Belediye Başkanlığınız döneminde Tepebaşı Belediyesi Türkiye’de ilkleri gerçekleştirdi ve Türkiye’ye model oldu. Bu çalışmalar ve projeler hakkında bilgi verir misiniz?

Tepebaşı’nın adını, görev yaptığım süre zarfında hep örnek, güzel ve ilk niteliği taşıyan çalışma ve projeler ile Türkiye’ye ve dünyaya duyurmayı başardık. Vatandaşlarımız da hatırlayacaklardır; altyapısı sorunlu, çamur ve toz sorunu olan bir Tepebaşı’ndan, Avrupalı konukların dahi kentimize gıpta ile baktıkları bugünlere ulaştık. ‘Tepebaşı’ ismi şimdilerde hayata geçirdiği örnek projeleri, dünyayı takip eden vizyonu, tarım üreticilerinden ev hanımlarına, gençlerden engelli bireylere, çocuklardan emekli vatandaşlarına kadar herkesi kapsayan eşitlikçi projeleri ile anılıyor. Tepebaşı artık isminin her zaman ilkler ile anılmasına alıştı diyebilirim. Bunun son örneği ise gerçekten büyük bir gurur kaynağı oldu. Birleşmiş Milletler örgütünün destekleri ile Etiyopya’da düzenlenen 14. İnsan Yerleşimleri Küresel Forumu’nda "Akıllı Kent Gelişimi" kategorisinde "Küresel Model" ödülü alan Türkiye'nin ilk belediye başkanı olmak, şahsımdan öte tüm Eskişehir halkı için onur verici. ‘Dijital Çağda Kentlerin ve İnsan Yerleşimlerinin Sürdürülebilir Gelişimi’ teması ile düzenlenen forumda, Sürdürülebilir Kentler ve İnsan Yerleşimleri konusunda, REMOURBAN - Akıllı Kentsel Dönüşümün Hızlandırılması Projesi’nin tanıtımı için organizasyona davet edildim. Tepebaşı Belediyesi olarak uluslararası alanda pek çok önemli referanslarımız zaten var. İnsan odaklı, sosyal, temiz enerji ve çevre politikalarımız çerçevesinde hayata geçirdiğimiz projeler ve REMOURBAN-Akıllı Kentsel Dönüşümün Hızlandırılması Projesi ile dünyaya örnek olarak ülkemizi temsil etme gururu ve onurunu yaşıyoruz. Birleşmiş Milletler örgütünün destekleriyle Etiyopya’nın ve Afrika Birliği’nin başkenti AddisAbaba’da gerçekleştirilen ‘Akıllı Kent Gelişimi’ alanında “Küresel Model” ödülüne layık görüldük. Tepebaşı artık bir Küresel Model. Bu ödülü almaktan ve ülkemizi burada ilk kez temsil etmekten dolayı çok mutlu oldum. Bu başarının sırrına gelirsek; yaptığımız her işin odağında insanımız yer alıyor. Yaptığımız her projede, kırsaldan kent merkezine kadar tüm vatandaşlarımızın kaliteli ve eşitçe hizmet alma hakkını birinci planda tutuyoruz. Bu anlayış ile birlikte dünyayı yakalayan projeler üretiyoruz. Tepebaşı Kent Enstitüsü, Şirintepe Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği, İki Elin Sesi Var Çocuk Senfoni Orkestrası gibi projelerimiz bu anlayış ile ortaya koyduğumuz diğer başarılı işlerimizden sadece bazıları. Böylelikle başarı ve ödüller de kendiliğinden gelmiş oluyor.

Yapmayı çok isteyip, bazı engellemeler nedeniyle gerçekleştiremediğiniz proje veya projeler oldu mu?

Günümüzde her şeyin önündeki en büyük engel koronavirüs. Hayatta da her zaman karşımıza engeller çıkabiliyor. Ancak ben yapım itibari ile engeller karşısında hedeflerimden asla vazgeçmem. Çözüm odaklıysanız, kendinize güveniyorsanız, yaptığınız işe inanıyorsanız ve samimiyseniz, diyalog ile aşılamayacak hiçbir engel yoktur. Tepebaşı’nda her güçlüğü ve engeli aşmamızın altında, işte bu sırlar yatıyor. Öte yandan ülkemizde devam eden etkili bir ekonomik kriz var. Bu kriz, salgın ile birlikte kendisini iyiden iyiye hissettiriyor.

