Doğu Türkistan’da Uygur Türkleri yaşar. Kültür ve ticaret açısında önemli bir yer olan bu bölge doğal kaynaklarının zenginliğiyle de ünlüdür. Kömür, demir, altın, petrol ve doğalgaz gibi birçok değerli kaynağa sahiptir. Bu yer altı zenginlikleri Çin’in Doğu Türkistan’ı işgal etmesinin en önemli sebeplerinden biridir.
Doğu Türkistan. Kazakistan. Kırgızistan. Tacikistan. Rusya. Moğolistan. Afganistan. Pakistan ve Hindistan ile komşudur.1 milyon 660 bin km2 yüzölçümü vardır. Tarihi İpek yolu üzerinde stratejik bir noktadadır. Başkenti Gulca’dır. 35 milyon civarı nüfusa sahip olduğu bilinmektedir. Ana dili Türkçedir ve Türk lehçeleri kullanılmaktadır.
Doğu Türkistan Türk dünyasının önemli bir parçasıdır.
Sincan Uygur bölgesi, Uygur Türklerinin yoğun olduğu, Müslüman Türk Topluluğudur. Her ne kadar özerk bir bölge olsa da burada yaşayan Müslüman Türkler Çin zulmü altındadır, Çin’in etnik temizliğine maruz kalıyorlar. Uygur Türk kimliğini sistematik olarak yok etmeye yönelik Çin zulmü, 21. yüzyılda dünyanın gözü önünde devam ediyor. Uygurlar, gözyaşları içinde bu durumun düzelmesini bekliyor. Her gün Doğu Türkistan yardım çığlıkları atıyor.
Doğu Türkistan'da yaşayan Uygur Türklerine yönelik Çin zulmü 1950’li yıllara dayanıyor. Bu özerk bölge, “Doğu Türkistan Cumhuriyeti” adıyla 1933-1934 yılları arasında bağımsız oldu. 1949 yılında Çin Halk Cumhuriyeti'ne dahil edildi. Çin hükümeti, 1950’li yıllardan itibaren Doğu Türkistan Uygur Türkleri üzerinde baskı uygulamaya başladı. Özellikle 1955’ten sonra Çin’in bu bölgedeki baskıları arttı. Camilerin girişlerine 18 yaş altındakiler, kadınların tamamı ve devlet memuru ile memur emeklilerinin camiye girmelerinin yasak olduğu yazıları asıldı.
Dinini yaşamaya çalışan insanlar toplama kamplarına ve hapislere atıldı. Camiye giden insanların büyük bir kısmı toplama kamplarına götürülünce camilere gidecek kimse kalmadı. Bu sefer Çin, camilerin boş kaldığını bahane ederek 2017’den bu yana 5000 camiyi kapattı.
Müslüman isimlere sahip olmak, ay-yıldız işaretini kullanmak, cenazeyi İslâmî usullere göre defnetmek, bıyık bırakmak ve benzeri davranışları yapanlar terörist ilan edilerek hapse atılıyor. Dinini ve kültürünü yaşaması engellenmeye çalışılıyor. Şu an BM İnsan Hakları Komisyonu'nun tespitine göre Çin toplama kamplarında 3 milyonu aşkın Uygur Türk'ü mevcut. Ayrıca çocuk kamplarında da 500 bin civarı çocuk bulunmaktadır.
2017'den bu yanaysa çok yoğun bir gözetim altında tutma, tutuklama, işkence ve tecavüz olayları söz konusu olduğu, Uygur kızların zorla Çinli erkeklerle evlendirildiği olaya şahit olanlar tarafından anlatılıyor. Kadınlara herkesin içinde yakınlarının gözü önünde Çinli askerler tarafından tecavüz ediliyor. Kamplarda elektrik verilerek ve türlü türlü işkenceler yapılıyor. Yine zulüm örneklerinden biri, Uygur Türk kadınları kısırlaştırıyor, küresel markalara tedarik sağlayan işletmelerde karın tokluğuna zorla çalıştırılıyorlar. Sistematik olarak Türk kültürünü ortadan kaldırmayı amaçlayan politikalar uygulanıyor.
Çin zulmü, son yıllarda doruk noktasına ulaştı. İnsan hakları örgütleri, Doğu Türkistan'daki Uygurlara ve diğer Müslüman azınlıklara yönelik baskı ve zulümleri raporlaştırdı. Bu bölgeye yardımda bulunmak isteyenler, yıllardır Çin tarafından engelleniyor. Uygur Türkleri yardım bekliyor.
Doğu Türkistan'ın coğrafi önemini ve stratejik konumunu kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak isteyen Çin, yıllardır Doğu Türkistan halkına zulmederken, Uygurların insan hakları mücadelesi de devam ediyor
Doğu Türkistan’da uluslararası toplumun gözü önünde etnik, dini ve kültürel soykırım devam ediyor. Bu bölgeye yardım ulaşmıyor, dünyadaki birçok ülkeden, ülkemizden ve özellikle İslam ülkelerinden Doğu Türkistan’daki Çin zulmüne yönelik tepkiler çok çok cılız kalıyor. Muhtemelen Çin ekonomisinin güçlenmesi ve birçok ülkenin de Çin ile ticari ilişkilerinin olması ülkeleri bu konuda sessiz kalmaya itiyor. Küresel insan hakları savunucuları, birkaç bildiri dışında Çin’e yönelik hiçbir yaptırımı göze alamıyor.
Doğu Türkistan’ın yardıma ve acil eyleme ihtiyacı var. “İyilik Yolu İnsani Yardım Derneği”, Doğu Türkistan’daki Çin zulmüne karşı tüm insanlığı yardıma davet ediyor.
Son iki senedir Gazze’de yaşanan insanlık dramını her gün televizyonlardan seyrediyoruz her gün içimiz yanıyor. Önce insan olarak sonra Müslüman olarak yüreğimiz parçalanıyor. Arap dünyası, Filistinliler tarih boyu Türk e dost olmamış, hiçbir acımızda yanımızda olmamış hatta düşman olmuştur. Ama buna rağmen Türk milletinin yüceliği ve merhametiyle biz millet olarak hep Filistinlilerin yanında olduk, olmaya da devam ediyoruz.
Biz de önce kendi devletimizin Uygur Türklerinin feryadına ses vermesini bekliyoruz. Sonra Türk dünyasının Arap aleminin ve bütün dünyanın Uygur Türklerinin sesine kulak vermelerini ve yardım ellerini uzatmasını bekliyoruz.
Eğer İslam Dünyası Müslüman arıyorsa Doğu Türkistan Müslümandır. Eğer Türk Dünyası Türk arıyorsa Doğu Türkistan Türk tür.
Unutmayalım Uygur Türkleri hem kandaşımız hem dindaşımız. Dünyanın hiçbir yerinde savaşlar olmasın, insan kanı dökülmesin.
Sevgiyle kalın