AK Partinin Eskişehire yaptığı yatırımlar hakkında bilgi verir misiniz? Sizce Eskişehire yaptığınız en önemli yatırım hangisidir?

AK Parti iktidarları 2002-2019 yılları arasında Eskişehir’imize 23 milyar TL’den fazla yatırım yapmıştır ve bu yatırımlar 2020 yılında da devam etmektedir. Hemşerilerimizin hizmetine sunulan önde gelen yatırım alanları olarak belirtmek gerekirse, ulaştırmaya 6,5 milyar, tarıma 3,2 milyar, enerjiye 2,3 milyar, sosyal konuta 1 milyar, gençlik ve spora 1.6 milyar, eğitime 652 milyon, sanayi ve teknolojiye 526 milyon, sağlık 254 milyon TL yatırım yapılmış, İller Bankası’ndan 3.4 milyar TL destek verilmiştir. 35 bin koltuk kapasiteli Stadyum 2016 yılında açıldı. 2013 Eskişehir Kültür Başkenti Ajansı Kalıcı eserler kapsamında 70 bin metrekarelik Dede Korkut Parkı açıldı. Eskişehir’i ‘Yüksek Hızlı Tren’e kavuşturduk, halkımızın ulaşım kalitesini yükselttik. Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Tren hattı ülkemizin en büyük illerini bağlarken Eskişehirimiz köprü oldu. Ankara- Eskişehir arası seferler 13 Mart 2009 tarihinden itibaren hizmete başlamıştır. Bu sefer ile Türkiye Avrupa da 6. Dünyada 8. Hızlı tren kullanan ülke olarak tarihe geçmiştir. Hizmete açılan YHT hattının yatırım bedeli 5.6 milyar TL’dir. Eskişehir- İstanbul hattı ise 27 Temmuz 2014 tarihinde açılarak hat tamamlanmıştır. 2020 yılı yatırımları içinde İl Halk Kütüphanesi ve Millet Bahçesi çalışmaları devam etmektedir.

Sağlık yatırımları bakımından bakıldığında bugün hükümetimizin yapmış olduğu en büyük yatırım Eskişehir Şehir Hastanesidir. Hemşerilerimiz ve bölge halkımız için en üst düzey sağlık hizmeti veren Şehir Hastanemiz, Türkiyedeki Şehir Hastaneleri içinde de en başarılı olanıdır. 1 milyar 678 milyon liraya mal olan 1081 yataklı hastane 30 Ekim 2018 tarihinden itibaren hasta kabulüne başlamıştır.  825 yataklı Yunusemre Devlet Hastanesi 2018 yılının sonunda yeni binasına taşınmış ve Pandemi döneminde Şehir Hastanesi ile önemli bir rol oynamıştır. Bu yatırım ve hizmetlerde başta Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın onayı ile Kemal Unakıtan ve Nabi Avcı Bakanlarımızın emeği vardır. Her zaman hemşerilerin sorunlarına çözüm aramaya, Ankara ile şehir arasında köprü olmaya çalıştım. Anlık gelişen olaylar, ihtiyaçlar konusunda ve doğal afetler de her zaman ulaşılabilir ve doğru bilgileri ilgili mercilere iletmeye çalıştım. Ancak  benim bugünlerde gündemimde olan iki önemli yatırım, Mihallıççık’a doğalgaz ve dış ilçelerimizdeki TOKİ sosyal konut projeleridir. Cumhurbaşkanımızın başlatmış olduğu 100 bin TOKİ Sosyal Konut projesi kapsamında 16 Aralık 2019 tarihinde ilk olarak Beylikova 500, Odunpazarı 2500 olarak açıklandı. Ardından benimle iletişime geçen ilçe Belediye Başkanlarımız oldu. Diğer ilçelerimizin ihtiyacına göre TOKİ başkanımızla 27Aralık 2019 da görüşerek isteyen ve uygun arazi şartları olan ilçelerimize bölüştürme kararı aldık, 200 ek kontenjan kazandırdık şehrimize. Sivrihisar, Çifteler, İnönü, Sarıcakaya, Günyüzü de ön talep toplama sürecine dahil oldu. Burada asıl yapmayı hedeflediğimiz devletin kaynaklarını en faydalı bir şekilde kullanmaktır, ben de bir milletvekili olarak yerel ihtiyaçlarla hükümet hizmetlerinin doğru yapılanmasını sağlıyorum. Sosyal konut projesi dezavantajlı bir gruba yönelik yapılmış önemli bir projedir. Projeden yararlanma sayısını ilçelere bölüştürerek daha fazla hemşerimizin hayatına dokunmuş olduk. TOKİ kura tarihlerimiz Çifteler 3 Temmuz 2020, Beylikova 7 Temmuz 2020, Sivrihisar 8 Temmuz 2020 ve Odunpazarı 29 Temmuz 2020 şeklindedir. Diğer ilçelerimizin durumunu da takip ediyorum. Hemşerilerimize hayırlı, uğurlu olsun.