Sağ görüşlü seçmenlerin yoğunlukta olduğu Tepebaşı bölgesinde 16 yıldır belediye başkanlığı yapıyorsunuz? Sizin sayenizde bölgede CHP oylarında da büyük artış oldu. Bunun sırrı nedir?

Tepebaşı sakinleri, insana verilen değeri çok iyi fark edebilen ve bunu takdir eden bir özelliğe sahiptir. Burada insanlarımız ile uzun yıllara dayanan bir içtenliğimiz var. Bu samimiyet ile ortaya koyduğumuz başarılı çalışmalar, uluslararası düzeyde ses getiren projelerimiz var.  Hemşerilerimiz de ortaya çıkan bu kaliteli hizmetin eşitçe dağılmasından ve toplumun her kesime ulaşmasından dolayı çok memnun. Siyasi görüş fark etmeksizin, herkes başarıyı görüyor ve devamı için bizleri destekliyor. Bizleri, hizmetlerimizi tanıdıkça destekleri daha da artıyor. Eskişehirliler, yerel yönetim seçimlerinde partilerin değil, şahısların önemli olduğunu iyi biliyor.

Sizce Eskişehir’in en büyük sorunu ne?

Kentimizin en büyük sorunu, yerel yönetimler açısından çok şanslı olmasına karşın, merkezi hükümet yatırımlarında mağdur edilmesidir. Son 20 yıla bakıldığında Eskişehir’e kazandırılan merkezi hükümet yatırımları, eksik olması ile birlikte yanlışlıklar ile doludur. Örneğin stadyum… Yeri yanlış belirlendi, UEFA standartlarında çok modern bir stadyum dendi, yağan ilk karda çöktü. Öte yandan eski stadımız ise Millet Bahçesi’nin inşaatı için yıkıldı. Şehir Hastanesi; Eskişehir ile birlikte ülkemizin birçok yerinde açılan Şehir Hastaneleri’nde de önemli sorunlar var. Hastaneler adeta AVM gibi. Bir hekim olarak bu konudan endişe duyuyorum. Şehrin dışında, vatandaşı ulaşım anlamında hem maddi hem manevi olarak yoran bir hastanemiz var. YHT’ye gelecek olursak; fahiş zamlar, Eskişehir’e uygulanan kontenjan ambargoları… Bir de Çevre Yolu konusu var elbette. Eskişehir, Çevre Yolu olmayan tek büyükşehir. Bir başka örnek; yüzlerce vatandaşımızın yaşamını yitirdiği Seyitgazi-Kırka-Afyon karayolu, Alpu, Sarıcakaya karayolları… Bu noktada vatandaşlarımız,“Artık ölmek istemiyoruz” diyerek feryat ediyorlar. Ama ne yazık ki Cumhurbaşkanlığı 2020 Yatırım Programı’nda bu yola yer verilmedi. Öte yandan kent olarak layık görüldüğümüz bunca eksik ve yanlışın üzerine, bir de kömürlü termik santral belası ile muhatap ediliyoruz. Tüm bu örnekler ayrı birer sorun… Tamamına bakıldığında ise kentimizin en büyük sorunu olarak, merkezi hükümetin kötü yönetimi kendisini gösteriyor. İktidar, her konuda olduğu gibi Eskişehir için de ayrıştırıcı kararlar alıyor.

Eskişehir halkını nasıl tarif ediyorsunuz?

Sizin de takdir edeceğiniz üzere Eskişehirliler, hemen her konuda gösterdikleri duyarlılık, hoşgörü ve örnek kişilikleri ile ön plana çıkar. Aydındırlar. Hayata karşı özen gösteren, çevreye, canlılara, dünyaya karşı saygılı, sanata düşkün ve sorumluluk sahibi insanlardır. Geçmişlerine, köklerine bağlı, aynı zamanda yeniliklere açık, vatansever kişilerdir. Benim hemşerilerim kentlerini sevdiği ve ülkelerine aşık olduğu kadar; Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e de bağlıdır, onun izindedir…

 

Coronavirüsü salgını nedeniyle Tepebaşı Belediyesi’nin yatırımlarındaki öncelikler değişecek mi?

