Bina Yap Tören Düzenle Selfie Çek Hizmeti Vatandaş Düşünsün

Bu memlekette bir Dayı var… Kahvedeki dayıların bir tık büyüğü, yetkisini gölge gibi her yere yaymış ama sorumluluk konusunda buharlaşan türden. Konuşmayı çok seviyor, ama dinlemeyi hiç bilmiyor. Hele gerçekleri söyleyeni görünce… Bir anda yüzü düşüyor, kaşı kalkıyor, çay kaşığı havada kalıyor.

Dayı’nın en büyük yeteneği:
Göstermeyi çok iyi bilmesi.
Ama iş yapmaya, hatta daha önemlisi yaptığını işletmeye gelince ortadan kayboluyor.

Hastane yapmış…
Ama hastanenin hastayla bir alakası yok.
Müze gibi geziyorsun, devasa boş koridorlar, şık tabelalar…
Sanki sağlık hizmeti değil de “modern mimari turu” için yapılmış.

Hani kahvede biri demişti ya:
“Dayı hastane yapmış ama içine hizmet koymayı unutmuş.”
Kesinlikle doğru.
Hastane var, ama “hastalık” için bir şey yok.

Randevu yok.
Doktor yok.
İlaç yok.
Ama Dayı’nın kurdele kesme törenleri tam gaz devam ediyor.

Bu ülkede hizmet anlayışı şöyle olmuş:
Bina yap → Tören düzenle → Selfie çek → Hizmeti vatandaş düşünsün.

Dayı’ya göre işler yolunda, çünkü fotoğraf iyi çıkıyor.
Ama vatandaşa göre işler felaket, çünkü tedavi yok, randevu yok, çare yok.

Hizmet varmış gibi davranarak
memleket yönetmek bu kadar olur işte.

Ve millet en sonunda soruyu çakıyor:
“Dayı, memleketi yönetiyorsun da
bu randevuları kim yönetiyor?”

Bu soru işte asıl eleştiridir.
Çünkü Dayı’nın bütün o gösterişli anlatısını, bütün süslü söylemlerini, bütün “Ben yaptım” cümlelerini tek kalemde boşa çıkarıyor.

Dayı’nın kurduğu sistemin bütün çatlakları burada ortaya çıkıyor:
Görüntü çok, hizmet yok.
Kurdele çok, çözüm yok.
Bina çok, doktor yok.
Bütçe çok, ilaç yok.

Bu memleket Dayı’nın anlatısına değil,
vatandaşın gerçeklerine bakar.
Gerçek de ortada:
Millet ilaçsız, randevusuz, çaresiz.

Ve Dayı unuttu sanıyor ama…
Millet gördüğünü unutmaz.