Asgari ücretin yine bir orta oyunuyla, yine antidemokratik bir süreç sonucunda belirlendiğini ifade eden Rahmi Emeç şunları söyledi." İşçi iradesi yok sayılmış, patronların ve onların temsilcisi olan hükümetin dediği olmuştur. Hükümetin açıkladığı ücret asgari geçim ücreti değil "asgari açlık ücreti"dir. Ekonomik kriz ve pandemi şartlarında darboğazda olan, borçlanan emekçiye 2 bin 825 lirayı reva görmek ancak sermaye çevrelerinin, bir avuç zengin sınıfın vicdanında yer bulabilir! Asgari ücretliden 10 kalemde bin liraya yakın vergi alan hükümet, sermaye şirketlerinden tahsil edilmesi gereken 230 milyar liralık vergi borcunu bir kalemde silmiştir! Cengiz, Limak, Kalyon, Kolin ve Makyol firmalarına son 10 yılda 128 kez vergi ve harç indirim yapılırken; işçilerin "asgari ücret vergiden muaf tutulsun" talebi görmezden gelinmiştir. Eskişehir’deki sanayii işletmelerinden işçilerin asgari ücrete gelen zam nedeniyle işten atıldığı haberleri gelmektedir. İşçilere “asgari ücrete zam geldi, bu yüzden size zam yapamayız, işten atıyoruz” demek en hafif deyimiyle yüzsüzlüktür, kölelik sisteminin bir göstergesidir. Bu süreçte sendikaların tavrı da sorgulanmalıdır. Türk-İş ve Hak-İş son ana kadar masaya teklif getirmemiş, hükümete adeta manevra alanı açmışlardır. DİSK işyeri ve sokak eylemleri yaparken diğer konfederasyonlar sessiz kalmış, yumruğu masaya vurmamışlardır. Tüm bu olumsuzluklara, hükümetin sınıfsal tercihi açıkça ortaya koyan rakamlara rağmen işçi sınıfı çaresiz değildir. Ne açlık ücreti açıklandı diye ne de halkı dışlayan 2021 bütçesi onaylandı diye her şey bitmiş değildir. Eskişehir EMEP İl Örgütü olarak işçi ve emekçilere çağrımız, insanca yaşayacak ücret ve sosyal haklar için bugünden kolları sıvamak ve sermayeye karşı birlik, mücadele ve dayanışmayı büyütmektir."

Editör: TE Bilişim