2017 yılından itibaren Mihalıcçık’a doğalgaz gelmesi için büyük bir bürokratik çaba gösterdim. Rahmetli Babam Dr. Yusuf Cemal Özkan’ın emaneti olarak gördüğüm ve çocukluğumun çok büyük bir bölümünde yer alan Mihalıcçık için her zaman çalışmalarım devam etti. Bu projeyi 2019 yılında yeniden talep ettim, Enerji Bakanlığı ve EPDK ile görüşmelerim her daim devam etti. Ve sonuç olarak müjdeyi ve talimatı hepinizin bildiği üzere 7 Eylül 2019 yılında Odunpazarı Buluşmasında Sayın Cumhurbaşkanımız verdi. 21 Ekim 2019 itibariyle ilçede alt yapı yatırımlarına başlanıldı ve 2020 yılında da CNG ile gaz verilecek 2021 yılında da çelik boru inşaatına başlanacaktır. Temmuz ayının ikinci haftasından itibaren ise abonelikler alınmaya başlanacaktır. Ne yazıkki “yolun bittiği yer, en uzak ilçemiz” diye hizmet gelmez diye nitelendirilen bir ilçemize hizmet götürmek bizler için en kıymetli ve değerli görevdir. Malıçlı hemşerilerimize hayırlı olsun.

Eskişehirin en büyük sorunu ne?

Eskişehirde çok büyük bir potansiyel var ancak bir türlü gerçekleşemiyor. İlgili paydaşlar ortak bir hedef etrafında bir araya gelemiyor ve sinerji yaratamıyor. Buna hepimiz dahiliz. Paydaşlar derken özel sektör, üniversite, yerel yönetim, merkezi yönetim, siyasetçiler ve sivil toplum kuruluşlarını kastediyorum. Herkesin, çok uzun sure önce arkalarında bırakmış olması gerektiği egosantrik dönem davranışları sergilemekten kaçınması gerekiyor. Bu sorunu aşarsak Eskişehir için büyük sıçrama gerçekleştirebileceğimize inanıyorum. Eskişehir halkı da bizlerden bunu bekliyor.

Eskişehire bürokrat atamalarında sizlerin görüşleri alınıyor mu? Nabi Avcı ve Harun Karacan ile bu konuda ortak tavır alabiliyor musunuz?

Ortak tavır diye bir şey söz konusu değil. Zaten bürokrat ataması vekillerin değil ilgili bakanların işi ve sorumluluğu. Ancak İl’in ihtiyaçları konusunda ilgili Bakanlarımız görüşlerimizi aldığı zaman tabiiki paylaşıyoruz. Burada isimlerden çok, ilin dinamiğini yönetebilecek, liyakat sahibi, şehre vizyon getirebilecek, vatandaşların ihtiyaçlarına anında çözüm üretebilecek donanıma sahip yetkin kişilerin atanması önemli.