Bugüne kadar sağlık ve spor alanında çok önemli yatırımlarımız, projelerimiz ve çalışmalarımız oldu. Elbette toplum sağlığı bizim en öncelikli konumuz durumunda. Dünya da yaşanacak tıbbi gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Önleyici tedbirleri zaten hızla uygulamaya geçtik. Ancak uzun vadede konuşabilmemiz için biraz daha beklememiz gerekiyor.

Bu salgın Eskişehir’i ve Tepebaşı Belediyesini nasıl etkiledi?

Tüm dünyayı tehdit eden bir salgından söz ediyoruz. Tabi konu sağlık olunca, alınması gereken birçok tedbir oldu. Biz bugüne kadar kentimize sağlık ve spor alanında çok büyük ve önemli yatırımlar yaptık, merkezler kazandırdık. Eskişehir, özellikle Tepebaşı sosyal hayatı ile ön plana çıkan bir kent. Alınan tedbirler elbette en çok bu durumu olumsuz etkiledi. Ancak söz konusu olan sağlık iken tüm zorlukları hep birlikte göğüsleyeceğiz. Tepebaşı Belediyesi olarak koronavirüsün ülkemizde baş göstermesi ile birlikte sorumluluk alanımızda gerekli tedbirleri hızla uyguladık. Belediyemiz binalarının yanı sıra kamusal alanların tamamında dezenfeksiyon ve temizlik çalışmaları gerçekleştirdik.  Bugüne kadar yüzlerce noktada ilaçlama çalışmaları yaptık. Kapalı mekanlarda sağlık birimleri, muhtarlıklar, Pazar yerleri gibi noktalarda rutin ilaçlama yapıyoruz. Tüm mahallelerimizde genel temizlik çalışmaları yaptık. Ekiplerimiz mesailerini özveri ile sürdürüyor. Koronavirüs ile mücadelede bilinçli hareket edilmesi de önemli. Bu yüzden biz de bilinçlendirmeye yönelik hazırladığımız bilgilendirme broşürlerinin dağıtımını yapıyoruz. Öte yandan Mavi Masa hattımız 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı bulunan vatandaşlarımızın hizmetinde. İhtiyaçlar, Vefa Sosyal Destek Hattı ile koordineli olarak karşılanıyor. Aşevimiz her gün ihtiyaç sahiplerine ve evden çıkamayan vatandaşlarımıza sıcak yemek desteği yapıyor. Ayrıca Zabıta Müdürlüğümüz, bu süreçte kapalı olması gereken ya da belirli şartlar ile hizmet vermeleri gereken işletmelerin denetim ve kontrollerini de aksatmıyor, pazaryeri denetimleri de sürüyor. Personelimizin sağlığı da bizim için çok önemli. Temizlik çalışanlarımız için yaya dezenfeksiyon ünitemiz var. Ayrıca mesai başlangıcı ve bitiminde ateş ölçümü yapıyoruz. Güzel bir dayanışma örneği sergileyen Belde Evi kursiyerlerimiz maske üretimine başladılar. İlk etapta belediye personeline dağıtılan maskelerde 2. etap üretime geçildi. İhtiyaç olan yerlerde dağıtımını yapıyoruz. Toplum sağlığı için gerekli olan tüm çalışmaları, sürecin başından bu yana aksatmadan sürdürüyoruz. Öte yandan ekonomik şartlardan ve salgından dolayı belediyemizin gelirlerinde önemli azalmalar oldu. İller Bankası gelirlerinin yanı sıra kira gelirlerimiz azalmış durumda. Bürokraside yaşadığımız engellemeler de ekonomik durumu olumsuz etkiliyor.

İktidar partisi milletvekilleriyle diyaloglarınız nasıl?

Konu Eskişehir’in çıkarı olduğunda tüm siyasilerin diyalog halinde olması gerektiğine inanıyorum. Elbette rakip siyasi hareketlerin temsilcileri olsak da hepimiz bu toprakların insanlarıyız. Örneğin kömürlü termik santrale karşı yürüttüğümüz mücadele sürecinde, Emine Nur Günay Hanım ile bazı irtibatlarımız, ziyaretlerimiz oldu. Rakip olsak da yapıcı siyasetin yanındayız. İletişimin kimseye bir zararı olmaz diye düşünüyorum.

CHP’nin son İl Kongresinde yaşananlarla ilgili düşünceleriniz neler?

