kurduğunuz, eşitliğin, demokrasinin, kardeşliğin, çağdaşlığın, ilericiliğin 2025 yılında başka bir noktada olmasını beklerdik elbette. Bunu kafaya çok takıyorum. O yüzden gençlere yakın durmaya çalışıyorum, onları anlamaya çalışıyorum” diyen Gürses, 20’li yaşlarında muhabir olarak çalıştığı dönemde birikim yaparak ve ailesinden borç alarak kendisine ev ve araba alabildiğini söyledi. Gürses, ancak şimdi gençlerin değil ev ve araba almak, penceresini alamayacak hale geldiğine dikkat çekti. “Bizler gençliğimizde hep kendimizi muasır medeniyet vizyonunun parçası gibi hissettik. Bugün geldiğimiz noktada muazzam bir kimlik karmaşası içinde gençler. Buna da çok üzülüyorum. Ve kendilerini hikâyeye bağlı hissetmiyorlar, kendi hikâyelerini de gerçekleştiremiyorlar. Aradaki bağ koptu ve bu boşluk duygusu ne yazık ki mutsuz birçok genç yarattı. Ama siz Eskişehir’de ne yaptınız? Ben Eskişehir aşığıyım. Ve sık sık gelmeye çalışıyorum. Siz burada bir ülke kurar gibi bir kent kurmuşsunuz. Bir ülke kurar gibi bir kültür yaratmışsınız. Ve bütün sokaklarında, insanların yüzünde, gülümsemesinde… Sıkıntılar yok mu, var. Ekonomideki buhran nedeniyle sıkıntılar var. Hepimiz aynı ekonomik dertlerin içinde boğuluyoruz. Ama onun dışında bir kente yaşamanın getirdiği özgürlük, çok kültürlülük, dünyaya açık bir zihin, birbirini tanımaya yönelik bir hoşgörü, bir kentin bütün sokaklarını birlikte yaşamak ve paylaşmak, bir kentin bir sanatını da birlikte paylaşmak, parkını da birlikte paylaşmak. Burada acayip bir şey var. Bu şahane şeyi keşke 23 sene içinde Türkiye’ye yaygınlaştırabilseydik” diyen Gürses, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “23 sene içinde Eskişehir’in başladığı noktayla geldiği nokta gerçek bir özgürlük adası, gerçek bir kültür adası, gerçek bir medeniyet adası. Burada başka bir dünya yaratılmış. Türkiye’ye bakıyoruz. 23 senede Türkiye’nin geldiği yer Eskişehir’in tam tersi bir yön. Bu salonda eşi, dostu, yakını, akrabası, torunu, çocuğu, komşusunun evladı yurt dışına gitmiş olan insanlar el kaldırabilirler mi? Türkiye bir kalanların ülkesine dönüşüyor. Ve ilk defa kuramsal olarak bu göçün adı var. Türkiye daha önce kitlesel göç yaşadı. 80 göçü. Darbe göçü. Ondan önce de emekçi göçü var Almanya’ya göç. Birinin adı darbe göçü, öbürünün adı emekçi göçü. Bu göçün adı kuramsal olarak literatüre girdi Erdoğanist göç. Bu benim inanılmaz canımı sıkıyor.”
“KADINLAR KONSER ETKİNLİKLERİNİ TALEP EDİYOR”
Oturumun bir diğer konuşmacısı Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı da Bilecik’te gençler için yaptığı çalışmaları anlattı. Bilecik’te gerçekleştirdikleri çalışmalarda Eskişehir’i örnek aldıklarını belirten Subaşı, Bilecik’te konser etkinlikleri düzenledikleri için AK Partililerden tepki aldıklarını söyledi. Pazarda gezerken bir kadının yanına geldiğini ve konser
etkinliklerine devam etmesini istediğini dile getiren Subaşı, Belediye konserleri sayesinde çocuklarının Bilecik’te vakit geçirdiklerini ve kötü alışkanlıklardan uzak durduklarını anlattığını ifade etti. Subaşı, kadınların kendisine “Bilecik’in anne gibi bir başkana ihtiyacı vardır” dediklerini anlattı.
GENÇ SANATÇILARDAN FESTİVAL ANISINA ‘DAYANIŞMA ESERİ’
“Mahallede Gençlik Sorunları” oturumunun ardından Başkan Kurt, Tanal, Gürses, Subaşı, Karataş, Ataç, Yalaz ve diğer katılımcılar, 4. Uluslararası Odunpazarı 3D Gençlik Festivali anısına seramik sanatçıları tarafından yapılan “Dayanışma Eseri’nin” açılışını gerçekleştirdi. “Dayanışma Eseri” seramik sanatçısı ve akademisyen Özge Tan’ın koordinatörlüğünde Eskişehir'deki genç seramik sanatçıları Su Gülen Erekul, Taha Düzler, Damla Yılmaz, Özge Atalay, Burcu Vanlıoğlu, Berra Yıldırım, Lalin Koşan, Kaan Uygungöz, Demir Kaan Önen, Yusuf Eren Kaçak, Nurgül Arkan, Sude Çepnioğlu, Abdulkadir Koçyiğit ve Ege Engin tarafından tasarlanarak, yapıldı. Her bir genç sanatçı, ‘dinleme, diyalog, dayanışma’ kavramlarından yola çıkarak kendilerine ait bir tasarım yaptı. Eserde, her biri birbirinden farklı parçalar, hem kendileri olmaya devam etmekte hem de bir araya gelerek, birlikte yükselerek bütünü oluşturuyor. Odunpazarı Belediyesi Şehrin Ateşi Seramik Galerisi ev sahipliğinde üretilen eser, Tepebaşı Belediyesi fırınlarında yapıldı. Festivalin gerçekleştiği Kanlıkavak Parkı’nda kalıcı olarak sergilenmeye başladı.