Eskişehirin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Eskişehir’in sosyal, entellektüel, ekonomik ve lojistik açıdan çok özel bir konumu var. Ancak bir türlü hak ettiği yere geldiğini düşünmüyorum. Covid-19 Sonrası Türkiye’nin konumu üzerine hem şahsen hem de parti olarak çalışmalar yapıyoruz. Aynı şekilde Eskişehir için de bu çalışmaların yapılması lazım. Yeni normal diye bahsediliyor ama kimse yeni normalin ne olduğunu bilmiyor. Doğrusu kendi avantajlarımızı ön plana çıkaran stratejiler ile şehrimiz ve ülkemizle ilgili konumu kendimiz şekillendirebiliriz diye düşünüyorum. İlimizi ön plana çıkaracak, rekabet gücünü artıracak, refah düzeyini yükseltecek stratejik planlar yapılırsa, Eskişehir olması gereken yere çok hızlı ilerleyebilir. Tüm paydaşlara, yani hepimize görev düşüyor.

AK Parti Eskişehir merkezinde yerel seçimlerde neden bir türlü başarılı olamıyor?

Başarıyı nasıl tanımladığımız önemli. Ben başarıyı aldığım noktadan daha ileri götürebilmiş miyim diye tanımlarım. Eğer büyükşehir ve merkez ilçe belediyelerin AK Parti tarafından alınması ise bu bir hedeftir ve almak tabiiki başarıdır. Ancak oy artışı da bir başarıdır. Burada en önemli etken doğru ve şehrin kabul ettiği adayların olmasıdır. Bazen aday partinin önüne geçebilir, bazen de parti adayın önünde konumlanır ya da konjonktürel nedenler seçim sonuçlarını şekillendirebilir. Biz AK Parti olarak her seçim sonrası, başarılı olunmuş veya olunmamış, analizlerimizi ve özeleştirimizi yaparız, tartışırız, değerlendiririz. 2019 Yerel Seçimlerinden sonra da yaptık, görüşlerimizi ve analizlerimizi ilgili merciilere ilettik, genel merkezde toplantılara katıldım. Tabii en önemlisi bu bulgular üzerinden bir sonraki döneme stratejiler geliştirmektir.

Yatırımların gelmesi noktasında CHPli belediyelerle uyumlu çalışıyor musunuz?

Eskişehir Milletvekili olarak benim herkesle iletişimim var. Siyasi görüş farkı olmadan her belediye başkanı ile görüşüyorum, elimden gelen destek olursa vermeye çalışıyorum. Sonuçta milletvekili ve belediye başkanları olarak bizler aracıyız, yapılan her yatırım ve hizmet vatandaşa yapılıyor. Yeter ki karşılıklı iyi niyet ve iletişim olsun.

AK Parti Türkiyede girdiği her seçimi neden kazanıyor? Bunda Erdoğan’ın faktörü ne?

Sayın Recep Tayyip Erdoğan AK Parti’nin kurucusu ve parti ile özleşmiş bir lider. Ülkemizin ekonomik, sosyal ve siyasi kriz yaşadığı bir dönemde etkin ve vizyoner değişim yönetimi ile Türkiye’nin ve bölgenin kaderini değiştiren bir liderlik gösterdi. Geçmişte edinilen tüm klasik siyasi alışkanlıkları bir kenara bırakarak, geleceğe dönük yeniliklere açık bir vizyon geliştirdi. İlk gençlik yıllarından itibaren sosyal hayat ve siyasetle iç içe bir yaşam sürdürdüğü için de toplumsal ve siyasi olayları çok farklı bir okuyuşu ve yaklaşımı olduğuna inanıyorum. Bu özelliği liderler arasında fark yaratıyor. Hem halktan biri hem de ülkenin Cumhurbaşkanı. Girdiği her seçimi kazanmış kaç lider var? Demek ki milletimiz de yapılan hizmetlerin farkında ve teveccüh gösteriyorlar. Bu nedenle Sayın Erdoğan faktörünün AK Parti’nin başarısında çok önemli bir rolü olduğuna inanıyorum.

Emine Nur Günay’ın gözüyle Recep Tayyip Erdoğan’ı anlatır mısınız?

