Yahu siz gidip o ülkenin kapısında kredi dileniyorsunuz, uçak pazarlığı yapıyorsunuz, ticaret anlaşmaları için sıraya giriyorsunuz; sonra da kalkıp, bu ülkenin seçilmiş belediye başkanına “İngiltere’ye casusluk yaptı” diyorsunuz.
Ne lahana, ne perhiz…
Ne sizde akıl kaldı, ne yüz!
-----------
Bu suçlama hukuk değil, siyasettir.
Çünkü iktidar artık sandıkta kazanamayacağını anladı.
Ne yapsa olmuyor: İstanbul halkı, bir kere uyandı.
O yüzden şimdi sahte dosyalarla, uyduruk gerekçelerle “casusluk” gibi ağır bir iftira üzerinden algı yaratıyorlar.
Hedef belli:
İstanbul’u yeniden ele geçirmek.
Sandıkta kaybettikleri şehri, masada geri almak.
Yargı kılıcıyla, milletin iradesine darbe vurmak.
Ama unuttukları bir şey var:
Bu millet ne zaman baskı görse, özgürlük diye haykırır.
Bu şehir ne zaman susturulmak istense, Boğaz’dan bir ses yükselir:
“İstanbul teslim olmaz!”
------------
Asıl Casusluk Nerede?
Casusluk mu diyorsunuz?
Buyurun o zaman bakalım kim neyin casusu.
Ülkenin stratejik kurumlarını, madenlerini, fabrikalarını yabancı fonlara satan kim?
Tarımı dışa bağımlı hale getiren, üreticiyi ithalata mahkûm eden kim?
Yarın bir başka ülkenin Merkez Bankası’ndan yüksek faizle para dilenen kim?
Eğer bu ülkenin çıkarlarını pazarlık konusu yapanlar varsa,
Eğer birileri ekonomiyi faiz baronlarına teslim ettiyse,
İşte asıl casusluk oradadır!
İmamoğlu değil, bu milletin geleceğini rehin verenlerdir casus!
---------------
Yargının Terazisi Artık Bozuk
Bu dava, sadece Ekrem İmamoğlu’nun değil, adaletin davasıdır.
Çünkü artık mahkeme salonlarında hukuk değil, korku hüküm sürüyor.
Savcılar dosya değil, talimat okuyor.
Hakimler karar değil, görev bildirisi yazıyor.
Ve her defasında aynı senaryo:
Suçlama değişiyor, hedef aynı kalıyor.
Amaç; halkın seçtiğini devirmek, İstanbul’un sesini kısmak.
Ama bu millet o sesin kısılmasına izin vermez.
Bu şehir, işgale direndi, karanlığa direndi; şimdi de adaletsizliğe direnir.
-------------
Son Söz
Bugün Ekrem İmamoğlu’na “casus” diyenler,
Yarın tarih önünde kendi rollerini oynayacaklar:
Halkın iradesine ihanet edenler olarak.
Adaletle değil, iftirayla yol almaya çalışanlar şunu bilsin:
Bu millet hafızasız değildir.
Ve İstanbul hiçbir zaman teslim olmaz.
O gün geldiğinde,
Gerçek yargılanma başlayacak…
Ve o mahkeme salonunda halkın sesi yankılanacak:
“Ne lahana, ne perhiz — siz bu millete yanlış yaptınız!”