Dindarlık Postuna Bürünmüş Kardeşlik Nutukları Atan BOP Uşakları

Benim çocukluk yıllarımda köyümüzün içinden geçen yolun üzerinde karşılıklı iki kahve vardı. Bu kahvelerden birine genellikle AP’ liler gider diğerine de genellikle CHP’liler giderdi. Özellikle seçim zamanlarında karşılıklı çok tatlı atışmalar olurdu. En ufacık kırılma dargınlık olmazdı genellikle partilerin hükümet olduklarında, özellikle ekonomide ne yapacakları, çiftçiye vaat ettikleriyle ilgili konular konuşulurdu.

Ne o yıllarda ne de cumhuriyet tarihinin başından bu yana bu ülkede ülkemizin ulus devlet yapısı, üniter yapısı konuşulmadı. Türk, Atatürk, Cumhuriyet değerleri üzerine yıpratıcı hakarete varan açıklamalar konuşmalar hiç olmadı. İki hatta üç dilli eğitim konusu kimsenin aklından geçmedi.

Ülkemizin bölünmez bütünlüğüne bayrak açmış partiler de yoktu. Bugün ortaya çıkıp sözde Kürtlerin hakkını savunuyoruz bahanesiyle ortaya çıkan DEM denilen BOP projesinin aleni yürütücüsü konumdaki parti, dış destekçileriyle Türk milletine, Atatürk’e Cumhuriyete aleni baş kaldırıyor. Maalesef iktidarda bunlardan gelen Türkiye’yi bölme planı olan taleplerini olumlu karşılıyor.

Kürt vatandaşlarımız şu an yürütülen süreci büyük bir tedirginlikle izliyor. Yapılan kamuoyu araştırmasında Kürt vatandaşlarımızın yüzde sekseninin bu yeni açılım sürecini desteklemedikleri görülüyor. Bu sürecin gerçekleşmesi halinde bunun kendileri için çok kötü sonuçlar doğuracağını biliyorlar.

Terörist başının ve DEM’ in taleplerinden bazı satır başları şunlar;

Petrol ve elektrik gelirlerinden pay verilmesi, etnik bölgelerde ana dilde eğitim, ilerleyen süreçte Kürtçenin resmi dil olması, Kürtçe başta olmak üzere Türkiye’de konuşulan tüm dillerde anadil temelli ve çok dilli eğitim modelleri yasal güvenceye kavuşturulması, Kürtçe hutbelere izin verilmesi talepleri arasında.

SDG’nin silah bırakmasına karşı çıkılıyor, YPG SDG PJAK gibi örgütlerin fes edilmesi gibi bir durum olmadığını ifade ediliyor.

Türklerin ve Kürtlerin iki halk olarak anayasa da yer almasını isteniyor. Anayasanın 66. Maddesinin değiştirilmesini isteniyor. PKK’lı teröristlere af çıkarılmasını, iş verilmesi, rehabilitasyona tabi tutulmalarını ve siyasette önlerinin açılması isteniyor.

Anayasanın değiştirilemez hükümleri değiştirilsin, anayasanın başlangıç hükmü değiştirilsin, Türk Milleti Devlet Kimliği, Türkçe eğitim değişsin, yerel yönetimlere özerklik verilsin, Anayasa’nın 42.(anadilinde eğitim), 66. (Vatandaşlık tanımı) ve 127, (idari vesayet) maddeleri üzerinde düzenlemelere gidilmesi, yerel yönetimlerin mali ve idari özerkliği güçlendirilmesi yine talepleri arasında.

Silah bırakan örgüt mensuplarına, talepleri hâlinde sağlık hizmetlerinden yararlanmaları, İstihdama katılımlarının sağlanması, sosyal güvenlik haklarının teminat altına alınması, seyahat ve ifade özgürlükleri üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması diye talepler sıralanmış.

Yukarıda yazılanlara bakınca sanki Türkiye Cumhuriyeti Devleti savaş kaybetmiş, sonunda yeni bir Sevr anlaşmasına zorlanmış ve bizde çaresiz kabul ediyoruz tablosu var.

Bunlara ilave Cihat Yağcı paşanın söylediklerini paylaşayım:

Batman belediyesinde Türkçe konuşmanın yasak olduğu Türkçe konuşanın uyarıldığını Kürtçe bilmiyor musun dendiği, Devletin şehit ve gazi ailelerine devlet dairelerinde belediyelerde kontenjan verdiği biliniyor. DEM partili belediye gelince bu kanalla girenleri çöpçü yapıyor, çöpçülük kadrosuna alıyor daha da acısı bunlara ölen teröristlerin ailelerinin oturduğu sokakları ve kapılarının önleri temizlettiriliyor.

Bu yaşadıklarımız ve konuşulanlar bu aziz millete yapılan en büyük kötülük.

Bu topraklar bu vatan bize atalarımızdan yadigar, evlatlarımızın torunlarımızın emanetidir. Bu vatan kolay kazanılmadı. Büyük zorluklarla fedakarlıklarla kazandığımız bu vatan kan dökmeden masum görünen anlaşmalarla bölünmeye çalışılıyor.

Osmanlıyı özleyenlerin, yeniden aynı düzeni kurmak isteyenlerin, Türk' ü adam yerine koymayan kanı bozuk ihanet odaklı kripto hainleri unutmamalıyız.

Türk Milletine kimliğini geri veren Atatürk'e düşmanlığın temelinde bu olduğunu unutmamalıyız.

Dindarlık postuna bürünmüş, kardeşlik nutukları atan BOP uşaklarının hedefinin Türk Milletini yok etmek olduğunu hiçbir zaman akıllardan çıkartılmamalı.

Sevgiyle kalın