Sayın Erdoğan öncelikle vizyon sahibi, yenilikçi bir lider. Lider ancak taşınılan özellikler ile olunabilir, ben liderim demekle olmaz. Lider, topluma örnek olmalı, güven vermeli, gerektiğinde motive edebilmeli. Lider inançlı, kararlı, tutkulu ve insanlara duyarlı olmalı. Toplumun beklentilerini vizyonla birleştirip, gelişim odaklı atılımları yapabilmeli. Sayın Erdoğan’da tüm bu özellikleri görebiliyoruz. Kolay değil ulusal ve küresel krizlere damga vurmuş bir 18 yılda bu liderlik özellikleri ile ülkemizin çok farklı bir konumu oldu. Halka ne kadar yakın ve mütevazi ise gerektiğinde uluslararası platformlarda o kadar sert ve net olabiliyor. Yumuşak gücü de, sert gücü de bütünleşik kullanmayı bilen ve jeopolitik gelişmeleri şekillendirebilen bir lider. Çok hızlı ve etkin karar alırken gelen geri bildirimlerle o kadar da esnek yaklaşabiliyor olaylara.

Ahmet Davutoğlunun  Ekonomi Başdanışmanıydınız. Onunla görüşüyor musunuz?  Sizi kurduğu partiye davet etti mi?

Siyaset içinde büyüdüm, her zaman ulusal ve küresel siyasetle hem ilgim olduğu hem de kariyerim nedeni ile ilgilendim. Ancak aktif siyasete 2015 yılında Sayın Davutoğlu’nun ekonomi başdanışmanı olarak girdim. Başdanışman iken farklı sorumluluklarınız, milletvekili seçilince ayrı bir çalışma temponuz oluyor doğal olarak. Ekonomik politikalar ve gelişmeler ile ilgili çalışmalarıma devam ediyorum, ancak yanında sosyal politikalar ile de yoğun çalışıyorum. Akademik hayattayken de ‘kapsayıcı büyüme’ kalkınma modelleri çalışmış biri olarak bütüncül bir yaklaşım sergilemememi sağlıyor. Bu çalışmalarımı Genel Merkez ilgili birimleri ve bazen milletvekili arkadaşlarımla da paylaşıyorum. Sayın Davutoğlu Başbakanlıktan ayrıldıktan sonra bu notlardan istediği zaman paylaştım. Kendisi aynı zamanda saygı duyduğum bir akademisyen ancak şu anda farklı bir partinin Genel Başkanı. Ben AK Parti’den milletvekili seçildim, halk bana bu partiden aday olduğum için oy verdi, ben de hemşerilerime layık hizmet vermek için elimden geleni yapıyorum.

Siyaset dışında çok renkli hobileriniz var. Bunları anlatır mısınız?

Hobilerim hep oldu ama önce akademik kariyer, çocukların yetişmesi daha sonra siyasi hayat derken çok fazla zamanım kalmıyor.  İnşallah emekli olunca daha rahat zaman bulacağım. Üniversiteye devam ederken Kültür Bakanlığı’nın iki yıllık ‘Tezhip’ Türk Süsleme Sanatları programını bitirdim, sergilere katıldım. Evimde ve Meclis’teki Ofisimde o dönemde yaptığım tablolar vardır.  Çok sabır ve dikkat isteyen bir sanat. Ayrıca eşimin desteği ile sualtı dalışına başladım, yurtiçi ve yurtdışı dalışlar yaptık. Eşim çok ilerletti, umarım daha sonra yine birlikte dalışlar yapabiliriz. Denemelere açık bir yapım vardır, yamaç paraşütü denedim.

Eskişehirsporun şu anki durumu hakkında görüşünüz ne?

