Muzaffer Çil Anadolu’da ‘Pedofili’ Skandalı

Eskişehir’in en köklü eğitim kurumlarından olan Muzaffer Çil Anadolu Lisesi, üç öğrencinin sosyal medyada iddia ettiği ‘Pedofili Skandalı’ ile çalkalanıyor

7 ay önce Muzaffer Çil Anadolu Lisesi’nde öğrenciler internette okulun baş harflerinden oluşan ‘EMÇAL İtiraf’ adlı sayfa açtı. Okul öğrencilerinin eklendiği sayfada okul ve öğretmenlerle ilgili ifşalar yer aldı. Bu sayfada okulda görev yapan bir müdür yardımcısı ile ilgili ‘Kız öğrencilere asılıyor. Pedofili’ diye suçlamada bulunuldu. Bu paylaşım okulda duyuldu. Büyük infiale neden oldu. Okul yönetimi bunu yazan ve onu destek yorumu yapan 1’i kız 3 öğrenci hakkında disiplin soruşturması başlattı. Mart 2025’te Okul yönetimi öğretmenler grubunda “Arkadaşlar disiplin soruşturması kapsamında E. E., M.G. M.K.’nin (öğrencilerin adlarını ben kodladım) Okul Değiştirme cezaları kesinleşmiştir. Karar velilere tebliğ edilmiştir. Adı geçen öğrencileri okulda gördüğünüz takdirde okuldan uzaklaşması için ikaz ediniz ve derhal okul idaresine bildiriniz” diye paylaşımda bulundu. Üç öğrenci başka okullara gönderildi. Üç öğrencinin iddiası yenilir yutulur bir şey değil. Müdür Yardımcısına iftira da atmış olabilirler. Ancak Okul Müdürü Tarık Güven’in üç öğrencinin ‘taciz ve pedofili’ gibi ciddi suçlamaları olduğu için konuyu Cumhuriyet Başsavcılığına taşıması gerekiyordu. Bu konuda kural çok açık. “Çocuk ihmali ve istismarı konusunda tüm okul personeli yetkili kişi olarak görülür ve yasalarca istismarı bildirme yükümlülükleri vardır. Okullarda bildirimden öncelikle kurum müdürü sorumludur. Okul Müdürü tarafından bildirim yapılmadıysa, istismarı bilen diğer personellerin bildirme yükümlülüğü vardır. Aksi takdirde çeşitli yasal yaptırımlarla karşılaşma olasılığı vardır” deniliyor. Üç öğrenci, tüm okulun ve sayfaya üye olan herkesin duyacağı şekilde ifşada bulunuyor. Okulda görev yapan müdür yardımcısının ismi açık şekilde belirtilerek; taciz ve pedofili suçlaması yapılıyor. Okul Müdürü bu olayı Disiplin Kurulu’ndan önce yargıya taşımalıydı. Ama yapmadı. Bu ifşadan haberi olan müdür yardımcıları ve öğretmenlerde bunu yargıya taşımakla yükümlüler. Ve onlarda yapmadı. Okul yönetimi, üç öğrenciyi uzaklaştırarak, bu iddiaların üzerini kapatmaya çalıştı. Onları ‘Masum bir insana iftira atmakla’ suçladı. Ama okuldan atmadılar. Başka okullara göndererek, mezun olmalarını sağladılar. Oysaki bu olay yargıya taşınsaydı; bu iddiaların doğru olup olmadığı ortaya çıkardı. Öğrencilerin iftira attığı mahkemede ortaya çıksaydı, o müdür yardımcısı aklanmış olurdu. Öğrenciler de hak ettikleri cezayı almış olurdu. Öğrencilerin iddiası doğru çıkmış olsaydı, müdür yardımcısı ceza almış olurdu. Olayın aslı astarı ortaya çıkmış olurdu. Okul Müdürü ve öğrencilerin ifşalarını bilenler konuyu yargıya taşımayarak, olayın üzerini kapatmışlar. Bu konudaki yükümlülüklerine yerine getirmeyerek, suç işlemişlerdir. Kanunda belirtildiği gibi yasal yaptırımlarla karşılaşma olasılıkları var. Böylesine hassas konuda kendilerini Hakim ve Savcı yerine koymanın elbette ki bir bedeli olacak. Victor Hugo “İyi olmak kolaydır. Zor olan adil olmaktır. En mükemmel adalet ise, vicdandır” demiş. Okul Müdürü Tarık Güven, kolayı seçmiş. Okulun ve müdür yardımcısının adının kirletilmemesi için üç öğrenciyi suçlayarak, eğitim kurumundan göndermiş. Kendisi ve okulu için aklınca iyi olanı yapmış. Ama bu konuda kesinlikle adil olmamış.