İl kongresinde yaşanan gerçeklerin değerlendirmesini, Eskişehir halkının yapması çok daha önemlidir.

Eskişehirspor’un şu anki durumu hakkında görüşleriniz neler?

Eskişehirspor sadece şehrimizin değil, ülkenin en önemli markalarından bir tanesidir. Ne yazık ki oldukça zor bir süreçten geçiliyor. Biz de elimizden gelen desteği sunduk, sunmaya da devam edeceğiz. Bu kara günlerin bir an önce geride kalması, en büyük arzumdur.

Hobileriniz neler, fobiniz var mı?

Spor ve sanat, hayatımda çok önemlidir. Özellikle spor, vazgeçilmezimdir. Sinemayı, kitap okumayı, koleksiyon yapmayı, minyatür arabaları severim. Güzel sanatlar ile yakından ilgilenirim. Ayrıca klasik otomobillere karşı da özel bir ilgim vardır. Kendi araçlarımla da vakit buldukça ilgilenir, zaman zaman gezintilere çıkarım.

En sevdiğiniz yemek hangisidir? En çok sevdiğiniz müzik nedir? En son hangi kitabı okudunuz?

Yemek ayırt etmem ama sağlıklı beslenmeye özen gösteririm. Sebze ve zeytinyağlı yemekleri daha sık tüketmeye gayret ediyorum. Son okuduğum kitaplar arasında Koç Üniversitesi Yayınları’ndan çıkan Henry Marsh’ın Kabuller adlı eseri var.

Size bazı isimler vereceğim. Onları birkaç kelimeyle tarif eder misiniz?

Kemal Kılıçdaroğlu: Kendisini rahmetli Bülent Ecevit’e benzetiyorum; mütevazı, dürüst, halka yakın, insani ilişkileri çok güçlü bir insan. Son yerel seçimlerde ortaya koyduğu aday tercihleri ve çalışmaları ile deneyimli bir lider olduğunu kanıtlamış oldu.

Yılmaz Büyükerşen: Yılmaz Hoca’yı çok uzun yıllardır tanıyorum. Üniversitedeki başarıları, akademisyen kimliği, kendisini marka yapan unsurlardan. Dünyanın dikkatini çeken, yerel yöneticilik duayeni. Türkiye’de tartışılmaz bir isim, Eskişehir’i Eskişehir yapan büyük üstat.

Harun Karacan: Milletvekilliği öncesinde de tanıyordum. O dönem ile milletvekilliği dönemi arasında farklar gözlemliyorum. İnsani ilişkileri zaman zaman iyi, zaman zaman ise agresif tavırları olabiliyor.

Nabi Avcı: Nabi Hoca ile aynı okulu, Maarif Koleji’ni bitirdik. Anadolu Üniversitesi’nden de tanırım, bilim insanıdır. Kendisinin siyasette çok mutlu olduğuna inanmıyorum.

Emine Nur Günay: Sakin ve yumuşak yapılı bir insan ve siyasette de bu yönleri ön plana çıkıyor. Dostane ilişkilerimiz var. Kendisinin rahmetli babası Yusuf Bey ile de dostluğumuz vardı. Ayrıca kardeşi olan Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan ile de güzel ilişkilerimiz var.

Utku Çakırözer: Basındaki başarısını milletvekilliğinde de devam ettiriyor. Çalışkan, insani ilişkileri güçlü, hatırşinas ve görevini iyi yapan bir milletvekilimiz.

Jale Nur Süllü: 1999’dan bu yana beraberliğimiz sürüyor. Meclis üyeliği ve başkan adaylığı süreçlerindeki çalışmalarını çok yakından takip ettim. Rahmetli babası Av. Cahit Denker ile de çok yakın ilişkilerimiz vardı. Jale Hanım da yıllardır gösterdiği başarısını, milletvekilliği döneminde taçlandırıyor.

Arslan Kabukçuoğlu: Hekimliğin vermiş olduğu sabır ve sakinlik yönleri ile birlikte çalışmalarına devam ediyor. Son yerel seçimde sıkça birlikte olma fırsatımız oldu ve ittifak olarak verimli çalışmalar yaptık.

Metin Nurullah Sazak: Yorum yapabilecek kadar tanımıyorum.

Editör: TE Bilişim