Geçen gün haberlerde duydum, “Kişi başına düşen milli gelir 17.000 dolar olmuş” diyorlar. Vay be dedim, demek ki bizim mahalleye dolar yağıyor da biz şemsiye açık gezdiğimizden fark etmedik.
Ben emekli maaşını alınca markete gidiyorum, kasada fişe bakıyorum… “Herhalde bu 17.000 doların vergisini de benden alıyorlar” diyorum. Bir litre yağ olmuş servet, domatesin yanına yanaşmak için kredi çekmek lazım. 17.000 dolar varsa ben galiba yanlış mahallede yaşıyorum, çünkü bizimkinde hâlâ veresiye defteri kapanmadı.
Kâğıt Üstünde Hepimiz Zenginmişiz
Ekranlara çıkan bazıları ballandıra ballandıra anlatıyor:
“Vatandaş aslında zengin ama farkında değil.”
He ya… Biz de sabah kahvaltıda karar veriyoruz zaten: “Bugün 17.000 dolarımızı ne yapsak, kahveye mi yatırsak, yoksa dolabı doldursak mı?”
Sonra bakıyoruz dolaba… boş.
Cüzdan… daha boş.
E, bu 17.000 dolar nerede?
Hesap Basit
Dört kişilik bir aile düşün. 17.000 çarpı 4, eder 68.000 dolar. Bugünkü kurla neredeyse 2 milyon lira.
Peki bu para kimde?
Emeklilerde mi? Yok.
Asgari ücretlilerde mi? Onlar ayın 15’inden sonra ekmek arası hayalle yaşıyor.
Memurlarda mı? Onlar kredi kartının asgari borcuyla boğuşuyor.
Demek ki bu para bizde değil. Uzaya çıkmış, oralarda bir yerlerde dolaşıyor herhalde.
İktidarın Sihirli Rakamları
İktidar çıkıyor, “Ekonomi uçuyor, gelir arttı” diyor.
Uçuyor ama bizim mutfak dibi tutmuş, tencere kaynamıyor.
Sihirli rakamlarla halkın karnı doymuyor.
“17.000 dolar” deyince cebimize para düşmüyor ki, tam tersi elektrik faturası düşüyor.
Mahalle Kahvesinde Muhabbet
Geçen gün kahvede bir arkadaş dedi ki:
“Ulan madem hepimiz 17.000 dolar kazanıyoruz, ben nereye harcadım bu kadar parayı? Karı da benden gizli zengin olmuş olmasın?”
Bir diğeri de dedi ki:
“Benim 17.000 doları veresiye defterine yatırmışlar herhalde, hâlâ kasap selam vermiyor.”
Kahvedeki herkesin yüzünde aynı ifade: Hem gülüyorlar, hem içten içe sinirleniyorlar.
Son Söz
Kâğıt üstünde zengin, mutfakta fakir.
Televizyonda uçuyoruz, pazarda yere çakılıyoruz.
17.000 dolar varmış da bizim cebimizde yokmuş.
Yani anlayacağınız, bu parayı birileri yiyor ama biz tabağı bile göremiyoruz.