Zeki Çevik Ahlaklı Efsane 

Eskişehirspor’un Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün tarif ettiği gibi; ‘zeki çevik ve ahlaklı efsanesi’ Sinan Alağaç henüz 25 yaşındayken, 38 yıl önce 24 Kasım 1985’de vefat etti. Dün efsane kalecinin ölüm yıldönümüydü.



Büyük Şair Enver Gökçe’nin “Kendisi için bir şey istemezdi/Yatak ölümü beklemezdi/Gitti vadesiz, gencecikken/Yigitken, güzelken, incecikken/Ölüm, adın kalleş olsun!” dizelerinde gibi Sinan Alağaç gencecikken, 1 numaralı formayı ve eldivenlerini öksüz bırakarak aramızdan ayrıldı. 14 Mayıs 1960 tarihinde Eskişehir’de doğan efsane kaleci İlkokulu Ülkü İlkokulu’nda okudu. Spora Mehmetçik Ortaokulu’nda yüksek atlama ve hentbol ile başladı.  Atatürk Lisesi’nde atletizme ve hentbol oynamaya devam etti.  Katıldığı müsabakalarda Türkiye dereceleri yapıyor, madalyalar kazanıyordu. Aynı zamanda hentbol oynuyordu.


ELİNDE KİTAP EKSİK OLMAZDI
Eskişehirspor’un file bekçiliğini yaparken, elinden kitap hiç eksik olmazdı. Dönemin yöneticileri, Sinan’ın antrenman aralarında, deplasmana giderken hep kitap okuduğunu belirterek, “Örnek bir insandı. Sportmendi” diye onu hep anlattı.  Takım arkadaşı Fatih Parmaksız, “Sinan kardeşim bana Rize deplasmanına giderken hava alanında ‘Kan Çanağı’ adlı bir kitap alıp hediye etmişti. Bu kitabı hala saklarım. Hepimize kitap okumayı özendirmişti. Nurlar içinde yatsın” derken,  Ergin Demir, “İyiler hiç ölmez ki... Kitap okuma alışkanlığımı onun sayesine kazandım” diye onu anlattı.  ES ES’te başarılı performansı ile dikkatleri üzerine çekti. 4 kez U-21 formasını giydi. A Milli takıma davet edildi. İki A milli maçında yedek kaleci olarak kulübede bekledi. (Erken yaşta hayatını kaybetmeseydi, mutlaka A Milli Forma kaleci kazağını sırtına geçirir, uzun süre bırakmazdı.)


CRUYFF’A KARŞI FORMA GİYDİ
2 Haziran 1981 tarihinde Fenerbahçe Atatürk’ün doğumunun 100. Yıldönümü dolayısıyla Avrupa Karması ile özel maç yaptı. O yıl ligde averaj sayesinde küme düşmekten son anda kurtulan Fenerbahçe bu maçta fark yemek istemiyordu. Kalecilerine hiç güvenmiyordu.  Ali Sami Yen Stadı’nda yapılan bu özel maç için Fenerbahçe bazı takımlardan sadece bir maçlığına futbolcu takviyesi yaptı. Eskişehirspor’dan Sinan Alağaç, Edirnespor’dan Nurettin Yıldız,  Zonguldakspor’dan Volkan Yayın, Beşiktaş’tan Özer Umdu, Lillie’den Engin Verel O gün sadece bir maçlığına Fenerbahçe forması giydiler. Fenerbahçe maçı İsa Ertürk (2) ve Erol Togay’ın golleriyle 3-0 kazandı. Sinan maça ilk 11’de başladı. Başarılı performans göstererek, kalesinde gol  yemedi. İkinci yarıda kaleyi Nuretttin’e bıraktı. Nurettin Yıldız o maçtan bir hafta sonra Fenerbahçe’ye transfer oldu. Bir Dünya efsanesi Johann Cruyff’da bu özel maçta Avrupa Karması formasıyla ilk 15 dakika oynadıktan, sonra yerini Bursaspor’un efsane kaptanı Sedat III’e bırakıyordu.  Merhum Coşkun Özarı’nın çalıştırdığı Avrupa Karması’nda  Cruyff , Panteliç ve Stojkoviç dışında ünlü futbolcu yoktu. Bu takımda yer alan Türk futbolcular da şöyle idi; “Fatih Terim (Galatasaray), Mustafa Denizli (Altay), İlyas Tüfekçi (VfB Stuttgart) Kaleci Malik (Adanaspor) Necdet Ergün (Beşiktaş) Sedat Özden (Bursaspor)” Benim 8 yaşında siyah-beyaz televizyonda izlediğim bu maçı bugün çoğu insan hatırlamaz.


“İYİLER ERKEN ÖLÜR”
Sinan, Eskişehirspor’da oynarken, 1981-1982 sezonunda küme düşmenin üzüntüsünü yaşadı. 1983-1984 sezonunda şampiyon olup, 1. Lige çıkmanın büyük mutluluğunu da doyasıya yaşadı. Kütahya’da askerliğini tamamlayan Sinan, Kasım 1985 ortalarında geri döndü. Eskişehirspor Bolu Abant’ta kamp yapıyordu.  Bu kampa katıldı.  Üç gün sonra 24 Kasım 1985’de antrenmana çıktı. Hava çok soğuktu. Kendini iyi hissetmediğini söyleyip soyunma odasına döndü, birden fenalaştı. Doktor geldiğinde çok geç olmuştu. Şair Cezmi Ersöz’ün  “Birini ay çağırır yanına, öbürünü uçurumlar, bir diğerini denizler… İyiler hisseder önce iyiliklerine bu hayatta yer olmadığını… Ama acı verir onlara iyiliklerini karanlık bir yerde gizlice terk etmek… Bu yüzden ne kadar acı verse de, ait olmadıkları bu dünyayı herkesten daha çok ciddiye alırlar… Geride kalanlar bilmeseler de onların incitilmiş kalpleri sayesinde yaşadıklarını… Sonunda iyiler erken ölür…”dizelerinde olduğu gibi  İyi, temiz insan örnek sporcu Sinan Alagaç erken yaşta geçirdiği kalp krizi sonucunda aramızdan ayrıldı. 

AĞLARA SİYAH BAYRAK ASTI
O yıllarda 12 yaşındaydım. Onun ölümünün kentte  ne kadar büyük yas yarattığına tanık oldum. Her Eskişehirli kendi evladını, kardeşini, ağabeyini kaybetmiş  gibi büyük bir acı içerisindeydi. Gözyaşları içerisinde toprağa verildi.  Kaleyi ondan devralan Alptuğ, sezon sonuna kadar 1 numaralı formayı giymedi. Sinan’ı kaybetmenin hüznünü yaşayan babası onun adını yaşatmak adına 1978 yılında kurulan Yeşiltepe İlkokulu’na ek bina yaptırır. Milli Eğitim Müdürlüğü Baba Alağaç’ın eğitime yaptığı bu büyük katkıdan dolayı okulun adını Sinan Alağaç olarak değiştirir. Büyük Önder Atatürk’ün tarif ettiği ‘Zeki, çevik ve ahlaklı bir sporcu’ olan Sinan’ın adı daha sonra başka yere taşınan okulda ve Yenibağlar Mahallesi Fabrikalar Sokak’taki bir parkta yaşatılıyor.  Şair Cemal  Süreya,  “Özlemek, ölmekten sadece iki harf fazla be çocuk” demişti. Tüm Eskişehirliler, efsane eldiveni hep özlemle anacak. O’nu asla unutmayacak…