Bir Eskişehirli olarak gerçekten üzülüyorum. 1965 yılında kurulduktan sonra rahmetli babam beni ve kardeşimi hemen her maça götürürdü. Ben henüz ilkokula gitmiyordum. O yüzden ayrı bir yeri vardır Eskişehirspor’un bende. Spor Camiası içinde de çok özel bir yeri vardır özellikle taraftarlarımız bir efsane olmuştur. Siyasetçi olarak da 2018 yılına kadar elimden gelen her desteği verdim. Nabi Bey de çok destek verdi.  Bunların hiçbirinin detayı açıklanmaz ama o dönemki yöneticiler biliyor. Ancak gelinen noktada bir çözüm üretmek çok zor.  Kara delik kapanmadığı gibi git gide derinleşiyor. Ancak kulüpler yasasının değişmesi ve kulüplerin profesyonel bir yaklaşımla yönetilmesi her sürecin şeffaf olduğu bir yapıya kavuşması ancak çözüm olur. Bir çok Anadolu takımı aynı durumda.

En sevdiğiniz yemek hangisidir?  Hangi tür müzikten hoşlanırsınız? En son okuduğunuz kitap.

Sevdiğim yemek: Yeşil mercimek çorbası, çibörek, mantı

Sevdiğim müzik: Slow şarkılar, kanun ve ney dinletileri, akustik pop

En son okuduğum kitap:  Pandemi döneminde farklı alanlarda kitap okuma fırsatım oldu. Tim Marshall’ın ‘Prisoners of Geography’ jeopolitik bir bakış açısı veriyor; Diana Athill’in ‘Alive, Alive Oh!’ yaşama yaklaşım ile ilgili insanı besliyor; Mustafa Kutlu’nun Uzun Hikaye’ ve ‘Nur’ hayatınızı sorguluyorsunuz; Ayşe Kulin’in ‘Hayat’ ve ‘Hüzün’ 1941-1983 yılları arasında Türkiye’nin sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi dönemine tanıklık etmiş bir otobiyografi.

Eskişehirlilere son bir mesajınız var mı?

Eskişehirli hemşerilerim her şeyin en iyisini hak ediyor. Bu nedenle iktidar olarak elimizden gelen yatırımı ve hizmeti yapmayı çalışıyoruz. Merkezi ve yerel hizmetlerin her ikisinde de eksiklikler olabilir, eleştirilebilir, çok doğaldır. Ancak olumlu olanları görelim, teşekkür edelim, alkışlamayı bilelim. Olumsuz olanları tabiiki eleştirelim, öneriler geliştirelim.  Aslı astarı olmayan bilgilerle yıkıcı rekabet yerine yapıcı rekabeti gerçekleştirelim. Artık klasik siyasi yaklaşımları bırakalım. Kaç gün şehirde sorusu yerine şehre ne kadar hizmet etti, Ankara’da, Mecliste hangi görevleri yapıyor, ulusal ve uluslararası platformlarda bizleri nasıl temsil etti, ne üretti sorularını sormalarını rica ediyorum hemşerilerimden. 21. Yüzyıldayız ve bilgi iletişim teknolojileri çağındayız. Hemşerilerimden yapıcı siyaset yapan, şehrin ihtiyaçlarına yönelik hizmet eden kişileri ayırt etmesini bekliyorum. Eskişehirlilerin bu entellektüel kapasitede ve donanımda olduğuna canı gönülden inanıyorum, çünkü şahit oluyorum. Çalışmalarımı destekleyen, önerileri ve eleştirleri ile katkıda bulunan tüm hemşerilerime yürekten teşekkür ediyorum.

Size bazı isimler vereceğim. Onları birkaç kelimeyle tarif eder misiniz?

Recep Tayyip Erdoğan: İnançlı, kararlı, vizyon sahibi lider, karizmatik

Nabi Avcı: Hoca, bilge, sakin, sevecen, insancıl, mütevazi

Harun Karacan: Milletvekili

Yılmaz Büyükerşen: Saygın, akademisyen, sanatsever

Utku Çakırözer: İletişimci, çalışkan

Jale Nur Süllü: Aktif, hanımefendi, hemşerim

Arslan Kabukçuoğlu: Sakin, kariyer sahibi

Metin Nurullah Sazak: Sağduyulu, heyecanlı

Ahmet Ataç: Bilgili, hedef odaklı

Kazım Kurt: Mesafeli, kararlı

Editör: TE Bilişim