KÜLTÜR SANAT

Yazılıkaya Tepebaşı’nda Şekilleniyor

Tepebaşı Belediyesi’nin bu yıl 17. kez düzenlediği Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu, dolu dolu geçiyor. Frig medeniyetinin kitabesi olan Yazılıkaya için çalışmalarını gerçekleştiren sanatçılar etkinliğin büyük bir marka olduğunu ve Yazılıkaya’yı yorumladıkları için mutlu olduklarını söylüyor.


Tepebaşı Belediyesi tarafından konsepti ve çeşitliliğiyle dünyada sadece Eskişehir’de düzenlenen Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu kent halkının da yoğun ilgisi ile devam ediyor. Vecihi Hürkuş Havacılık ve Teknoloji Parkı’nda düzenlenen etkinliğe katılan 9 sanatçı, Frig medeniyetinin kitabesi olan Yazılıkaya için çalışmalarını sürdürüyor. Birbirinden özel ve renkli etkinlikleri de içinde barındıran sempozyum kapsamında ortaya çıkacak eser için çalışan sanatçılar, etkinliğin çok değerli olduğunu vurguluyor.
“Yazılıkaya’ya başka bir değer daha katacağız”
Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu Sanat Direktörü Prof. Bilgehan Uzuner: “Bu sene Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu’nun 17’ncisini düzenliyoruz. Şöyle bir değeri var; belediyelerle kurumların, üniversitelerin, valiliğin, Kültür Bakanlığı’nın, sponsorlarının ve şehrin ileri gelen markalarının birlikte bir iş yapabilmesinin ve sürekliliğini devam ettirebilmesi çok önemli. Bu sempozyum çok değerli büyük anıt eserler gerçekleştiriyor. Türkiye’de eşi benzeri olmayan, dünyada da eşi benzeri az büyüklükte. Hacimli büyük seramik heykeller sokaklara konuluyor. Bu etkinliğin gücü buradan geliyor. Yaklaşık 250’den fazla eser kazandırdık. 17 yılda 250’den fazla sanatçı ağırladık. Sempozyumlarda yapılan eserlerle caddelerimiz, sokaklarımız açık hava seramik ve heykeller müzesine döndü. O noktada bu sempozyum çok kıymetli. Eskişehir’in bu noktada da bir marka değeri daha oluşuyor. Toprak sanayi bu kentin hala güçlü kolu. Biz de bunu sanatsal tarafına evirdik ve dünyada da eşi benzeri olmayan bir sempozyum çıktı. Bu sene yapılan anıt; Midas. Dünyada çok önemli Anadolu’da bilinen iki tane mit var. Birisi Troya, diğeri Midas. Bu noktada dünyadaki en önemli mitlerden birisi de dinsel, törensel anıtı Yazılıkaya bizim şehrimizde. Aslında bu turistlik anlamında da tarihsel anlamda da hakkı verilmemiş bir anıt eser. Biz de bugüne kadar hep sanatçıların özgün fikirleri ile yola çıktık. Ama birkaç yıldır yaptığımız kolektif işlerle daha büyük eserler yaptığımızı gördük. Büyük eserlerde de Yazılıkaya çok uygundu. Bu kentin değerini, sanatçı yorumlarıyla kent merkezine tekrar katmak istedik. Yazılıkaya dünyanın en önemli arkeolojik eserlerinden biri. Bir sanat boyutu katarak ona başka bir değer daha katacağız.” diye konuştu.
“Burayı seramiğin bir mutfağı gibi düşünüyorum”
Tepebaşı Belediyesi tarafından 4’üncüsü düzenlenen Uluslararası Pişmiş Toprak Sempozyumundan 16’ncısına kadar asistan olarak yer alan Sanatçı Serkan Tok: “Tepebaşı Belediyesi tarafından düzenlenen Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu’nun 4’üncüsünde asistan olarak çalışıyordum. Hem fırınlardan sorumluydum, hem de alandan sorumluydum. Birden fazla sanatçıyla iletişim halinde oldum. Birden fazla teknik öğrendim. Şimdi ise 17’nci Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu’na sanatçı olarak katılmak benim için gurur verici. Hem kendi işimi yapmak hem sanatçılarla çalışmak… Aile ortamı gibi burası. Burayı seramiğin bir mutfağı gibi düşünüyorum. 4’üncü sempozyumdan 16’ncı sempozyuma kadar asistan olarak geldiğimde burada pişip farklı bir üniversitede görev almaya başladım. Seramiği okuduk ama birileri ile iletişime geçmeden, hocalarımızdan yol görmeden ilerleyemezdik. Burası da tam böyle bir yer. Seramiğin mutfağı, fırını; herkesi pişiriyor.” diye konuştu.
“O tarihi tekrardan canlandırmak adına güzel bir başlangıç”
Yapılan kolektif eser ile ilgili konuşan Tok: “Yazılıkaya’nın yapılması ve sanatçıların farklı tarzlarda yorumlaması o tarihi tekrardan canlandırmak ve Eskişehir’e kazandırmak adına güzel bir başlangıç. Çünkü çoğu insan Yazılıkaya’nın varlığını biliyor ama ne olduğunu pek bilmiyor. Hem oraya yönlendirerek turizm açısından güzel olacak hem de sanat açısından diğer seramik camiasını etkileyerek Eskişehir’in farklı tarihi yerlerinin heykellerinin yapılıp, şehrin farklı yerlerine konulmasına vesile olacak. O nedenle güzel bir başlangıç olacak.” dedi.
“Eserimin Yazılıkaya ile birleşmiş olması inanılmaz güzel”
Özkan İpekçi: “Sayın Başkanımız Ahmet Ataç’a sanata ve sanatçıya emeğinden dolayı teşekkür ediyorum. Görevim gereği yıllarca sempozyumda yer aldım. Birçok anı biriktirdim. Bu sene de sanatçı olarak katılmak benim için çok önemli. Toprağı sanata dönüştürdüğümüz, toplum belleğine dönüştürdüğümüz bu etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür ederim. Kolektif bir iş yapıyoruz. Asistanlarımızla beraber büyük bir anıt yapacağız. Asistanlar bu süreçte bizlerden bir şey öğreniyorlar, biz onlardan bir şeyler öğreniyoruz. Umarım güzel bir iş çıkar. Bu sanatla daha umut dolu, daha özgür günlere kavuşmamızı diliyorum. Eskişehir için önemli olan Yazılıkaya’yı üzerinde herkesin farklı yorumları olacak. Sanatla binlerce yıl önce yapılmış bir anıtın üzerine yorum katmamız çok önemli. Bir Eskişehirli olarak burada benim de bir eserimin olması ve Yazılıkaya ile birleşmiş olması inanılmaz güzel bir şey. Çok mutluyum.” diye konuştu.
“Kolektif olması pozitif bir şey”
Sanatçılardan Aynur Çalışkan: “Kolektif olması çok pozitif bir şey. Aramızda bir etkileşim oluyor. Güzel bir çalışma olacak. Konu da çok güzel. Frigya Yazılıkaya anıtını her sanatçı kendi yorumunu katarak çalışacak.” ifadelerini kullandı.