SANAT, SPOR VE GENÇLİK TEMASIYLA PANEL VE KÜRSÜ ETKİNLİKLERİ
“Mahallede Gençlik Sorunları” oturumunun ardından gerçekleşen “Sanat ve Gençlik” başlıklı panelde; Bidon Kolektif kurucusu Oğuzhan Acar, OdaArt Galerisi kurucusu Özlem Kanat Örneksoy, Kültür Eski Bakanı Ercan Karakaş ve baskı sanatları mezunu Kübra Öztürk gençlerle sanatın dönüştürücü gücünü paylaştı. Oturumu Başkan Kurt da takip ederek, notlar aldı. Aynı saatlerde B Çadırı’nda ise “Spor ve Gençlik” oturumu gerçekleşti.
Etkinlikler kapsamında ayrıca Avrupa Birliği Derneği iş birliğiyle, Fuat Keyman moderatörlüğünde “Gençlik Dayanışması ve Örgütlenme” başlıklı bir oturum da düzenlendi.
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un katılımı ile oluşturulan Serbest Kürsü ile de gençler kendi sorunlarını tartıştı, Başkan Kurt’a sorular sorarak, taleplerini iletti.
BAŞKAN KURT: “5’İNCİ FESTİVALDEN SONRA BURAYA BAKANLAR YA DA MECLİS BAŞKANLARI GELECEK”
Gençler ilgisi festivalin kapanış töreninde de devam etti. Törende Odunpazarı Belediye
Başkanı Kazım Kurt, Eskişehir Avrupa Birliği Derneği Başkanı Erhan Akdemir birer konuşma yaptı. Konuşmasına festivale katılan ve festivalde görev alan tüm gençlere teşekkür ederek başlayan Başkan Kurt, “Eskişehir’de katılımcı demokrasi adına bir güzellik gerçekleştirdik, bunda herkesin payı var. Sivil bir mantıkla hareket ettik ki bir dayatma olmasın istedik. Belediyenin istediği gibi bir festival olsun diye bir derdimiz yok. Eskişehirliler, gençler ne istiyor? İdare neyi yapabiliyorsa onu yapmaya çalıştık. Ben katılımcı demokrasiyi şöyle anlıyorum, herkes her sorunla ilgilenmelidir. Burada tartışmalar, gün geçtikçe, yıl geçtikçe daha nitelikli hale gelmeye başladı. Bu işe başladığımızda Erhan hoca ile 10. festivalde zirve yapacağımızı var saydık. Ama 5’inci festivalden sonra buraya büyük ihtimalle ya bakanlar ya da meclis başkanları gelecek. Eskişehirlinin taleplerini, isteklerini mutlaka dikkate alacaklar” dedi.
“KAZIM BAŞKANIMIZ DEMOKRATİK OLGUNLUĞU İLE TOPLUMUN DEMOKRATİKLEŞMESİNE ÖNCÜLÜK EDİYOR”
Festivalin organizasyonunda yer alan Eskişehir Avrupa Birliği Derneği gönüllüleri ve Odunpazarı Belediyesi çalışanlarına teşekkür eden Erhan Akdemir, amaçlarının demokrasiyi yaşatabilmek olduğunun altını çizdi. Demokrasinin canlı bir organizma olduğunu söyleyen Akdemir, “Bu canlı organizmanın suya, besine, güneşe ve atmosfere ihtiyacı var. Bir toplumda bu atmosferi, güneşi ve suyu sağlayan siyasal katılımdır. Bu sadece bir siyasal parti üyeliği değildir, gönüllülük faaliyeti, gönüllülük ve sivil toplum kuruluşu üyeliği de bir siyasal katılımdır. Burada stantları gezmek, etkinliklerde fikrini söylemek de katılım ve gönüllük faaliyeti. Demokrasi ancak, dayanışma göstererek, siyasal katılım göstererek yeşerebilir, kökleşir ve büyür. Bunun için de sadece yönetilen olarak bizim talep etmemiz yeterli değil, yönetenin de aynı demokratik olgunluğa erişmiş olması gerekiyor ki bu yönetişim platformuna olanak sağlanabilsin. Dolayısıyla Kazım Başkanımız da demokratik olgunluğu ile toplumun da demokratikleşmesine öncülük ediyor. Kendisine bir kez daha çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
GECENİN RİTMİNİ GENÇLİK KONSERLERİ BELİRLEDİ
Festivalin kapanış konuşmaları ve katılım belgelerinin dağıtımı ardından ise konserler başladı. Sırasıyla Sofas, Mr. Bird ve Soup Opera grupları sahne alarak gençlere unutulmaz bir gece
yaşattı. Festival, gece yarısı DJ performansıyla sona erdi.
Gençlerin fikirlerini özgürce ifade ettiği, sanatı, sporu ve dayanışmayı merkezine alan festival, 2025’in ruhunu umut ve birliktelik ile taşıdı. 3D Gençlik Festivali, bir kez daha gençliğin sesi olduğunu gösterdi.