Enigma kod sistemini çözen ekip içerisinde olan matematikçilerden biri de İngiliz Alan Turing idi. Peki kimdi bu adam?
Bir devlet memurunun oğlu olan Alan Turing 23 Haziran 1912‘de doğdu. Gündüz okulundaki eğitmenleri ve başöğretmen zekasının farkına vardılar ve çok özel bir okul olan Sherborne gönderdiler. Daha 16 yaşına geldiğinde türev ve integral öğrenmeden yüksek matematik sorularını çözmeye ve Einstein’ın Newton hareket savlarını tenkit eden yazılar yazmaya başladı. 1931’den 1934’e kadar Cambridge King Kolej’de okudu. “Merkezi Limit Teoremi” isimli tezle King Kolej’e akademik üye seçildi.
“Turing Makineleri” diye anılan daha basit ve formel usullere dayanan ispatı ortaya attı. Yani eğer bir algoritma ile temsil edilmesi mümkün ise düşünülmesi mümkün olan her türlü matematiksel problemin bir çeşit makine kullanılarak çözülebileceğinin ispatıydı.
Savaş sırasında hükümetin kod ve şifre kırma okulu adındaki Bletchley Park’a katıldı. Burada yaptığı ve “Bombe” adını verdiği makine bu günkü bilgisayarların temeliydi. Ve yapay zekâ mantığıyla çalışıyordu. Bu makineler yüzbinlerce şifreyi çözdü ve Almanların tüm gizli sistemini ele geçirdi. Çözülemez denilen Enigma kısa sürede çözülmüş, üstelik bundan haberi olmayan Almanları çok zor durumlarda bırakmıştı.
Daha sonraki yıllarda da hesaplama makineleri ve yapay zeka çalışmalarına devam etti. Henüz günümüzdeki bilgisayarlar bulunmamasına rağmen bilgisayar programları yazdı. Bir sinemada tanıştığı genç, birkaç defa Turing’in evinde kaldı. Üstelik Turing’in evini soymaya kalktı. Polis hırsızları yakaladı. Ancak gençler Turing’in eşcinsel olduğunu ortaya attılar ve Turing İngiliz yasalarına göre yasak olan eşcinsellikten hapse çarptırıldı. Artık kanunlara göre devlet memuru olamazdı.
O dönemde İngiliz hükümeti, Sovyetler Birliği adına çalışmayı kabul eden İngiliz akademisyenlerle ilgili çalışmalar yapmakta ve onları devlet kurumlarından ayıklamakla uğraşmaktaydı.
Alan Turing gibi bir dehayı hem de dünyanın en iyi şifre kırıcısını Sovyetlere kaptırmak gibi bir riski almak istemediklerinden olsa gerek 8 Haziran 1954 yılında temizlikçisi onu evinde ölü buldu. Bir gün önce, yatağının yanındaki siyanürlü elmayı yemek suretiyle öldüğü açıklandı. Ne elmaya ne de kendisine siyanür testi yapılmadı.
1966’tan beri her yıl, Bilgisayar Mekanizmaları Birliği tarafından, teknik makale yazan bir kişiye “Turing Ödülü” verilmekte, bu ödül bilgisayar dünyasında Nobel Ödülü kabul edilmektedir. 10 Eylül 2009 tarihinde İngiliz hükümeti Turing’e yapılanların korkunç olduğunu kabul ederek, Turing’i, Kraliyet affıyla yeniden onurlandırdı. Günümüzde Apple ürünlerinin üzerindeki ısırılmış elma logosunun Alan Turing’e ithafen konulduğu söylenmektedir.
Saygılarımla